m. gündüz'ün dini nikahlı hanımıydı o dönem. ve durum tam olarak buydu.
''28 şubat darbesinin medya ayağında yer alan kumpasının baş aktörlerinden eski pavyoncu bir kadın....
evet bunu pavyondan getirip ekrana sürdüler....
günlerce ağladı zırladı tepindi, irtica algısı verilerek gündem oluşturuldu. arkasından darbe yapıldı.
olay tee seneler sonra meydana çıktı. kadın dinci değildi, tarikatçı hiç değildi, muhafazakar mütedeyyin filan değildi, plan gereği mağduru oynadı. tuttu ama.
herkes zokayı yuttu.''
28 şubat darbesinin medya ayağında yer alan kumpasının baş aktörlerinden eski pavyoncu bir kadın. Evet bunu pavyondan getirip ekrana sürdüler. Günlerce ağladı zırladı tepindi, irtica algısı verilerek gündem oluşturuldu. Arkasından darbe yapıldı. Olay tee seneler sonra meydana çıktı. Kadın dinci değildi, tarikatçı hiç değildi, muhafazakar mütedeyyin filan değildi, plan gereği mağduru oynadı. Tuttu ama. Herkes zokayı yuttu. Hepimiz kandık bu yalana bir güzel inandık bu fetö tezgâhına. Senaryoyu da harbiye ordu evinde yazmışlar..
---spoiler---
FETÖ Kurgusu Olduğu Ergenekon Kumpas Davasında Yargı Kararıyla Ortaya Çıkmıştır
Fadime Şahin’in, o dönemde televizyonlardaki açıklamalarının tamamen kurgu olduğu ortaya çıkmıştır (……) Darbe süreci içinde, (irtica tehlikesini haklı gösterebilmek amacıyla) toplumun geniş kesimleri tarafından kabul görmeyen, aşırı ve marjinal kişiler TV programlarına davet edilerek, bu kişilerin görüşlerine yer verilmiştir. 28 Aralık 1996 tarihinde, Müslüm Gündüz ile Fadime Şahin’in aynı evde basılmasıyla başlayan ve 28 Şubat 1997 tarihli MGK toplantı tarihine kadar medya organları tarafından sürekli gündemde tutulan bu olayın, Refah-Yol hükümeti kurulduktan sonra, “irtica” tehlikesini haklı göstermek amacıyla sahneye konulan bir oyun olduğu ortaya çıkmıştır. O günlerde, tarikat şeyhi olarak takdim edilen Ali Kalkancı’nın, gerçekte tarikatla herhangi bir ilgisinin olmadığı, alkolik bir kişi olduğu, tarikat şeyhi gibi gösterilerek, kendisine sahte müritler ayarlandığı, yine, bu kişinin tecavüzüne uğradığını iddia eden ve mağdur rolünü oynayan Fadime Şahin’in de pavyonda çalışan telekız, konsomatris olduğu, Sisi lakaplı Seyhan Soylu ve yapım şirketi tarafından organize edildiği ortaya çıkmıştır. Bu olaydan 13 yıl sonra, Ali Kalkancı’nın uyuşturucu (captagon) imalatı nedeniyle tutuklanması, Fadime Şahin’in ortadan kaybolması, kimliğini değiştirmesi, (darbeden sonra başını açması) bunu teyit etmektedir. Refah-Yol hükümeti kurulduktan kısa süre sonra bu oyunun sahneye konulması, (28 Şubat darbesine iştirak eden sanıklardan bazılarının) “hükümeti düşürme” suçuyla ilgili icra hareketlerine, (en geç) hükümet kurulduktan sonra hemen başladığını kanıtlamaktadır.” ŞEKLiNDEDiR.
Ergenekon soruşturmasında senaryonun detaylarının Harbiye Ordu Evinde yazıldığının ortaya çıktığını, belgelerin Veli Küçük’te ele geçtiğini, ...
Yeni nesil bilmez. Tv de seksin s si telaffuz edilemezken insanların senede bir yılbaşında dansöz çıksın diye beklediği yıllarda bu kadın ve aşk hayatı Türkiyeyi calkalamisti.
Müslüm gündüzü akıllara getirir. Ben o zamanlar ergenlik döneminde idim sanırsam. Bu kadına hastaydım. Türbanlı kadınlara olan ilgimin en büyük nedenidir kendisi. Evet.
" bana dedi ki ben bunu allahın emriyle yaptım. Ben de inandım. Din duygularım sömürüldü. iğfal edildim. bunlar benim anamı ağlattı böhü böhü " diye kafa sikerdi bi ara.
28 şubat tiyatrosunun figüranlarından biri, kukla. Daha önce kimsenin adını duymadığı nedense 28 şubat sürecinde birden ortalığa salınan aczimendiler. Kameralarla gazetecilerle evi basılan tarikat şeyhleri. Kim yapmışsa güzel yapmış planı. Ee yalanı ortaya çıkaracak medya yoktu ki ortada. Medya tekel olmuştu. Patronuyla anlaşan ülkeyi yönetiyordu. Özgür(!)dü medya o zamanlar. O kadar özgürdü ki bu konsomatrisin geçmişini araştırma gereği bile duymadı. Bu olayların senaryo olabileceğini bile yazmaya cesaret edemedi. Her zaman derim bağımsız medya yalandır, medya patronunun sesidir.
28 şubat sürecinin başrollerinden biri. ekranlarda yeşil gözleri (sonradan lens olduğu ortaya çıktı), temiz yüzü, tesettürü (sonradan açıldı, saçıldı) ve mağduriyetiyle aylarca yer etti.
kim bilir ne uğruna nelere alet edildi ve neler kazandı bilemiyoruz ama bildiğimiz bir şey var oda tüm ülkeyi aldattığı,
28 şubat post-modern darbesine hizmet ettiği, başörtülü kadınlarımızın "yakışıksız" etiketlemelere bu kadın yüzünden kaldığı.
islam a ve müslümanlığa verdiği zarar yüzünden rabbimizin hesaba çekeceği kadındır, onun yüzünden 28 şubat süreçleri yaşanmış ve bir çok baş örtülü kız okulundan uzak kalmışlar veya baş örtüleri zorla çıkartılarak okullar girmişlerdir.