Paulo coelho'nun on bir dakika adlı romanını akla getiren başlık.
ayrıca ne şartlarda bu mesleği yaptıkları bilinmez, zorla o yola düşeni de vardır, seve seve yapanı da, içlerinde kendilerince dinini yaşayanları da. ön yargılı olmamak lazım diye düşünüyorum. nihayetinde onlar da bir insan.
bir daha yapmayacağım deyip ,parayı gördükten sonra bağımlısı olunan iştir. gece alemide çok kallavi bir kelam vardır , 'orospunun tövbesi yar...ı görene kadardır' diye . bu kelam gerçekten çooook doğrudur.
2010 yazında amsterdamred light district'te tanıştığım bir fahişenin* gecede 1000 -yazıyla bin avro- kazandığını öğrendiğimde bu mesleğe karşı bakış açım değişti. bu meslek grubundaki insanların hepsinin kader kurbanı olmadığını, isteyerek ve severek yapanlarında olduğunu farkettim. ayrıca gayet tahsilli, eğitimli ve büyük hayalleri olan insanlar olabiliyorlar. bahsettiğim kadın 7 dil biliyordu(zamanında istanbulda çalıştığından türkçe de buna dahildi. kısa sürede birkaç ev daha alıp hayatının sonuna kadar rahat bir yaşam sürmeyi amaçlıyordu.*
kadın olsam yapacağım meslek, varsın ahlaksızlık olsun 5 sene çalışıp 10 ev alırsın sonrada emekli olursun biter gider, millet ne derse desin paranın amına koyuyorlar.
güzel bir kadın gecelik 500 liradan ayda 20 kez ilişkiye girse aylık kazanç 10 bin lira .
senede 120 bin lira
5 senede 600 bin lira
bunun içinden yemesini içmesini
kişisel bakım ürünlerini
kirası
cartını curtunu çıkardığında.
530-550 bin lira cebine net kalır.
Bu kadın sadece o paranın faiziyle rahat rahat yaşar.
Düşünsenize bu işe 20 yaşınızda başlıyorsunuz 25 yaşınızda 550 bin lira paranız oluyor.
kaç tane genel müdür , kaç tane avukat kaç tane doktor bu kadar parayı bir arada görebilmiş ki?
Kaldı ki 5 senelik kazanç bu.
hizmet sektörü denen furyanın en belirgin mesleğidir. alışveriş insanoğlu varlık bulduğu günden beri zorunluluk haline gelmiştir.
ihtiyaç sahibi talep eder, imkan sahibi ise para ya da takas karşılığında, mal veya hizmeti arz eder.
seksin yemek içmek kadar doğal ihtiyaç sayıldığı ve yavaş yavaş kabul gördüğü şu dönemde, talep varsa bir sektörün de olması gerekir.
ha "parayla seks mi olur o doğal ihtiyaç lan değişik" diyenler çıkacaktır elbette. yemek içmek kadar doğal gördüğün bir olguya "para karşılığı olmaz, yapılmaz" demek biraz saçma oluyor. zira yemek içmek dediğimiz eylemler de karşılıksız sunulmuyor bize.
doğal yollardan başaramadıysan çiftleşmeyi, sevgili ya da partner sahibi değilsen, daha doğal yollara sapıp "alışveriş" mantığında yapacaksın ki herkesin işi görülsün.
ha bir de; tercih meselesi bu, bu işi yapan insan ne derece seçici olur bilmiyorum ama, ona şunu söylemek istedim; "madem bu işin içindesin zevk almaya bak hacı. seçici ol göbeksiz yumurta gibi oğlanlarla yap"
Eski Mısır'da soylu ailelerin kızlarına layık görülen bir ödül, eğitimin en üst aşamasıydı. Hristiyanlık ve sonrasındaysa günahların en büyüğü oldu. 16. yüzyıl Kuzey Avrupa'sında bazı kiliselerde fahişeler çalıştırılıyordu.
bm raporuna göre genelde düşünüldüğü gibi batı ülkelerinde değil, mısır da varlığını gösteren meslek grubuymuş.
şaşırtmıştır, şimdi bazı arkadaşlar bu yazıyı okuması sonrasında -vay be diyerek Müslümanlık ve fahişelik'i bir çatı altında ilişkilendirerek bir hataya düşmemesi için konu hakkında neden-sebep ilişkisini araştırmaya davet ediyorum ki malum coğrafya da şu an kimlerin top koşturduğu ve bu top koşturmanın da ne zamandan beri başladığını iyi analiz etmek gerekir.
cinsiyetçiliğin ön plana çıkmasına sebep olan olgulardan bir tanesidir efenim. ayrıca bu sürtüklerin genel giyim ve tavırlarını kadınlar için popüler kültür olarak sunmaya çalışan kişiler de bunların destekçileridir.