faziden kastın tefecilik tipi faiz olduğunu ve bu tarz faiz alanların zulüm yaptığını anlayamayan bazı arkadaşların kabülüdür.
benim kabülüm değildir.
ben üç kuruşa kıçımı yırtıcam, eşşek gibi çalışıcam ve uzun uğraşlar sonucu paramı yastık altında saklayacam ondan sonra bu ekonomi düzeninde param pula dönecek ondan sonra faiz haram...nah haram.
değildir haram maram. haram olan bitik duruma düşmüş ve hayatı berbat olmuş birine yardım etmek yerine verdiğiniz parayı kol gibi faizle geri istemektir. al sana haram.
islam'da haram olarak belirtilan faiz ribadır. yani değişmeyen, sabit bir değerin borç olarak verilmesi durumunda alınan fazlalığa denir. sabit değerler diyorum, çünkü enflasyon denen kavram burada söz konusu değil. faiz ise hemen hemen aynı manada kullanılabilir. günümüz ekonomik şartlarında üretim, döviz gibi olgular göz önüne alınırsa mevcut bir değerin zamanla aynı kalması mümkün değildir. para sadece satın alma gücünü belirler. örneğin o sene 100 liraya karşılık gelen mal miktarı 100 kilo domates olsun. 1 sene vadeli olarak bu parayı borç verdiğimizi düşünelim. 1 sene sonranın üretim koşulları aynı parayla 80 kilo domates almamıza izin verebilir. bu borcun, borç verene 100 lira olarak dönmesi borcu veren kişide mal kaybına neden olur. alım gücünü düşürür. böyle bir durumda borcu alanın 100 kilo domatese karşılık gelen miktarı ödemesi gerekir. yani 125 lira. işte buradaki 25 lira fazlalık haram değildir. haram olan tefecilik usulü alınan ribadır.
tefecilikle karıştırıldığını düşündüğüm durumdur. ayrıca faiz paranın kira bedelidir. nasıl ki ev alıp kiraya veriyoruz, haram mı oluyor evi kiraya vermek? o parayla ev almayıp da faize yatırınca neden cehennem yolu gözüküyor, hangi mantığı ürünüdür bu durum acaba.
Bazı maymuncukların "engin" finans bilgileriyle bizi aydınlatmaya çalıştıkları haramdır.
Şimdi 2 konu var;
1- "Haram mı değil mi tartışılır" : tartışılmaz çocuğum, haramdır, daha net nasıl anlatılır bilmiyorum ama git bak ayetle de hadisle de sabittir, almak da vermek de haramdır. tıpkı içkiyi içmenin de satmanın da, sağlamanın da haram olması gibi. ha sen inanmazsın o senin problemin ama tartışamazsın haramdır.
2- Neden haram olduğuna gelince; bazı aklı evvellerin dediği gibi "faiz olmadan ekonomi olmaz" diye birşey yoktur. bankacılık sistemi ve paradan para kazanma yolu öyle insanlık var olduğundan beri var olmamıştır, haçlı seferleriyle birlikte "knights templar" dediğimiz kişiler tarafından temelleri atılmıştır. onlardan önce de insanlar ticaret yapıyor mal sahibi oluyorlardı. şimdi burada asıl nokta şu; faiz bir sebep değil sonuçtur, ekonomik sistemlerin böyle aptal ve doğal olmayan bir yola bağlı olmasının sonucudur faiz. eğer paradan para kazanılmasaydı enflasyon bu kadar olmaz, faiz de ortaya çıkmak zorunda kalmazdı. evden kira almakla faizi aynı tutan cahillere de şöyle anlatayım (geri zekalıya anlatır şekilde) evden aldığınız kira o evin bakımına giderine gitmeli, o evin yıpranmasını karşılamalı, ev sahibinin yatırımından zarar etmemesini sağlamalıdır. Kiranın gereğinden fazla alınması da haramdır. Bi tarafını satarak ev almaya çalışacak eblehlere de cevap, sizin bu haksız ve sömürgeci faiz-kredi sisteminiz yüzünden ev ve kira fiyatları bu şekilde korkunç boyutlara ulaştı.
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayalım, dört bölümlü mide sahibi dostlarımız.
öncelikle bu ikisini birbirine karıştırmayalım.
faiz almak haramdır, vermek değil.
