göz yaşlarını tüketemeyen insan. ağlamaktan yorgun düşmüş kişi.
vazgeçmenin zorluğunu yaşarken neden bunca zamandır bu hayata alışamadığını düşünüyor. annesine "anne aşık oldum ama o beni artık sevmiyor. onun için ağlıyorum. artık vazgeçtim ben her şeyden. ben bir tek onunla olmak istiyorum." diyemiyor. annesi ise masumca bütün gözyaşlarını okulu için olduğunu düşünüp "üzülme sınavları halledersin." diye teselli ediyor. oysa bilmiyor ki haykırmak istiyor: "anne kalbim ağrıyor."
bir gün bir yerde sevdiği insana kavuşmanın hayalinden bile vazgeçemezken nasıl ondan vazgeçebileceğinin hesabını yapmakta. oysa bu işlerin hesabı olmazdı. yüreğinde dinmeyen bir yara açıldı şimdi kan kaybından ölmeden hayatta kalmaya çalışıyor.
her defasında kendine şu cümleyi tekrarlıyor: "ben seni seviyorum. ben seni seviyorum bir başkasını değil."*
zamansız aptalca yaşadığı sevgilerinden aşklarından vazgeçemeyen insan.
bir kez olsun hiç düşünmeden hesapsızca bir delilik yapmayı çok isteyen insan. şuan onunla olmak isterken evde oturmuş ders çalışmak için kendini parçalıyor. oysa aklında sadece o ve ankara varken adapte olması çok zordur istanbul'a. her şeyin bu kadar farkındayken, neden bu amaçsızca okul için çırpınışları?
bildiğin aptaldır ama seven bir aptal.
oysa aylar önce kalbini bağışlamak istemişti. bağışlayacak kimse bulamadığından yine kabak onun başına patlamıştır. kaldı ki kabakla yapılan hiçbir yemek türünü sevmez. şimdi daha iyi anlıyor neden sevmediğini. bir de ankara'yı sevemedi. şimdi çok sevdiği istanbul'una da küstü.
tam hatırlamıyorum ama yaklaşık 5-6 ay önce tesadüfen tanıştığım ancak bana kendisini sanki yıllardır tanıyormuşum gibi hissettiren yazar. ilginçtir, hayatıma tesadüfen giren bu yazar en sıkıntılı anlarda dertlerimi anlattığım, içimi döktüğüm ve beni gerçekten anladığını düşündüğüm az sayıdaki insanlardan biri olmuştur. özetle az kahrımı çekmemiştir, hala da çekmektedir hatta muhtemelen çekmeye de devam edecektir.*
uzun lafın kısası kendisine ne kadar teşekkür etsek azdır zira benim gibi manyaklarla uğraşmak son derece meşakkatli bir iştir. ha bu manyak kendisine minnettardır; orası ayrı...
çok güzel kahkaha atan insan. pantolonunundaki ayakkabı izlerimden dolayı özür diliyorum sözlüğün huzurunda kendisinden. (bkz: sarhoştum hatırlamıyorum)
ayrıca babasına da yürekten selamlarımı hörmetlerimi yolluyorum *
"-ah ben ne ettimde dişçi olmaya kalktım. hem benim yaşım kaç, boyum kaç, benim kilom kaç?! dişçilik bana xl ..." sözlerine kimse pek kulak asmamış lakin gelecekte meyvelerini güzel güzel toplayıp mutlu olacakmış. e kolay gelsin.*