Bir şekil de benim bile eski komunist olmamda payı olan insan...
Zamanında bizim köyde öğretmenlik yapmış. Annemin amcası abi gibi davranmış yeri geldiğinde sağ sol mevzularında kollamış. Onun oğullari ve benim iki dayım eski tip lidir. Ki büyük dayım tip in ilk on isminden biriydi. 77 1 mayısında tv de ismini behice boran dan sonra ikinci okuduğum. Vs vs.
rahmetle ve saygıyla anıyoruz. "yılanların öcü" romanı beyaz perdeye aktarıldı:
Fakir Baykurt'un aynı eserinden Metin Erksan tarafından senaryolaştırılıp filme alınan Yılanların Öcü, sansür karşısında yılmayan ve cesaretle film çekmeye devam eden yönetmenin en sert eserlerinden birisi. Dönemin siyasi sahnesinde yankı bulan, basının uzun bir süre ilgisini çeken Yılanların Öcü, "köy gerçekleri" konusunu işleyen toplumsal gerçekçi bir film.
Fakirliği fazla göze sokmadan gerçek ve dirençli karakterler yaratan Erksan, mülkiyet temasının altını çizer.
Yılanların Öcü, 1966 yılında Kartaca Film Şenliği'nde en iyi film seçildi.
köylünün yaşamını devrimci bir bakış açısıyla ele alırken, toprağın kokusunu da okuyucusuna hissettirmiş, ''değerimi bilen bilsin, bilmeyen ardımdan gülsün'' diyen türkiye'nin gelmiş geçmiş büyük yazarlarındandır.
Köylüyü ve onun dertlerini gerçekçi bir biçimde yerel söyleyişleri de kullanarak Anlatan yazar.özellikle onuncu köyü öğretmen adaylarının ve öğretmenlerin okumasını tavsiye ederim.
köy enstitülü bir öğretmendir. demokratik öğretmen hareketinin öncüsü ve türkiye öğretmenler sendikası'nın ilk genel başkanıdır.
"öğretmen yalvarmaz, öğretmen boyun eğmez, öğretmen el açmaz. öğretmen almanya’ya, hollanda’ ya işçi, çöpçü gibi gitmez, öğretmen dövülmez, öğretmen yakılmaz, öğretmen kıyılmaz, öğretmen sürülmez, öğretmen ders verir. öğretmen eline teslim edilen çocukları ve milletin kendisini, eğitir. öğretmen horlanmaz, öğretmene saygı duyulur.” fakir baykurt.