üstüne faiz konmuş bir faturaya vs. ödemek haramdır diye birşey yok tabiki.
faiz almak yerine, kar payı veren bankalarla çalışılabilir.
hazreti adem den bu yana allah'ın peygamberleri aracılığı ile indirdiği bütün dinlerin [ki biz onlara kısaca islam diyoruz ] ortak haramı. istisnaları cehennemde odun etsinler.
hatta benim de dilim var, ben de bilmiyorum ama konuşabilirim. islam, faizin her türlüsünü haram kılmıştır, sadece tefecilerle ilgili olanları değil.
bankalardan alınan faiz de buna dahildir. çünkü o kazanç için hiçbir emek harcanmamış, hiçbir çaba gösterilmemiştir.
faiz geliri ile geçinmeye alışan kişiler zamanla üretimden, üretici olmaktan vazgeçerler. islam dini ise çalışmayı bir nevi ibadet olarak gören bir dindir.
çalışmaya, üretmeye bu kadar önem veren bir dinin faizi meşru gördüğünü savunmak en iyi ihtimalle keseri kendine göre yontmaktır. kendini kandırmaktadır.
paranın para getirmesi paranın doğasına aykırıdır. para mübadele için sadece araçtır para vererek üstüne artı para kazanmak paranın varoluşuna aykırıdır. değer yaratan insan emeğidir bunun dışındaki kazançlar faiz, rant,kar payı vb. hepsi paranın bir yerde toplanıp ihtiyacı olan birine faizle verilerek elde edilen gelirden nemalanmaktır dolayısıyla emek verilmeden elde edilmiştir ki dinin de ötesinde bu durum ekonominin temelindeki dinamittir. masum görünen banka faizi geliri bir ihtiyaç sahibinin cebinden gelmektedir havadan değil ya da banka sizden aldığı paralarla bir fabrika kuran kooperatif değildir para alır para satar aslan payını kendisine kedi payını da mevduat sahibine verir. banka faizine haram olunan faiz bu değil demek vicdan masturbasyonundan başka bir şey değildir.
faiz ödemek türkiyede vazgeçilemeyen br kavram.
bu da yine yiyenlerin sayeside olduğu için bizlerin ödediği haramda onların sayesinde oluyor. bu sebeple şu an yemek haram kısmıyla ilgilenmek daha olasılıklı bir durumdur.
çoğu din aliminin katıldığı düşünceydi bir zamanlar. şimdilerde ev ve araba alırken helal diyenleri türedi. ama ne kadar kaçarsak kaçalım bi* şekilde yiyoruz. nasıl mı, maaş alıyoruz promosyon veriyorlar, peki bu promosyonu bankalar gül yüzümüzün hürmetine mi veriyorlar? maaş zamları hemen maaşa eklenmeyince faiziyle yatıyor hesabımıza, bir aksilik çıkıyor maaşlar geç yatıyor, yine faizi ekleniyor, bu sürekli böyle gidiyor. ne kadar kaçsak da bi* şekilde bulaşıyor bize bu illet.
Emek ile kazanılan para faize verilemezse, bir kaç yıl içinde ciddi bir değer kaybı olacak. Peki bu para nereye gidecek? Üretilen değer kendiliğinden yok olamayacağına göre, birilerin ceplerine gidecek. Bu durumda parayı faize vermemek haramdır.
Kapitalizme batmış bir dünyada neredeyse her ekonomik faaliyetin bir yerlerinde haksız kazanç fışkırıyor. Faizin lafı bile edilmemesi gerekir.
3 dininde ortak olarak söylediği olaydır. lakin 3 büyük dinin zamanında bugünkü bankalar yoktu. o zamanın faizle borç verenlerini bugünün tefecileri olarak tanımlamak daha mümkündür. yani o zaman enflasyon, seri üretim, global ekonomi gibi kavramlar olmadığı için faiz çok darda olan bir insanın yalvar yakar tefeciden borç para istemesi tefecinin 100 lira veririm ama karşılığında 120 lira alırım demesi olayından başka birşey değildi.
