facebook suz bir hayat

    3.
  1. hiç bir eksikliği hissedilmeyen hayattır. ne teşhirci ruhları olan insanlarmışız arkadaş.
    5 ...
  2. 2.
  3. 1.
  4. 27.
  5. "evinize koşun facebook ile coşun,
    facebook, şimdi sokaklar bomboş"*
    3 ...
  6. 8.
  7. normalleşme belirtisidir, hem de her açıdan.

    basit bir nedenden ötürü kayıt olursun, 4-5 resim eklersin, üniversiteden ve liseden arkadaşları eklersin, hatta platonik olarak aşık olduğun insanın arkadaşanı sırf aşık olduğun insanın fotolarını görmek için eklersin, falan filan.

    ilk başta herşey güzeldir, komik videolar paylaşılır, yorumlar yapılır hatta gece 2-3 saatlerinde onun bunun sıtatüsünde acayip geyikler çevrilir, falan filan.

    yaklaşan ilk genel seçim arifesinde bir ilkokul arkadaşın garip bir video paylaşır, altına yorum yazarsın hobaa yaklaşık 2 saati deviren ve hiç bir neticesi olmayan ideolojik bir tartışma alevlenir, üniversiteden arkadaşların yorum yapar, ortam iyice hareketlenir, falan filan.

    yaklaşan ilk kandil gecesi facebookta allaha hayran olan liseden bir arkadaşın saçmasapan bir gruba davet mesajı gönderir, reddedersin, lise yıllarını sorgulamaya başlarsın, elemanın bundan 8-10 yıl önce karı kız peşinde fellik fellik dolandığını anımsarsın, abi ne oldu sana niye böylesin dedin mi tamam, kutsalı kimse tartışmaz, allahsızlığınla kalırsın. ve yavaş yavaş arkadaş listeni gözden geçirirsin. sırf aynı sınıfta okuduk diye birisi ile arkadaş olmam mı gerekiyor diye düşünürsün, teker teker arkadaşlıklardan vazgeçersin, falan filan.

    garip bir ülke olmuşsundur, istesen de bazı yazıları bazı videoları paylaşamazsın, kpss ye girmişsindir, memur olma ihtimalin yüksek, hatta adını bile değiştirmişsindir. ve sorana abi memurluk işi var, sakata gelmeyelim demişsindir, sonra iki gün sonra bi bakarsın o eleman listende yok. uzun zaman sonra biri seni arkadaşlıktan men eder, düşünürsün, acaba oportünist bir götveren mi oldum dersin, susarsın, falan filan.

    en sonunda babanın sayfasını açarsın, eski fotoları koyarsın, yenilerini de, baba oğul ve kutsal rakı temalı fotolar. yavaş yavaş babanın arkadaş sayısı seninkisini geçer, ne oluyor lan dersin, kendini sorgularsın, facebooku sorgularsın, bir sigara yakar hayat ne tuhaf bulutlar falan dersin.

    nihayetinde eşyanın tabiatına saygı gösterirsin. hesabını kapatırsın ve ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite arkadaşlarını anılarında yaşatırsın. belki bir bayram zamanı memlekette tartıştığın ikisiyle karşılaşacaksın veya birisiyle yıllar sonu bir yerde buluşacaksın.
    3 ...
  8. 6.
  9. sabahları "eyvah tavuklarım mundar oldu" ya da "balıklarım ters dönmüştür şimdi yaaaee" gibi şekillerde uyanmamaktır. üzerinizden sorumluluk hissini atmaktır. ha bir de "bugün foto çekilip, face e koyarız güzel olmalıyım" tribinden de ebediyen kurtulmaktır...
    ilk başlarda ufaktan bir boşluk duygusuna kapılsanız da iradeli olun. herşey çok güzel olacak!*
    3 ...
  10. 13.
  11. (bkz: 90'lı yıllardaki mahalle kültürü)
    Eskiden bilgisayar bile yoktu. O zaman napıyorduk biz tüpte mi yaşıyorduk?
    3 ...
  12. 7.
  13. güzeldir.harbiden güzeldir.bir deneyin siz de göreceksiniz.bu illet şeyde üyeliğim olduğu zamanları hatırlıyorum,* bağımlılık yapıyor bir kere.boş boş ekrana bakarak,kim ne yapmış,kim ne paylaşmış,kim kime dum duma derken geçen zamanın haddi hesabı yok.bir yılı aşkın süredir kullanmıyorum,onsuz da hayat gayet güzel devam ediyor.
    3 ...
  14. 12.
  15. 11.
  16. bir hafta önce aynı duygular içinde kapattım.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük