türkiye'de beşiktaşlı taraftarların * aşık olduğu kişi. bunun nedeni, alıştığımız futbolculardan çok farklı olması. bunun nedenleri var tabiki.
almanya için çok iyi bir oyuncu değildi fabian. evet, milli takımda 10-12 kez forma giymişti ve görevini başarılı bir şekilde yapmıştı. schalke'de de geleceği güne dek hep ilk 11 de oynamıştı. ama çok da farklı bir adam değildi almanya için. çünkü orada ernst'ten oldukça fazla vardı, hala da var. kimse almanya'da ernst'e beşiktaş taraftarının baktığı gibi " adam gibi adam, tam futbolcu, sembol olacak isim, tam bir profesyonel vb. " gözüyle bakmıyordu.
buna bir örnek daha var. almanya'nın vasat oyuncularından michael fink geldi beşiktaş'a. izledikten sonra "çok yerinde transfer" dedik hepimiz. "tam bir görev adamı, çok iyi şutları var, alex'i ne tuttu be abi nefes alamadı adam " dedik fenerbahçe maçından sonra. çünkü ondan da yoktu türkiye'de. koskoca türkiye, bir emre belözoğlu yetiştirmişti sadece oraya. emre de çok da inanılmaz bir oyuncu değildi ama hiç yoktan da iyiydi.
işte bu nedendendir ki necip uysal 'ı görünce herkes heyecanlandı. yıllar sonra ilk kez türkiye'de yetişmiş böyle bir adam gördük ve mutlu olduk hepimiz. necip'ten sonra birileri daha çıkar mı orası belirsiz işte.
oynadığı takımın sembolüne benzeyen oyuncu. belki kanatları yok ancak sürekli hırslı ve istekli oynuyor. her maçtan sonra başını yastığa koyunca huzurlu uyuması gerekenlerden...
en ufak bir sakatlık haberinde yüreğimizi ağzımıza getiren futbolcu.
çıkıp kötü de bu oynasa adam kredisi taraftarın gönlünde sonsuza açılmaya yüz tutmaktadır. bu adamın hırsı, taraftara olan sevgisi, takımdaki efendi duruşu yeter.
bir rivayete göre maçı anlatan spiker, maç esnasında kendisine en az 3 kere üstün alman teknolojisi ve ya alman panzeri demesse başına kötü şeyler geliyormuş.
beşiktaş'a geldiğinden beri ilk kez sakatlık sebebiyle maç oynamaması gündeme gelen kartal.
transfer edildiğinden beri oynanan 52 maçın 49'undan oynamış bu adam. oynayamadığı üç maçın birinde bozuk ayva yemiş ve hasta olmuş, diğerinden kart cezalısıymış, birinde ise dinlendirilmiş.
yıldırım demirören dönemi transferi olduğuna hala inanasım gelmiyor öyle bir adam ki kendisi; schalke de ilk sezon bütün maçlarda ilk 11 oynamış sonra devre arasında beşiktaş a transfer olmuş havaalanına indiği günden beri 1.5 senede sırtındaki formasını yalnızca 3 kere zaruri nedenlerden dolayı çıkartmış , yarım dönem oynadığı halde türkcell süper lig in açık ara farkla en iyi oyuncusu seçilmiş , taraftarın gözbebeği olmuş , beşiktaş ın ligin en az gol yiyen takımı olmasında başrolü oynamış , oynamadığı maçlarda takımın orta sahası eleğe dönmüş ( beşiktaş wolfsburg maçı ) ,kritik maçlarda attığı gollerle kabız beşiktaş ofansına selam çakmış
delgada'nun yaşadığı sakatlığın aynısını yaşadığı ve beşiktaş'ın resmi duyuruyu yapmadığı ve hatta sezonu bile kapattığı söylenmekte. böyle bir durum olması halinde şampiyonluk hayal olur.
(bkz: allah korusun)
edit: ara sıra tekrarlayan ancak delgado'nunki ile ilgisi olmayan bir sakatlıkmış. diye dusunuyorum'a teşekkürler.
futbolcudur. evet, gerçek futbolcudur. türk futboluna lazım olandır. öyle geceleri partiler düzenlemez, aldığı paralar yüzünden sapıtıp gece kulüplerinden çıkmamazlık yapmaz, yapmaz oğlu yapmaz...işine gücüne bakar. mücadelesini yapar, takımına verebileceği katkının %100 'ünü vermeye çalışır. kolay kolay da %80'in altına düşmez. iyi ki vardır.
not düşersek; takımlarında emre belözoğlu, lugano gibi çirkefliğin kitabını yazan adamların oynadığı takımların taraftarlarının hakkında laga luga etmeden evvel 10 dakika düşünmesi gerekendir.
kesinlikle kasti faul yapmamış, haksız yere kırmızı kart görmüş alman kartalı. birinin yüzüne bilerek o şekilde dirsek gelse o burun dümdüz olur, dudağına gelmiş olsa kanar. süper ligin utanç kaynağı bir futbolcunun ve ona inanmaya razı hakemin kurbanı olmuştur.