özal dönemiyle başlamayan, çok öncelerden beri devlet eliyle burjuva sınıfı yaratma çabaları sonucu ne yazık ki ancak zengin lümpen yaratabilen ülkemin değişmez iktisat politikası
kapitalist ekonomik düzenin temelidir. ki sistem, bu amaç etrafında şekillenmektedir. yaratılan gelir yeni yatırım alanlarına kullanılıp istihdama değil spekülatif sermayeye aktarılır ve para üzerinden para kazanılır. bu durumda da, parası olmayanın para kazanma ihtimali zaten yoktur.
e sonunda ne olur, fakir daha fakir olur, zengin daha da semirir, gini katsayısı 0,50'ye dayanır, yerel sermaye üretemez, dışa bağımlı olunur, dış ticaret açığı 35 milyar dolar olur..türkiye olunur..
genellikle mümin müslümanları kandıran sırasıyla:demokrat parti ,adalet partisi, Doğru yol partisi, anap, akp hükümetlerinin başardığı bir iştir. Sol hükümetlerde bu işte az başarızıs değillerdir. Sadece refah-yol döneminde bağkurluya, emekliye, memura ve işçiye en fazla %300 ve en az %100 olmak üzere zam yapılmasıyla farkı azaltmaya yönelik önemli bir adım atmıştır.
" türkiye'de milyar dolarlık para transferleri yapan adamdan vergi almamak, hiç geliri olmayan üniversite öğrencisinin cep telefonu konuşmasından en büyük vergiyi almak" gibi uygulamalar sonucu ortaya çıkan icraat.