gözlerimi kapayıp kendimi o büyülü sese bırakıyorum. anlatıyor ve o anlattıkça ben zihnimde yaratıyorum anlatılanların dünyasını , kelimelere can verip yarattığım imgelerle . bana çok farklı bir yerde olmak istediğini anlatıyor. nerede olmak isterdin? diyorum , uzun bir cevap veriyor bana:
"buradan uzak ama neresi olduğunu bilmiyorum. sadece daha güzel bir yerde, daha mutlu bir hayat sürmek istiyorum. karnım acıktığında buzdolabına koşmak ve yiyebileceğim kadar yemek istiyorum. okulu görmek istiyorum ama uzaktan bir yabancı gözüyle değil. içine girmek, sıraların üzerinde uyuyakalmak istiyorum. arkadaşlarımla eğlenmek istiyorum; acıyı, nasıl hayatta kalacağımızı düşünüp kaygılanmadan sadece eğlenmek...
gözlerimi açtığımda bahçeyi, havuz evini görüyorum. zaten gözümü açtığımda görmüyorum onları. yalnız kaldığımda gözlerimi kapadığım zamanlar düşünüyorum . sonra gözlerimi açıyorum ve bitiyor konuşmamız, sanki hiç var olmamış gibiler. hayatımda bir yer kaplamıyorlar. hayatımı yaşarken düşünmüyorum onları, görmezlikten geliyorum. gözlerimi kapattığımda , kendi hayatımdan çıktığımdaysa bazı zamanlar onları duyuyorum, bir hüzün kaplıyor içimi ama çabucak geçiveriyor.
fakirleri dinliyorum gözlerim kapali
bir yerlerden bir ses geliyor kulaklarima
bir zamanlar kapindan dehlediğin fakir ve gururlu genc vardi ya
evet vardi ne olmuus ona diyorum
işte o allah rizasi için bir sadaka diyor allah versin diyorum
adam olsaydin kasamdan para tirtiklamasaydin essoğluesek diyerek siktirediyorum
fakirleri dinlemiyorum artik
wagner dinliyorum chopin dinliyorum o da olmadi hakkı bulut dinliyorum
elimde viski kadehim gözlerimde bogaz manzarasinin yansimasi
fakirleri gözü kapalı dinlemektir.
daha başlığı görür görmez kesin şu fakirstrofobisi* olan umber.. bilmem ne açmıştır dediğim ve haklı çıktığım fakat bu sefer biraz daha bir insancıl cümlelerle bezenmiş yazısı.