yadırgayanları anlayamadığım şey.çevremdekilerin ilişkileriyle,fotoğraflarıyla,arkadaşlarıyla,kimin bana baktığıyla,saçma salak gruplarla ilgilenmeyipte dışarı çıkıp bütün gerçekliğiyle kendi hayatımı yaşamanın ne kötü yanı var ?
face, instegram, twitter kullanmıyorum. pişman mıyım evet yani en azından gündemi takip açısından lazım. ama beceremiyorum sözlük ben bu dünyaya yabancı kaldım hesabi. yani böyle yorumlarda filan sanki sokağa çıktığında herkesin kendine baktığını sanan ergen gibi hissediyorum. fotoğrafım da yok zaten çektirmem, e foto yok yorum yok ne yapayım girip?
akrabalardan haberi annemden arkadaşlardan haberi en yakın arkadaşımdan alıyorum benim yerime özetliyor. başka da bir işe yaramadıklarına göre, kazançtayım.
benim yaptigim olaydir. ozur dilerim, cok geri kaldim, cahilim, bilgisizim, + 50 degilim ama kullanmiyorum iste hic baslamadim bile. iste bunlar hep cahilligimden. ama senin gitmek icin delirdigin londra'da cok uzun senelerdir ayakta kaldim. sen facebook kullanmaya devam et. sakin delirmiyorum diye mesaj atma. yalan diye bagiririm ordan duyarsin.
iki senedir yaptığım şey.yüzlerce anadolu çomarının mevlana hayırlı cumalar tarzı paylaşımı, koca götlü kızlarımızın osursa 50 beğeni alan resimleri egoları yediğini içtiğini giydiğini gezdiğini paylaşıp elitlik kasan tipler vs vs. Facebook ibretlik bir buluştur.halkımızı daha yakından tanıma fırsatı bulduk. Ve bu güruhun herbir bireyinden korkar hale geldik.
geçenlerde üye olduğum cast ajans beni aradı ve kurtlar vadisi için düzenli olarak bi rolde oynamamı teklif ettiler. daha önce de bir yerinde oynamıştım. replik yoktu ama bayaı bi gözüküyodum. neyse, benim uygum olduğumu söylediler ve çok şaşırdım tabi. yani pek kabiliyetli değildim, neye göre seçmişlerdi acaba. bunu sorarken işte boy ve tipiniz filan müsait dedi. daha sonra da bi yanlışlık olmasın, bir daha bakalım diye face adresimi istedi adam. şöyle bi durdum. lan facebook hesabım vardı ama kullanma alışkanlığım da olmadığından saçma sapan bir profilim vardı. müptezen bi fotoğraf filan. bakarlarsa kesin vazgeçerler diye tereddüt ettim..
bir diğer durum da bir yakınımla başka bir yakınım üzerine konuşurken hemen facebooktaki paylaşımlarından referans alarak değerlendirmesi bir başka ilginç gördüğüm durumdu.
o zaman anladım ki facebook reel hayatın çok mühim bi parçası haline gelmiş. insanlar birbirlerini facebooktan tanıyorlar ve burada yazdıklarına, paylaşılanlara göre değerlendiriyorlar. Bu çok ilginç bi durum gerçkten. hiç alışık olmadığım bir şey..
bunlar sadece örnekti tabi ama, şu an insanlar hayatlarının büyük bölümlerini facebookta ifşa etmekle ya da başkalarını incelemekle geçiriyorlar. sanki yeni bir kitap aldıklarında ya da bir film izlediklerinde onun sayfasını beğenmek durumundalar. her şey bunun üzerinde ilerliyor.
mesela yoldan geçerken dikkatimi çekiyor bazen, mağazalarda dükkanlarda o kasanın ordaki bilgisayarda hep facebooklar açık, en ciddi işleri yapanlar bile bir yandan face açık bir şekilde, ha bire kontrol ede ede çalışıyorlar.
yine geçenlerde çok sevdiğim bir bilim adamı olan ali nesin'de sevdiğini ve kullandığını söyledi bi programda.. görüyorum onun paylaşımlarını da.. tv ye ve popüler kültüre bu kadar mesafeli ve sorgulamacı olan adam da facebook bağımlısıydı.
sanki gizliden gizliye yeni bir dünya şekilleniyor. Çok değil bundan 5 sene önce bu kadar değildi. çok kısa zaman önce hayatımızda hiç yoktu. ama şimdi insanlar onsuz yaşayamaz haldeler..
facebook kullanan bir çok kişi illüzyonist profil canavarı gibi geliyor bana...
bu yeni dünyaya uyum sağlayamıyorum sanırım. yani insanların hayatları beni zerre alakadar etmiyor ve günümüzün modern dünyası buna uygun değil. dinazorlar gibi yok olmaktan korkuyorum.