kutsal kitap ta... tanrı halkı "kadın"dır. tanrı ve peygamberler örnekleme yaparken halkı "tanrının gelini" gibi görür.
yahudiler ve sonrasında kilise/cemaat için kullanılmıştır yani.
bu gözle bakıldığı için tanrıdan başka şeylere tapınma, ki o dönemdeki putperestlik "fahişeliktir"... başka kocaların, erkeklerin peşinden gitmektir.
bu yüzden bazen direk tanrının kendisi ve bazen de peygamberler direk olarak, putperestliğe bulaşmış, inanmış, tanrı yerine başkasının sözüne inanmışlara vs "fahişesin/iz" der. hatta fahişeden daha kötüsünüz bir fahişe ulan en azından para karşılığı yapar siz kendi isteğinizle kendiniz gidip altlarına yatıyorsunuz der.
tanrı yerine lusifer e inanan havva "oruspu"dur.
bir kaç örnek
(bkz: YEREMYA) 2:20 (TCL02)
“Boyunduruğunu çok önce kırdın, Bağlarını kopardın. ‘Kulluk etmeyeceğim’ dedin. Gerçekten de her yüksek tepede, Her bol yapraklı ağacın altında Fahişe gibi yatıp kalktın.
(bkz: YEŞAYA) 1:21 (TCL02)
Sadık kent nasıl da fahişe oldu! Adaletle doluydu, doğruluğun barınağıydı, Şimdiyse katillerle doldu.
HEZEKiEL 16:30 (TCL02)
“ ‘Bütün bunları yaparken yüreğin ne kadar yıpranmış’ diyor Egemen RAB, ‘Yüzsüz bir fahişe gibi davrandın!
HEZEKiEL 23:7 (TCL02)
Asurlular'ın en seçkin adamlarına fahişe olarak kendini verdi. Gönül verdiği bu kişilerin putlarına bağlanarak kendini kirletti.
HEZEKiEL 16:31 (TCL02)
Her yolun başına fuhuş yuvaları kurarken, bütün meydanlarda yüksek tapınma yerleri yaparken, fahişe gibi bile değildin, ücretini küçümsedin.
cinsiyetçiliğin ön plana çıkmasına sebep olan olgulardan bir tanesidir efenim. ayrıca bu sürtüklerin genel giyim ve tavırlarını kadınlar için popüler kültür olarak sunmaya çalışan kişiler de bunların destekçileridir.
bm raporuna göre genelde düşünüldüğü gibi batı ülkelerinde değil, mısır da varlığını gösteren meslek grubuymuş.
şaşırtmıştır, şimdi bazı arkadaşlar bu yazıyı okuması sonrasında -vay be diyerek Müslümanlık ve fahişelik'i bir çatı altında ilişkilendirerek bir hataya düşmemesi için konu hakkında neden-sebep ilişkisini araştırmaya davet ediyorum ki malum coğrafya da şu an kimlerin top koşturduğu ve bu top koşturmanın da ne zamandan beri başladığını iyi analiz etmek gerekir.
Eski Mısır'da soylu ailelerin kızlarına layık görülen bir ödül, eğitimin en üst aşamasıydı. Hristiyanlık ve sonrasındaysa günahların en büyüğü oldu. 16. yüzyıl Kuzey Avrupa'sında bazı kiliselerde fahişeler çalıştırılıyordu.
hizmet sektörü denen furyanın en belirgin mesleğidir. alışveriş insanoğlu varlık bulduğu günden beri zorunluluk haline gelmiştir.
ihtiyaç sahibi talep eder, imkan sahibi ise para ya da takas karşılığında, mal veya hizmeti arz eder.
seksin yemek içmek kadar doğal ihtiyaç sayıldığı ve yavaş yavaş kabul gördüğü şu dönemde, talep varsa bir sektörün de olması gerekir.
ha "parayla seks mi olur o doğal ihtiyaç lan değişik" diyenler çıkacaktır elbette. yemek içmek kadar doğal gördüğün bir olguya "para karşılığı olmaz, yapılmaz" demek biraz saçma oluyor. zira yemek içmek dediğimiz eylemler de karşılıksız sunulmuyor bize.
doğal yollardan başaramadıysan çiftleşmeyi, sevgili ya da partner sahibi değilsen, daha doğal yollara sapıp "alışveriş" mantığında yapacaksın ki herkesin işi görülsün.
ha bir de; tercih meselesi bu, bu işi yapan insan ne derece seçici olur bilmiyorum ama, ona şunu söylemek istedim; "madem bu işin içindesin zevk almaya bak hacı. seçici ol göbeksiz yumurta gibi oğlanlarla yap"
güzel bir kadın gecelik 500 liradan ayda 20 kez ilişkiye girse aylık kazanç 10 bin lira .
senede 120 bin lira
5 senede 600 bin lira
bunun içinden yemesini içmesini
kişisel bakım ürünlerini
kirası
cartını curtunu çıkardığında.
530-550 bin lira cebine net kalır.
Bu kadın sadece o paranın faiziyle rahat rahat yaşar.
Düşünsenize bu işe 20 yaşınızda başlıyorsunuz 25 yaşınızda 550 bin lira paranız oluyor.
kaç tane genel müdür , kaç tane avukat kaç tane doktor bu kadar parayı bir arada görebilmiş ki?
Kaldı ki 5 senelik kazanç bu.
kadın olsam yapacağım meslek, varsın ahlaksızlık olsun 5 sene çalışıp 10 ev alırsın sonrada emekli olursun biter gider, millet ne derse desin paranın amına koyuyorlar.
2010 yazında amsterdamred light district'te tanıştığım bir fahişenin* gecede 1000 -yazıyla bin avro- kazandığını öğrendiğimde bu mesleğe karşı bakış açım değişti. bu meslek grubundaki insanların hepsinin kader kurbanı olmadığını, isteyerek ve severek yapanlarında olduğunu farkettim. ayrıca gayet tahsilli, eğitimli ve büyük hayalleri olan insanlar olabiliyorlar. bahsettiğim kadın 7 dil biliyordu(zamanında istanbulda çalıştığından türkçe de buna dahildi. kısa sürede birkaç ev daha alıp hayatının sonuna kadar rahat bir yaşam sürmeyi amaçlıyordu.*
bir daha yapmayacağım deyip ,parayı gördükten sonra bağımlısı olunan iştir. gece alemide çok kallavi bir kelam vardır , 'orospunun tövbesi yar...ı görene kadardır' diye . bu kelam gerçekten çooook doğrudur.