efendim, bilindiği gibi mümin kardeşlerimiz, kadınların başlarını örtmemesi gibi günahlar konusunda sık sık hatırlatma yaparlar. allah hepsinden razı olsun.
amma ve lakin şirkten sonra günahların en büyüklerinden biri olan "faiz" konusuna değinmedikleri nazarı dikkatimi celp etti. daha da elim ve vahim olmak üzere, refah zamanlarında "faiz" yasağına değindikleri halde, akp iktidarıyla birlikte söz konusu yasağı gündemlerinden düşürdüklerini görüyorum. sebep-i hikmetini anlayamadım...
oysa faiz almak ve vermek dehşetli bir günahtır. faiz alanlar ve verenler allah'a ve resulüne savaş açmışlardır. bunu ben söylemiyorum, kuran-ı kerim söylüyor. buyurun:
bakara 278 "ey iman edenler! allaha karşı gelmekten sakının ve eğer gerçekten iman etmiş kimselerseniz, faizden geriye kalanı bırakın."
bakara 279 "eğer böyle yapmazsanız, allah ve resûlüyle savaşa girdiğinizi bilin. eğer tövbe edecek olursanız, ana paralarınız sizindir. böylece siz ne başkalarına haksızlık etmiş olursunuz, ne de başkaları size haksızlık etmiş olur."
bir de faizin helal olduğunu iddia edenler çıktı (bkz: faiz helaldir). mübarek hükümetimizin tutumu kafalarımızı karıştırsa da, başka bir izahatı olmalı diye düşünüyorum.
kimisine göre hükümetimizin birileri "şeriat geliyor" diye bağırmasınlar engel olmadığı günahtır.
hükümetimiz döneminde faiz, geçmişteki kafir hükümetlerin dönemlerine göre katlanarak arttığına göre (bkz: faiz helaldir), bazıları diyebilir ki "hükümetimiz söz konusu zındıkların bağırmaması konusunda kafir hükümetlerden bile büyük hassasiyet göstermektedir. öyle ki hem kendilerinin, hem de milletin toptan allah'a ve resülüne savaş açar hale gelmesine bile aldırmamaktadır."
haşa! muhakkak başka bir izahatı olmalı. yok mu izah edecek ilim sahibi bir müslüman?
ey gafil, sanır mısın ki enflasyon asr-ı saadet'te yoktu! olmaz olur mu? üstelik o dönemde kıtlık çekildiğinde diğer bölgelerden mal getirmek günümüzdeki kadar kolay olmadığı için, fiyatlar anında zıplar, büyük bir kervan geldiğinde düşerdi. keza ganimet olarak ele bol altın veya gümüş geçtiğinde, o altınla ve gümüşle alınabilecek yeterli mal yoksa, mal gelene kadar fiyatlar yine artardı.
öyle olmasa bile -ki öyledir- allah-ü teala zaman içinde enflasyon diye bir kavramın çıkacağını -haşa- bilmez mi ki faiz alanları ve verenlerin kendisine savaş açtıklarını bildirirken, "enflasyonun üstünde" anlamına gelecek bir kayıt eklemesin ayetlerine?
bir de "dünya'da faizi kaldırabilmiş memleket var mı ki hazret-i hünkarımız kaldırabilsin?" diyenler var. söz konusu cahiller tayyip han hazretlerinin kudretinden kuşku duyan gezici taifesi olsa gerektir. onlara derim ki:
ey cahil! allah ayetlerini şu veya bu bahaneyle göz ardı edesiniz diye mi indirdi? hem bildiğin gibi tayyip han efendimiz faizi kaldırmak bir yana katlayarak arttırmış, memlekette faize bulaşmamış mümin bırakmamıştır neredeyse. elbette bu yaptıkları ilim gereğidir. mesele şudur ki senin ve benim gibilerin aklı onun ilmini anlamaktan acizdir. bak ben acziyetimi itiraf ediyor, izah edecek bir mümin arıyorum. sen de böyle boş lakırdılar etmek yerine öyle yap!...
şu memleketin haline bakın!... akp'nin politikaları sayesinde halkının %90'ı allah ve peygamberiyle savaş haline girdi ama hala kendilerini müslüman sanıyorlar, bir kısmı hala din gayretiyle akp'ye oy veriyor!... yazık...
kimi yandaşın eksilediği ayettir. herifler o kadar azıttılar ki artık işlerine gelmeyen ayetleri bile eksiliyorlar.
Bakara 278–279: “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve eğer gerçekten iman etmiş kimselerseniz, faizden geriye kalanı bırakın. Eğer böyle yapmazsanız (faizi terk etmezseniz), Allah ve Resulüyle savaşa girdiğinizi bilin. Eğer tövbe edecek olursanız, anaparalarınız sizindir. Böylece siz ne başkalarına haksızlık etmiş olursunuz, ne de başkaları size haksızlık etmiş olur.”
Bakara 275: “Faiz yiyenler, ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların, ‘Alışveriş de faiz gibidir’ demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alışverişi helâl, faizi haram kılmıştır. Bundan böyle kime Rabbinden bir öğüt gelir de (o öğüte uyarak) faizden vazgeçerse, artık önceden aldığı onun olur. Durumu da Allah’a kalmıştır. (Allah, onu affeder.) Kim tekrar (faize) dönerse, işte onlar cehennemliklerdir. Orada ebedî kalacaklardır.”