büyük bir sağlık sorununuz yoksa çok ta kötü bişey değildir.
tabi karnınızın doyması şartıyla, ne ile doyduğu önemli değil.
şöyle ki, insan her maddi imkana göre bir yaşam şekli geliştirir. paran yoksa, akraban, eşin dostun vardır. sohbet edersin, düğüne gidersin gene kendine mutluluklar yaratırsın.
daha olmadı sobanın üstünde mısır patlatırsın.
uzatmayalım her şartın dezavantajları kadar avantajları da vardır.
ama gözü doymaz, başkasının malını mülkünü, telefonunu arabasını kıskanan biriysen, 30 bin tl lik araban olsa 100 bin tl lik arabası olanı kıskanır gene mutsuz olursun.
tabi yoksulluk ayrı bir iş. yoksulluk, ekmek bile bulamamaktır ki hakkaten zordur.
kimi zaman tribünde kendini farkettirendir.
Üçlü için "eller eller havaya" tekmili geldiğinde kolları havaya diktiğinizde soyulmaktan artık soyulacak yeri kalmayan montunuzun kollarını görünce çıkarıp -1 derecede kısa kollu formayla sevdanızı haykırırsınız.
Güzeldir bazen.
Ama şu kışın en soğuk günlerini yaşadığımız dönemde cami kapılarında yatanları, yakacak odunu kömürü olmayanları gördükçe "fakirlik nedir?, derecesi nediR?, kime göre kim fakirdir?" diye soruyor insan.
Halinize şükredin abiler, ablalar.
Edit: fırınlarda 250 gram ekmek 75 kuruştur, besaş da 400 gram ekmek 70 kuruştur, bunun hesabını yapan fakirler sabahın köründe o kuyrukta sıra bekler. Az mı bekledim o kuyrukta sıra.
--spoiler--
Öyle bir boyamışlar ki gözlerimizi, öyle bir perde çekmişler ki önümüze, lan fakirliğinden, yokluktan, sefaletten gurur duyan bir biz varız. Fakir adam hep delikanlı olur. Yeşilçam'da . Münir Özkul gibi. "Bak beyim"le başlayan bir replik görmedim ben gerçek hayatta. "Sen bilirsin beyim"dir doğrusu.
Son dal sigarayı içerken cepteki parayı düşünmektir..
hatun sinemaya gidelim falan diye tutturunca içten bi "aha sıçtık" diye geçirmektir..
gözün hep benzin ibresinde olmasıdır, benzin alırken benzin ibresinin dahi sizi siklemeyerek hareket etmemesi, pompacının pompasına küfür ede ede benzinlikten uzaklaşmaktır..
alışverişi sevmemek, bunu belli bi zaman sonra karakter haline getirmektir..
ara ara tokum ya yeni yedim falan gibi realist, herkese sıradan gelen cümlelerle durumu savuşturmaktır..
ayın 24 ile 31'i arası kendini bok gibi hissetmektir..
hiç bi özel günü gerçekten tadında dağıtarak kafa boş bi şekilde hayvan gibi eğlenerek geçirememek, istediğin değil makul olan hediyeler seçmektir..
ucuz hobi aramaktır.hayatın monotonluğundan sıkıldığında ne yapabilirim diye düşünmektir.yapmak istediğin şeylerin pahalı olması ve sonunda senin dandik entryler girerek
zaman öldürmene sebep olan durum.