Aynı kafadan olduğumuz insandır. insanların saçma durumlarını, gereksiz oyun isteklerini ve salak salak abi fotomu beğen yeaaaaagh gibi cümlelerini çekmek istemeyen insandır.
Bir dönem mecburiyetten iletişim halinde olunmuş, şimdi ise soyadının bile hatırlanmadığı ve kendisiyle aynı soyadı taşıyan herkese "aa bu benim akrabam yea." düşüncesiyle yaklaşıp arkadaşlık isteği gönderen insan güruhunun arkadaşlık talebini kabul etmek zorunda kalmaya, (bkz: ayıp olmasın) sonrasında kendisıni gelişen samimiyetsiz muhabbetlerin içinde bulmaya, bunlara ek olarak kullanıcıların karşı koyulamaz (!) dürtmelerine, sonu gelmek bilmeyen oyun isteklerine katlanamayan, en önemlisi de sevgiliye olan saygıdan (bkz: facebook tan manita yapmak) bu zımbırtıyı kullanmayan kafası rahat akıllı insandır.
Sürekli gönderilen oyun isteklerinden, durumumu beğenir misin mesajlarından sıkılan insandır. Senin durumunu/fotoğrafını 100 kişi "zorla" beğense ne beğenmese ne güzelim? Kasma bu kadar yani.
Vardır. Hatta yanında twitter instagram vs de kullanmayanı mevcuttur.
Bütün sosyal ağlardan ve onların yorucu silsilesinden, oradaki insanların yapaylığından ve arkadaşlarıyla birlikteyken bile durum paylaşabilicek twitterdan mention atabilicek insan asosyalliğinden ve yapmacıklık ile sığlık tufanından kendisini ayrıştırmış dertsiz tasasız geçinip giden insandır.
elinde cep telofonu ile her girdiği oturduğu yerde ne fotoğraf çeksemde yüklesem hastası geri zekalılardan uzak dururlar. tatilde bile tatile çıkamaz fecebook salaklarından uzak kalmak bir ayrıcalıktır .
başkalarının beğenilerinden, ilgisinden beslenmeyip hayatı daha iyi özümsemiş, kendine yetebilmiş görece daha kalite insan. benim de var ama gerçek öyle...
canı facebook kullananlara göre daha az sıkılan insandır. tanım içindi bu genelleme.
facebook'u açalı 4 sene kapatalı 1 buçuk sene olmuştur iki buçuk sene yuvarla 3 sene kullanmışım. ilk başlarda fazla etkin değildim internete girdiğimde bakardım ne var ne yok diye, daha sonra baktım internete face'e bakmak için giriyorum. bir bok yaptığım da yok yani iyice boş muhabbete dönüşmüştü. sonra sildim. artistlik olsun diye değil kendimi engellemek için sildim. daha sonra da açmadım.
tekrar hesap açmayı düşündüğüm zamanları düşünüyorum, ya fazlaca sıkılmışım saracak bir şeyler arıyorum, edebiyatla ilgilenmeyi azaltmışım ya uzun süremi evde geçirmişim ya da en önemlisi dostlarla muhabbetim azalmış. oturup konuşamıyoruz onlar bir yerde ben bir yerde. bazı şeyleri bi dostumla paylaşamayınca herkesle paylaşma ihtiyacı duyuyorum aradaki orantı anca dengeleniyor.
şimdi ben bazı arkadaşların paylaştığı şeylere ve aldığı yorumlara baktığımda anlıyorum ki, buna ihtiyacı var, pasta yediğini herkese söyleme ihtiyacı duyuyor çünkü pastayı beraber yediği insan ona düşündüğü kadar yakın değil. sevgilisi sürpriz yapıyor ve anında paylaşılıyor bu. neden ? milleti kıskandırmak için mi, o sürpriz onu tatmin etmediği o duygu patlamasını yaşayamadığı için mi ?
hüzünlü hissediyor yazıyor, çünkü bu hüznünü dibine kadar biriyle paylaşamıyor.
sosyalleşmek için facebook'u kapadım, demişti arkadaş. varsa böyle bir sorununuz deneyin derim.
milletin karşıt görüşte olduğu siyasi partiye bok atmalarından, allah'ını seven bilmem şu kadar kişi arıyoruz sayfalarından, emvai çeşit barda, araba direksiyonunda verilmiş pozlardan, evde olduğunu bildiği arkadaşının şehrin diğer ucundan yaptığı yer bildirimlerinden bıkmış kişidir.
Psikolojisi bozulsun istemiyordur, aferindir. Herkesin birbirini kum torbasi olarak gordugu ve gun gectikce populer olanin ciddiye alindigi, tektiplestirici etkisi de olan agzini yuzunu siktigimin sitesini kullanip niye dert sahibi olsun.
Bunu söylediği zaman insanlardan "aa nasıl olmaz, hiç inandırıcı değil" gibi lakırdı duyması muhtemel kişidir. O samimiyetsizliği sevmiyor da olabilir.