memleketi dinci-laik diye iki kutup halinde bölmek isteyen sözde vatansever özde faşistlerin her fırsatta ordu göreve sloganları atacak kadar pişkin olma süreci. *
neden şaşılıyor ki buna? eski dostun düşman olduğu ne zaman görülmüş? oligarşi her zaman ortak çıkarları adına kanka moduna girmiştir birbiriyle. bir de bunu biz görebilsek.
orduyu goreve cagirmayi yalakalik olarak algilayan, 3 tane hucresi kalmis zavalli beyinlerin zirvaligi.
birini yapmasi gereken bir gorevi cagirdiginizda o'na yalakalik yapmis olmazsiniz. ben simdi bir bakkala girip 1 paket sigara alicam diyelim. bakiyorum sagda solda kimse yok. "biradeeer bi dukkana bakin aq ya" diyip bakkali gorevinin basina cagirdigimda o'na yalakalik mi yapmis oluyorum yani ?
hem gerici, yobaz, hem de ırkçı, milliyetçi (ya da ulusalcı işte) olan ve faşist yönetim anlayışını benimseyenler orduyla 1950'lerden bu yana kanka modundadır. ve halktan en ufak bir homurtu, ezilenlerden en ufak bir ses çıktığında hemen ''aman paşam, canım paşam'' diye koştukları bilinen bir gerçektir. dinci cenahtan ve de üstelik yakın tarihten bir örnek verelim hadi;
madımak oteline 300 metre uzaklıktaki tugay komutanının otomobili otelde mahsur kalan kişilere ''emir gelmesine rağmen'' yardım elini uzatmaz, ''ordu bosna'ya'' sloganları eşliğinde yobazlarla pazarlığa girişilir. sonunda ne olduysa, ne konuşulduysa makam otosu geri döner ve yobazlar hep birlikte bağırır; ''en büyük asker bizim asker!''.
yalakalık öyle boyutlara varmıştır ki en basitinden askere bile giderken hep naralarla sanki çanakkaleye can vermeye, can almaya giderler. lakin ilk gece ışıklar sönünce düşer maskeler ağlayanlar, zırlayanlar unuturlar gelirken yaptıkları it işaretlerini sessiz bir oyun başlar. ve belediye başlar birgün sahipsiz itleri zehirlemeye.