genelde alamanların, sert ve soğukkanlı olduklarını duşunurdum ama ersan gulumun kampta sakatlandığı sıradaki mimik ve hareketleri sonucu almanlarin icinden de insan evladı cikabileceğini gostermiş futbolcudur.
brezzars'taki kel adam olduğundan feci şekilde işkillenmeye başladığım beşiktaştaki tokmakçı tipli alman futbolcu. Alman disipliniyle z.ker af edersin...
Alman milli takımının formasınıda giymiş, ligin en iyi ön libero oyuncularından.
Çok hızlı koşmaz, ama koşar. %120 vermeye çalışır her maçında.
Golcü değildir, gol atar. Çabası vardır çünkü. Çektiği şut sabrivari bile olsa tribünden küfür yemez.
Güçlüdür, profesyoneldir, savaşçıdır. Bu tip oyuncular fenerbahçe' de alex, galatasaray' da melo olarak gözlemlenebilir. Alex dakika 90' da boş kaleye kaçırsa kimse ses çıkarmaz. Maç sonu 2-3 konuşulur unutulur. Melo pas yerine şut çeker, maç sonrası kritiğinden sonra hatırlanmaz bile. Çünkü kulübü için savaşan adamlardır bunlar. Ernst' te öyle işte. Ligimizin panzeri.
Doktorlar tabi ki daha iyi bilir , ama sanki 37-38 yaşına kadar oynayabilir gibi bir görüntüsü var. Şu an 33 yaşında olduğunu düşünürsek beşiktaş en az 3 yıl daha oynatmalı bence.
beşiktaş'ın takım olarak kötü oynadığı, maçtan düştüğü zamanlarda bile performansını düşürmeyip elinden gelenin en iyisini yapan adam. son zamanlarda biraz bu özelliğini gösteremiyor ama olsun, yine de insanda güven duygusu yaratan futbolcu. seviyoruz.
ara ara performansında yorgunluğa bağlı düşüklükler olan futbolcu. ara ara dediğim 10-15 maça 1 maç gibi süreçler. formunu hemen toparlaması en önemli özelliklerinden.
geldiği 2008-2009 sezonu devre arası süper bir performans sergilemişti.o sezon beşiktaşın maçlarını izlediğim zaman nerden geldi acaba bu keltoş , bunu nasıl yar ettiler lan bize gibi şeyler söylemiştim evet ama o da hakkını veriyordu gerçekten ...
denizlinin ikinci döneminde de iyi gördük kendisini , vatandaşı finkle uyum içindeydi . maşallah allah bozmasın derdik , demiyor muyduk . elbette diyorduk ama kısa sürdü paşamın sadareti...
schuster döneminin ilk maçlarında aurelio ile oynamaya başladı . oh kaldığı yerden devam ediyor sandık bize ta ki ilerleryen haftalarda patır patır döküldü , bir ara yedeğe çekildi ancak formayı alsa da hakkını veremedi , öle böle geçti zaman ...
bu sezon ise ilk maçtan beri vasat oynuyor , fabian . buna en büyük sebep ilerleyen yaşı olmalı .gönderilsin mi kalsın mı bilmem ama kıyılır mı aq bu adamı göndermeye . sırf şampiyon olduğumuz sene akıllara gelmeli ve saygı duymalıyız bu panzere 2 sezon daha oynar ve jübilesini de yaparız öyle göndeririz. yerini de julio alvese verirlerse bir problem yok demektir.
über yetenekleri olmamasına, trivelayla orta açamamasına karşın terinin son damlasına kadar varıyla yoğuyla mücadele eden, giydiği formanın hakkını veren, taraftarına ve rakibine saygısı olan, kaptanlığı en çok yakıştırdığım beşiktaşın lüksü. şovmen değil, görev adamı.
5 şubat 2012 fenerbahçe beşiktaş maçı'nda sahadaki en iyi futbolcuydu. sınırlı teknik ve hücum kapasitesine rağmen toraman ile birlikte alex gibi bir yeteneğin verimini minumuma indirip, bazen kanattan bazen ortadan beşiktaş'ı pozisyona sokmak için elinden geleni yaptı. bir şutu direkte patladı, bir şutu direği yaladı ve maçın en net pozisyonuna girdi. atamadı ama ziyanı yok, beşiktaş'ın dinamosu yine alkışı hak etti.
hakkı olanı istediği için bazı çevrelerce vefasız ilan edilmiş. Çok ayıp fabian, bekle önce büyük topçularımızın dağları aşan meblağları ödensin. kazandığı para anasının ak sütü gibi helaldir. seve seve almazsa, söke söke alacaktır.
bu takımda bir kişiye para verilecekse bunu en çok hakedendir. ekrem dağ'ın, arada bir saçmalayan ismail köyabşı'nın, edu'nun, holosko'nun yükünü çekmekten ömründen ömür gitmektedir. bugün 3 kez gole çok yaklaşmıştır, bunları çıkardığımızda beşiktaş 3 kez bile yaklaşamamış gole. yani takımın tüm hücum hattı ofansif anlamda takımın alman önliberosundan daha yetersiz.
o kadar ilginç paslar atar ki, siz o taç çizgisinin dibinden atılan pasların taşa çıktığını felan sanarsınız. işte o kadar tuhaf bir "pasör"dür kendileri.
2 yıldır alacaklarını tahsis edemediği için fifa'ya başvurmuş. ayrıca bazı oyuncular da alacaklarını tahsis etmek için kulübe ihtar çekmiş ve ancak o şekilde paralarını alabilmişler. alacakların tahsis edilememesi sadece beşiktaş'ta olan bir sorun da değil. kulüp yönetimlerinin ne durumda olduğunu bir kez daha yüzümüze vuruyor bu durum.