eğer ki türk kahvesini belirli kahve mekanlarının dışında bir yerde içiyorsanız bilin ki, orada falınıza bakmaya gönüllü kişiler de vardır. tabii babasının hayrına bakmayacaklar. içtiğin kahvenin mönü de yazmayan fiyatına dahil edilen, fal ücreti ile birlikte ortaya çıkan fahiş fiyat karşılığında, artık dışarıda türk kahvesi içmekten vazgeçebilirsin.
kimi cafeler tarafından fiyatı da konulmaz listeye, valla bak bir gün denk geldim ben buna kafa güzel tabi girdik bir cafeye arkadaş ile birlikte. lavuk getirdi listeyi her neyse liste de en basşta türk kahvesi yazıyor ama fiyat kısmı boş. ala ala dedik nese ben dedim bir sıcak çikolata alayım 5 ytl. arkadaş da ben türk kahvesi içiçem dediydi. sonra böyle şişko bir teyze geldi fal bakam mı dedi. eyi bak dedik. baktı salladı iki üç şey ama tuttu valla. sonra gitti para da almadı. 10 dk sonra hesabı istedik. yok artık * dedım yanı o derece 20 ytl hesap mı olur lan. 5 ytl zaten sıcak çikolata 15 ytl kahve mi olur ali sami. *
gösterişli cezveler, tepsiler ve fincanlar eşliğinde ikram edilince, içindeki iki yudum kahvenin bulunmaz hint kumaşına dönüştüğünü iddia eden müessese stratejisi.
türk kahvesinin birim fiyatını çaya endekslersek aslında çaydan daha fazla kazık yemiş olan ama kahvenin fiyatının yüksek olması dolayısıyla o kazığı farketmeyen bünye serzenişi.
kahvehanelerde çay 250 ykr hacım. kahvveyi de 1-1.5 yaparlar.
çaydan daha fazla kazık yemişsin sen.
çay: 2 ytl
türk kahvesi: 7,5 ytl
sevgilinin yanında para çıkışmaması: paha biçilemez. diğer bütün rezillikler için oha be prekazi.
arkadaş, nedir yani? vallahi kahveyi 7,5 ytl ye satan esnafa kızmıyorum. gerçi o kafenin entel sahibine de esnaf demek ayıp olur, eksalansları demek istiyorum. türkiye eksalansları ve sanatseverler odası üyesi zaten.
neyse ben o türk kahvesini içti diye sevgilime de kızmıyorum. zira 7,5 ytl nedir ki? bir günde nerelere vermiyoruz? bir sigara parası.
benim kızdığım, o kahveyi içtikten sonra masaya gelen falcı da değil. sevgilim, ileriye dair güzel bir şeyler duymak istedi bariz. yalnız,
ben kendime kızıyorum. ulan benim sevgilim yoktu, bu adam da kim? ben, bir erkek olarak, niye bir adamla sevgiliyim? madem sevgili olduk, bu adam niye kahve falına baktırıyor, elini garip garip sallıyor, örgü örüyor? madem örgü örüyor, neden bıyıklarını ile ...
...
yazar, son paragrafa doğru, yenilen kazığın etkisiyle saçmalamış, bayılmış ve son cümlesini tamamlayamamıştır.
edit: bu entry'deki kişiler hayal ürünüdür. sadece prekazi gerçektir. o da mazide kalmıştır.
edit: lan kahveyi mahveyi sittiret, örgü ören, fal baktıran bıyıklı bir adamla birlikte değilim?
edit: bende o kahveye o kadar para verecek göz yok.