basit dille yazdığı romanlarında çekincemede kalmadan, köy toplumunun sorunlarını işlemiş, köylü ... şeklinde başlayan eleştirileri yapmadan önce birkaç romanı okunması gereken yazardır.
Köy yaşamını ve karakterlerini anlatırken ya hu şehirliler bakın köyde bunlar oluyor demek için anlatmış gibi bir algı oluşturulmuş entrylerde, asıl köylü üzerinde bir toplumun sosyolojik travmasını ve kentlileşirken neler kaybettiğini göstermek istemiştir ya da şehirleşen köylüye nasıl bir feodaliteyi geride bıraktığını görmesini sağlamıştır.şiirde atilla ilhan nasıl sinematografikse romanda da fakir baykurt öyledir.okudukça okursun.
köy enstitülü bir öğretmendir. demokratik öğretmen hareketinin öncüsü ve türkiye öğretmenler sendikası'nın ilk genel başkanıdır.
"öğretmen yalvarmaz, öğretmen boyun eğmez, öğretmen el açmaz. öğretmen almanya’ya, hollanda’ ya işçi, çöpçü gibi gitmez, öğretmen dövülmez, öğretmen yakılmaz, öğretmen kıyılmaz, öğretmen sürülmez, öğretmen ders verir. öğretmen eline teslim edilen çocukları ve milletin kendisini, eğitir. öğretmen horlanmaz, öğretmene saygı duyulur.” fakir baykurt.
Köylüyü ve onun dertlerini gerçekçi bir biçimde yerel söyleyişleri de kullanarak Anlatan yazar.özellikle onuncu köyü öğretmen adaylarının ve öğretmenlerin okumasını tavsiye ederim.
köylünün yaşamını devrimci bir bakış açısıyla ele alırken, toprağın kokusunu da okuyucusuna hissettirmiş, ''değerimi bilen bilsin, bilmeyen ardımdan gülsün'' diyen türkiye'nin gelmiş geçmiş büyük yazarlarındandır.