Bundan 5-6 sene öncesine kadar milyonlarca kişinin yaşadığı hayat iken şimdiler de çok az kişinin yaşadığı hayattır. Gayet zevklidir aslında. facebook'dan daha başka vakit geçirecek yerler olduğunu anlatır insana.
"bildirim var mı?" merakından bile pc başında harcanan on dakikanın, pencerenin önüne kuş yemi dökmek gibi daha güzel ve anlamlı işlere insanların vaktini harcayabilecek zemin oluşabilirdi.
iki yıldır yaşadığım ama bir eksiklik hissetmediğim hayattır. arada kelimatöre takılıyordum eğleniyordum ama onun da çaresini buldum, bir sürü sitede varmış meğer. etrafımdaki herkesin resmen facebooktaki hesabına bağımlı olarak yaşadığını gördükçe, esas hesabımı kapattığım için kendimi ayrıcalıklı hissetmemi sağladı. ne bağımlılıkmış yahu.
edit: şimdi aklıma geldi sözlük, ayrıca da sırf arkadaş sayısı yüksek görünsün diye önüne geleni deli gibi profiline ekleyen ama aynı sınıfta karşılaştığında selam vermeyen tiplerle hiç olmazsa arkadaşmış gibi görünmekten kurtuldum ya, var mı daha rahatı?
pc başında sosyalleşmeye çalışılarak,feysbukta boşa geçirilen zamanlar yerine,dışarı çıkıp insan içine karışarak sosyalleşmeyi tercih eden insanların sürdürdükleri hayattır.
-tecavüz vakaları azalır.
-tuvalette fotoğraf çekilmeye çalışan aptal kızlardan kurtulunur.
-gereksiz yere türkçenin içine sıçılmaz.
-klavye delikanlıları belki reelde de bişeyler yaparda ülke gelişir.
-fake kızlardan kurtulunup zoraki gay olan insanlardan kurtulunur. *
sanki eskiden facebook zımbırtısı vardı. sanki insanlar havayı, oksijeni facebooktan soluyor. sanki insanların yediği ekmeği, içtiği suyu facebook veriyor. facebooksuz bir hayat monitörün önünde saatlerce arkadaş eklemek, sohbet etmek, video paylaşmak, şunu bunu beğenip, fotoğraflarını çarşaf gibi yayınlamaktan pek tabii çok daha güzeldir.
geçen yaz gemiye çıktığımda sahip olduğum yaşam türüdür.Tiryakileri için kabullenmesi zor olan,su an kim hangi videoyu paylaştı,kim kiminle,kim hangi resim eklemiş gibi soruların sorulabileceği ,özlem duyulmasına neden olan bir hadisedir.