aslında hemen oracıkta, azıcık bile sorgulamadan, kuytularda empati kurmadan yargılanmaması hatta yadırganmaması gereken kızdır.
kamuoyunun tüm neferlerince malum olduğu üzere f1 dediğimiz şey, bir takım arabalarla yüksek km/h'lara ulaşma sanatıdır. kimi virajı alır kimi alamaz ben bunu tartışmam aga kimseyle.
kız dediğimiz güzel şeyler ise, narin tabiatlı, yuvarlak kalçalı, naifliği tavır olarak çoktan sindirmiş hassas bireylerdir. hassasiyet ise asla ve asla, bakın bunu açık yüreklilikle söylüyorum asla f1 izlemeye engel değildir.
öte yandan hassas ve naif insanların en önemli iki özellikleri ise:
1) ezilen kedilere üzülüp göz yaşı dökmek,
2) sunay akın'ı aralıksız 2 saat boyunca, büyük bir hayranlıkla dinleyebilmek.
haaa şu da var ki; davasında sonuna kadar da haksız kızdır! o kedinin f1 pistinde ne işi var amına koyim? hayır et yok, ciğer yok. biz evcilleşin dedik de on bin insanın bulunduğu, yüksek km/h'lara ulaşan araçların asfalt yaktığı pistlerde, umarsızca takılın demedik. sen de git öte de ağla mına korum senin!