ilk adımlarını selahaddin eyyübi'nin haçlılara karşı attığı mükkemmel sportmence rekabet anlayışı...
selahaddin: dostum seni bu son uyarışım anlayışla karşılarsın ki evde hanım ve çocuklar bekliyor..
1.Amalricus: biliyorum dostum sende beni anlayışla karşıla herşey kayınço Guy de Lusignan'ın suçu!!!
selahaddin: bi daha olmasın
Guy de Lusignan selahaddinin kız kardeşini öldürdükten sonra..
selahaddin: bak dostum beni yanlış anlama sana karşı bi garezim yok ama bunu yapmam gerekiyo oyunun kuralı bu
Guy de Lusignan: o biraz göt ister
selahaddin: peki sen kaşındın atımı ve kılıcımı getirin
savaş alanında
selahaddin: sizlerden temiz bir müsabaka istiyorum arkadaşlar kuralları tekrar hatırlatıyorum belden aşağı yok pes edince devam etmek yok ...
fair play dendi mi alpay'ı bilir alpay'ı söylerim ben arkadaş! o çelmeyi takaydı burda adını anar mıydım, anmazdım..
ne güzel futbolcumuzdun sen lan alpay!
Türkiye, FIFA tarafından, Ermenistan ile 2008 yılı içinde oynanan Dünya Kupası Eleme Grubu maçında barışa yönelik girişimleri nedeniyle Dünya Fair Play Ödülü'ne layık görülmüştür.
türkiye için çok bir etkisi olmadığını düşündüğüm kelime. Anlamsızlaşmıştır. Onun yerine zamanında h. babaoğlu nun da dediği gibi "adil oyun" tipi bir terip kullanılsa çok hoş olur.
futbolda kurallara uyan ve kuralların ötesine geçecek davranışlar sergileyen futbolculara verilen ödül.
bizde en ünlüsü euro 96'da gole giden hırvat rakibini penaltıyı göze almadığı için düşürmeyip nihayet gol olmasına sebep olan milli futbolcu şimdiki milletvekili alpay özalan 'a verilen ödüldü. bu durumu çok sert eleştiren rahmetli spor yorumcusu kazım kanat, alpay' ın kazandığı bu ödüle salaklık ödülü benzetmesi yapmıştı.