7 ceddinden sakladıgı şeyleri , herkese attıgı yalanları bile büyük bir samimiyetle soylendigi yerdir facebook.bu kadar samimi oldugu bir yerle tabiki ilişki kuramayınca kudurur insan.
2000 sonrası gençliğidir. herkesi dahil etmiyorum ama geneli bu şekilde. yetişme şekli ile çok bağı var. 90 lı yılların başlarında doğanlar o boyutta bağımlı olmuyor. çünkü çoğunun bilgisayar ile tanışması büyüdükleri bir döneme denk geliyor. ama daha genç olanlar daha orta hatta ilkokul yıllarından bilgisayara kavuşuyor ve internet başında büyüyor. bunun da doğal sonucu olarak insanlar sosyal ağlara bağımlı oluyor. ilk bilgisayarını 18 yaşında almış birisi olarak böyle bir sorunum yok çok şükür. ama olanların da profesyonel bir yardım alması şart.
ya bugün bilmemkaç yıllık arkadaşımın doğum günü ve ben internetim gittiği için onun doğum gününü faceden kutlayamadım diyen gereksiz sıfatındaki gençlerdir.
sosyal yönleri zayıf olan gençliktir. Ki bu GenÇLiğin bir de bir üst versiyonu vardır, onlar da starbucks veya mc donalds gibi yerlere gidemeyince çıldırırlar.
msn i azda olsa anlarım en azından acele birileriyle iletişime geçmesi gerekebilen gençliktir
ancak facebook saçmalığını hayatın en önemli parçası olarak gören gençliğin vay haline
facebook duvarındaki HER şeyi görme-iNCELEME arzusuyla yanıp tutuşan ve GÜZEL BULDUĞU herşeyi insanlarla paylaşmayı görev edinmiş kendini bir halk kahramanı gibi gören gençliktir.
insanlar bu facebook saçmalığı yüzündne öyle soyutlandı ki hayattan akıl almaz bir duruma geldi bu
hatta bir de bir sayfan veya grubun varsa facebookta sen artık 7/24 facebookta olmak zorundasındır.
acınası gençliktir yazıktır.