gizli ılıklıktan dolayı değildir. lütfen olmasın çünkü.
uzun süredir sevişmediğimden, facebookta fake hesap açıp akrabaları işletmek, amerikan filmlerindeki gibi bisikletime atlayıp evlere gazete fırlatmak, zımbayla kağıtların ırzına geçmek, küçük çocuklara bitmek üzere olan keçeli kalemleri hediye edip ağlamalarını seyretmek gibi aktivitelere giriştim.
işte macera dolu, temponun bir an için durmadığı hayatımda başıma gelen şey, tam olarak başlığın konusu.
olca adıyla açtığım facebook hesabından annemin kuzeni olan zeki dayıma,
babamın emekli iş arkadaşı yakup adlı yarma abime,
komşumuz biddili boy (küçük adam anlamında) faruk amcaya ulaştım.
şuydu buydu derken 2 saat içerisinde, o mazbut, naif adamların dili çözüldü ve yalanmadık yerimi bırakmadılar.
kendimi kapana kısılmış hissediyorum. adamların yüzüne bakamıyorum.
aaahhh sokuk yalnızlığım. bak faruk hala yazıyor. amk biddili boyu seni!