fakir ama umutlu çocuk

entry2 galeri0
    1.
  1. daha uygun bir başlık bulamadım.

    aylık kontrollerim için diş hekimliği fakültesine gitmiş, diş taşı temizlenmesinin ve 20 lik dişin verdiği acı ile eve doğru yol alıyordum. ankara da ankamall'ı bilenler bilir. bilenlere küçük, bilmeyenlere 'dünyalar kadar büyük' gelen bir alışveriş merkezidir işte. aradığın her boku bulabilirsin yani. paraya bakar.

    dolmuşa bineceğim. bekliyoruz.

    yanımda küçük bir kız taş çatlasın 8 yaşında. saçları kınalı, üstünde kırmızı eski bir mont. ayaklarında yazdan kalma eski bir ayakkabı. yanında babası var. belli ki küçük kız ankarada yaşamıyor, doktora geldiğini kekeleyerek konuşmasından anlıyorum.

    -hani içini gösterecektin baba buranın? ışıklarına baksana ne güzel. (ankamall)

    baba mahçup. nasıl göstersin para yok cepte. hadi gördün geri dön diyebilir mi içerde 'babası hamburgerin yanına istediği içeceği almayan' yaşıtlarını gördükten sonra?

    şöyle bir bak geri çık diyebilir mi; çocuklarına bayramlık alan aileleri gördükten sonra?

    baba susuyor.

    dakikalar sonra

    +tamam kızım bir dahaki gelişimize söz.

    umutlanıyor küçük kız. her seferinde bu sözle avunup gene de umutlanıyor. umudun anlamını bir tek onlar bilir çünkü!

    istemeden izliyorum. izlediğimi her farkedişinde üstünü başını düzeltiyor yan bakışlarla.

    prenses girse çoğu memnuniyetsiz insanların bulundugu o 'dünyalar kadar büyük' yere; hiçbir şey istemeyecek belki. yetecek o
    gözleri kör eden devasa ışıklar. bakıp bakıp mutlu olacak.

    'aaa baba şunlara bak ne güzel' diyecek ve çıkacak.

    bir fazladan çocuk menüsü isteyip zırlayan arsızlara bakıp üzülecek belki.

    ama yetecek 'dünyalar kadar büyük' 'kendi yüreğinden daha küçük' bir yeri görebilmek.

    sen hiç büyüme çocuk

    sen hiç büyüme..
    3 ...
  2. 2.
  3. (bkz: benim lan bu)
    bir yerlerden bir umudum olur genelde.
    mesela hala 10 dönüm bi tarlaya güzel bir ev yapma umudum var.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük