bu apartmanların kendine has kokusu sokak başından duyulur. ayrıca kendine has kokusu dışında kimde ne pişiyor çok kolaylıkla anlaşılır.
ahmet abilerde akşam kuru var
zeynep abla soğan kavuracam derken evi yaktı sanırsam
melahat abla türlü yapıyor
zeliha teyze allah belanı vermesin pırasa yapıyor
lan yine kapuska pişiren var.
apatmanın aşağı tarafındaki cephenin mermerden yapılmış olması; ve o mermerin üzerine kalemlerle yazılmış asker uğurlama, kara sevda ve atarlı genç temalı yazılar, üstüne yapıştırılan sakız dövmeleri, çeşitli yapışkanlar falan.
bina girişinin dar, kasvetli ve gri betondan oluşması. merdivenlerin dar olması. varsa en küçük boyundan bir asansörün olması. (genelde olmaması) lamba sisteminin tuşla kontrol edilmesi (sensörsüz olması)...? bi' dakika lan! ben bu apartmanı bi' yerden tanıyorum!
yoksulluk yüzyıllardan beri halkların en büyük sorunudur. yoksulluğun herhangi bir göstergesiyle alay edecek beyinsiz güruhta sorunun diğer vahim tarafıdır.
apartman girişinde yorgan açılmış , pamukları ( pamuk değildir de , ne olduğunu da bilemedim şimdi ) kurutuluyorsa biliniz ki o apartman fakir apartmanıdır .
-edit-
hay bin yaşa (bkz: fordcu imam) hatırlattı yün müş efendim o yün .
dış cephe kaplaması yapılmamış, girişi ve bahçesi bakımsız ve kirli, balkonlarının kömürlük gibi veya depo gibi kullanılması. ve kadınlarının gün boyu gireni çıkanı deftere kayıt etmesi.