facebook a üye olmamanın dayanılmaz hafifliği başlığında enteresan yönden incelenmiş bir durumdur facebook'a üye olmamak. fakat yeni tanışılan ortamlarda muhabbetlerin gidişatı çoğunlukla 2. bilemedin üçüncü konu sonunda facebook olmaktadır. ve şu diyalogla tamamlanır;
+yaa senin adın ne?
-ahmet öztürk veya ayşe öztürk
+hımm, facebook'un var mı?
-yokkk
+oooo
o nasıl bir karizmadır birader/bacım. şeklin oluyum diyesin gelir. önünde diz çöküp, bana da bir bayan/erkek arkadaş bırak diye yalvarasın gelir elemana/hatuna. şimdi ben senin arkadaşlarında çektirdiğin milyonlarca fotoğrafına nasıl bakıp masturbasyon yapıcam? ya da kız/erkek arkadaşın olup olmadığını öğrencem? ya da kız/erkek arkadaşının arkadaş listesine ulaşıp oradan kızların/erkeklerin isimlerine tıklayıp, hangisinin profili açık onu öğrenicem. yapamıycam işte. gizli bir karakter olarak kalıcak bende. o yüzden çekici gelicek. ona bakışlarım değişicek ve zorunlu olarak ona bu tip konularda sorular yönelticem demektir.
ıssız adam, aşk tesadüfleri sever ya da incir reçeli'nden en az birini seyretmeyen kişinin karizmasıyla aynıdır. neyin karizmasını yaşadıklarını bilmiyorum.