günümüz dünyasında ise sistem çok değişmiştir. artık suidi arabistandan tutunda vatikana kadar herhangi bir bankadan para çekecek olursanız bunun faizini ödersiniz. bundan daha doğal birşey de olamaz. çünkü 3 dinin indiği zamanda el emeği göz nuru ile yapılan mesela bir gemiyi 100 liraya alıyorsanız, ertesi senede aynı paraya alırsanız, ondan sonraki senede, 20 sene sonrada aynı paraya alırdınız. bu olay ekmek, ev eşyası, un hepsi için aynı şekilde geçerli idi.
e doğal olarak o şartlarda birisinden 100 lira borç aldığınız zaman buna karşılık 120 lira öderseniz bu basbaya tefecilik olur. ancak günümüz dünyası bu şekilde yürümemektedir. seri üretim, global rekabetçi market gibi unsurlardan ötürü aynı sistem geçerli değildir. kısaca bugün cebinizdeki 100 lira ile bir gemi alabiliyorsunuz diyelim. ancak günümüz şartlarında aynı gemiyi 3 sene sonra aynı gemiyi 100 liraya alamazsınız aynı gemiyi almak için 120 liraya ihtiyacınız vardır.
daha açık anlatmak gerekirse siz bugün 100 liraya almak istediğiniz gemiyi almadınız ama acil paraya ihtiyacı olan bir kişiye 3 sene sonra size geri vereceği sözü üzerine ona borç olarak verdiniz. 3 sene sonra bu kişi size 100 liranızı faizsiz olarak verirse siz 3 sene sonra artık almak istediğiniz gemiyi alamazsınız. çünkü sizin 3 seneki önceki 100 liranızın alım gücü ile bugünkü 100 liranızın alım gücü aynı değildir. anca borç verdiğiniz kişi size 20 lira da faiz ekleyip 120 lira verirse o zaman 3 sene önce 100 liraya alabileceğiniz gemiyi alabilecek paranız olur. yani eskiden 100 lira veren kişi 3 sene sonra da 100 lira alırsa herhangi bir kaybı olmuyordu çünkü 100 lirası ile 3 sene önce ne alabiliyorsa aynısını alabiliyordu. şimdi ise 100 lirasını veren kişi 3 sene sonra 100 lirasını faizsiz alır ise 100 lirası ile 3 sene önce alabildiği şeyleri alamaz kısaca faizsiz borç para veren kişi zarara uğratılmış olurdu. aynı kişi bir 3 sene için daha 100 lirasını faizsiz olarak bir başka paraya ihtiyacı olan kişiye verse toplamda 6 sene önce gemi alabileceği 100 lirasına 6 sene sonra kayık bile alamaz hale gelir. bu da olayın mantıksızlığının kanıtıdır.
kısaca artık günümüzde faizsiz olarak kimse kimseye kredi açmaz, para vermez. ve günümüzde de 3-5 kişi bir araya gelip ev eşyası üretmediği, dev makineleri ile dev mobilya fabrikaları kurulduğu için o makineleri, o tesisi kurmak için illaki kredi çekilmesi lazımdır. çok net olarak günümüzde kredi almadan nakit para ile kurulan hiç bir fabrika yoktur. istediği kadar güçlü olsun ne koç, sabancı, ne ihlas holding ne de microsoft bir tesis kurarken illaki kredi çeker. o yüzden bankaların işletmelere verdiği uzun vadeli krediler olmasa hiç bir şekilde üretim olamaz. o yüzdendirki dünyadaki bütün ülkeler birbirleri ile para alışverişinde faiz uygularlar, bütün işletmelerde kurulumları aşamasında kredi kullanırlar. buna ihlas holding ve hatta kabe manzaralı zemzem towers da dahildir.
kısaca * faiz haramdır desturu o zamanın ekonomik şartları için geçerli olan ancak günümüz global ekonomisinde işlevini kaybetmiş bir söylemdir. nasılki o zamanlarda bütün işler fiziki güç istediği ve bu sebepten bir kadının çalışıp kendi geçimini sağlama imkanı olmadığı için savaşta ölen erkeklerin kadınların bakımını sağlamak maksadıyla 4 kadınla evlenebiliniyordu ama günümüzde kadınlarda klavye tuşlarına en az erkekler kadar basabildiği ve çalışarak kendi geçimini sağlayabildiği için 4 kadınla evlenme desturu işin mantığı gereği ortadan kalktı ise faiz haramdır desturu da ortadan kalkmıştır.