Başbakan Tayyip Erdoğan'ın karizması ve liderliği
Onlarla aynı dili konuşan bir başbakan'ın olması
Fakirleri aşağılık gibi gören muhaliflere tokat atma isteği.
Muhalefetin ve yandaşlarının sadece kendi çıkarları zedelendiğinde bağırdıklarının farkına varmaları
kendilerini buğday ambarında sanmalarına sebep olan nedenlerdir. en göze batanı bazı belediyelerinin otobüs ve metro yolcularına ferdi kaza sigortası yaptırmasıdır. zira birbirlerini öldürüp, sigortadan para almak, bir zenginleşme projesi olarak göze çarpmaktadır.
fakir halkın kendine daha yakın olarak bu partiyi görmeleri.monşerlerin partisi değildir bu parti,alevilerin oylarını alıp meclis kürsüsünde onları aşağılamaz bu parti yöneticileri, bütün ülkeyi karış karış dolaşır ak partililer diğer partiler gibi sivasın doğusuna gidemeyecek kadar da yüreksiz değildirler, başbakan bile çoğu zaman kasımpaşalı ağzı ile konuşur,duygularıyla hareket eder sinirlenince diplomasi falan dinlemez çeker gider.
halkın arasına diğer partilerden daha çok karışırlar. ayrıca bu partinin yandaşları bu parti sempatizanları da kimseyi küçük görüp haydi fakir akp li ya da haydi fakir chp li savun kendini demez.(ayrıca bu partinin adı akp değil ak parti ulan, öğren de gel)
ayrıca stv konusuna gelince de cahiller için söylüyorum bunu; başbakan nakşibendi tarikatına yakındır stv ise nur cemaatinindir ikisini bağdaştırmak aynı kefeye koymak cahillik cühelalıktır ayrıca ecevit zamanında nur cemaatinin ecevitle ne kadar iyi ilişkiler içinde olduğunu da herkes bilir ama nedense kimse ecevite bişey demezdi bu da ilginç bir detaydır.
fakirlerin her dönemde kendi dertlerini çözebileceklerini düşündükleri bir partiye oy vermesine örnek teşkil eden durumlardan biridir. şayet ister sağ olsun ister sol(ki türkiye'de halkta böyle bir keskin ayrım yok bence) türkiye'de halk kendi derdini dinleyene oy vermiştir. bunun dışında bir çok başka olasılık da vardır. bir partinin geleneksel değerleri vurgulayarak güven toplamaya çalışması, dünya sahnesinde gerçekleşen olaylar, diğer partilerin konumu, o zamanın konseptine uygun görüş olma diğer olasılıklar olarak verilebilir.
mahir yoldaşın da dediği gibi devletle yurttaş arasındaki suni dengenin olması durumudur.
yurttaş her ne kadar kızsa da o devlettir diyerek gene ondan medet umar tabi din istismarı da cabası.
bunlardan yola çıkarak suni dengenin kırılması için silahlı propagandanın şart olduğu bugün için de geçerlidir.**
işin ekonomik sınıf durumu ile alakası yok aslında pek. fakir ya da orta halli dediğimiz insanların kalkıp akp'ye oy verme nedenleri eğer bizden biriyse bu nokta eğitim eksikliği var demektir.
siyaset basit birolay mıdır ey halk? kahvedeki dayıya emanet edilebilecek, bakkala emnaet edilebilecek bir olgu mudur? değildir. ciddi bir eğitim gerektirir, ciddi bir birikim gerektirir, dış politikadan iyi anlayıp zeki olmayı gerektirir.
en basitinden, eğer biri sizi yönetsin diye oy verip başınıza geçirip hem de iyi para kazanmasını sağlıyorsanız, o kişinin sizden olması, sizden bir farkının olmaması mı doğrudur yoksa sizin başınıza geçebilecek niteliklerin hepsine sahip gerçekten bunu becerebilecek sizden farklı biri olması mı?
senin yapamayacağın bir işi yapacaksa oy ver, senin kahvede konuştuğunu mecliste konuşsun diye değil.
siz fakirleirn neden ak partiye oy verdiğini anlayamadığınız için türkiye de sessiz sedasız 'fakirler' eli ile bir demokratik devrim yapılıyor. meslek liseli cocuklara zenci muamelesi yapanları alkışlarken fakirlerin neden ak partiye oy verdiğini kaciriyor ve ahmakça sorular soruyorsunuz. fakirler ak partiye oy veriyor çünkü deveyi hamuru ile götürmeye alışmış ve artık ihaleler kesmedigi icin bankalarin icini bosaltan hormaonlu 'kemalist' zenginler sinek avlıyor.
sahi siz kime oy veriyorsunuz? dersim bayraktarı, ergnekon avukatı chp ye mi?
devam edin, durmak yok...
daha teknik bir dille islamcı korporatizm. sosyalizm gibi bir alternatif gündemden çıktığı ya da çıkarıldığına göre; sosyalizmin eşitlikçiliği ile islamın tevekkülünü birleştiren bir akım, türkiye'nin mevcut sosyolojisi ve ekonomisinde %42 alıyorsa az bile almış demektir.