f1 izlemenin inanılmaz sıkıcı olduğu gerçeği

entry26 galeri0
    26.
  1. 25.
  2. f1 i sikiyle oynamayı seven adama izletirsen olacağı bu.
    0 ...
  3. 24.
  4. Bir yazarın fikirlerdir. Sonuçta bu amk ortamı hepimize fikirlerimizi beyan etme fırsatı sunuyor di mi? Sunuyor ama sen gidip f1 sevenlere hakaret edersen olmaz hamido.
    1 ...
  5. 23.
  6. Gerçekten çok ama çok sıkıcı. Bunun yerine avrupa basketbolu izleyin.
    1 ...
  7. 22.
  8. Diye beyanda bulundu comar krdes.
    Sen acunu izle comar krdes. Mayfa ligini takip et. Holigan ol.
    F1 elit adam isidir. F1'de gelistirilmis bir suru teknoloji bugunku otomobillerde surus guvenligi, hiz ve aerodinamik konularinda kullaniliyor.
    Dedigim gibi sen bunlara kafani takma comar krdes.
    Seni asar bu is.
    1 ...
  9. 21.
  10. saçma ötesi önermedir. selahattin duman kişisi saçmalamıştır. bu haftasonu gördüklerim ve duyduklarım, bu zamana kadar neden orada olmadığımı sorgulamama sebep oldu. her ayrıntısıyla unutamayacağım bir haftasonu geçirdim. öyle ki artık porsche 911 gt3 yarışları sinek vızıltısı gibi geliyordu kulağıma. iyi ki varsın formula1!
    2 ...
  11. 20.
  12. gerçek değil kişisel kanaattir değil izlemesi oradaki o atmosferin sesini dinlemek bile zevk veriyor gözlerini kapatıp dinleyeceksin kapat gözlerini kapat... massa geliyor vuuuuuuuuuuınnnnnnnnnnnnnnn güle güle.
    1 ...
  13. 19.
  14. f1 izlemeyi seven adam, ankara'yı seven adam gibidir. ankara'nın denizi yoktur ama olsun. hüznü yeter. f1 izleyen adam da, bir kere o motorun çıkardığı sesi duysa, koca yarıştan mutlu bir şekilde ayrılır. f1 seven adam sorgulanmaz. seviyordur.
    2 ...
  15. 18.
  16. son derecede subjektif olan cümle.
    Ayrıca hamido ne lan...
    0 ...
  17. 17.
  18. 16.
  19. gerçeklikten uzak "gerçek". f1 her zaman çıkarların döndüğü bir spor olmuştur. takım arkadaşlarının birbirininden nefret edip kazalara sebebiyet verdiği falan. entrikalarla dolu, pahalı. ama asla sıkıcı olmamıştır.

    f1'e sıkıcı diyen insan arabalardan ve teknolojiden hoşlanmıyordur hepsi bu.

    (bkz: genelleme yaptım yer misin)
    0 ...
  20. 15.
  21. 14.
  22. --spoiler--
    Merhaba, ben Türk medyasının usta kalemi Selahattin Duman tarafından teşhis edilen otistiklerden biriyim. Bugüne kadar hep kendimi bir işadamı sanmıştım, bugün öğrendim ki çamaşır makinesi seyreden bir otistikten farkım yokmuş. Beni ve adamdan saydığım tüm arkadaşlarımı gerçekle yüzleştiren Selahattin Duman’a huzurlarınızda teşekkür ederim.

    Biz otistikler, ya zengin piçleriyiz, ya da zenginlere hallenen memur çocukları. 1.45′lik boyundan utanmadan iki metrelik mankenlerle gezen bir hipofiz cücesinin peşine takılarak Formula 1 izliyoruz. O kadar aptal, o kadar beceriksiz, o kadar gerizekalıyız ki E5′e çıkıp minibüsünden otobüsüne, taksisinden özel otosuna kadar her çeşit araçla kapışmak yerine Formula 1 izlemekle yetiniyoruz. Elin Formula 1′inin bizim minibüsçülere ne üstünlüğü var ki aslında? Koyunu bile farklı bakan ülkenin minibüsçüsü nasıl bakar, hiç akıl edemedik orasını. Otistiğiz çünkü.

    Bizi çok merak mı ediyorsunuz? Yakalayıp tedavi etmek ister misiniz?

    Çok kolay bulabilirsiniz bizi. Piyasa yaparken arabalarımızdan çıkan bangır bangır müzikle teşhis edebilirsiniz. Nişantaşı, Ulus, Etiler yollarında milletin kafasını sikeriz, o derece apaçiyiz, o derece malız. Eskiden pezevenkler yüksek sesle müzik çalardı, artık biz çalıyoruz. Battaniye lazımsa ayarlarız bi’ şekil.

    Aramızda arabası olmayan sefil otistikler de var. Salak salak hayaller kuruyorlar. “Çok param olsaydı var ya, alırdım şu arabayı, herkesin eline verirdim,” diyerek dolanıyorlar ortalıkta. Para kazanmanın ne olduğunu bilmiyor garipler, istanbul Park’a baba parasıyla gidip F1 izliyorlar. Çalışmaya, maaş almaya başlayınca da maaşlarının bilete yetmeyeceğini anlayıp vazgeçiyorlar F1 sevdasından. Bilete 70 TL veremeyecek kadar aç zaten hepsi, sokakta yatıp bira içmeye, hayatın anlamını sorgulamaya başlıyorlar. F1 işin içinden çıkınca zekâları da geri geliyor, kafaları çalışmaya başlıyor.

    Akıl edemiyoruz, gerçekten. Hayatta gördüklerimize benzemeyen araçları seyrediyoruz. Böyle önünde arkasında kanatları olan, kargacık burgacık makineler bunlar. Son sürat, fıldır fıldır dönüyorlar beton bir pist üzerinde. Kim kazandı kim kaybetti belli değil zaten, birileri bize söylemezse hayatta anlamıyoruz kimin kazandığını. Hem biz çok aptalız, hem de bu ucube arabaların yarışları çok karmaşık.

    Zaten böyle şeylerden zevk aldığımız için otistik olduk biz. Eskiden çamaşır makinesinin dönen merdanesine bakarak zevk alırdık, merdaneli çamaşır makineleri piyasadan kalkınca F1 izlemeye başladık. Aynı şey çünkü, ha çamaşır makinesi, ha Lewis Hamilton.

    Yıllardır aptal aptal bakındık durduk, sayfalarca kitap, makale okuduk, yazdık, hep zevk aldık Formula 1′den. Sonra bir gün istanbul Park’ın sitesindeki yorumları görünce dank etti kafamıza. Gelen 10 yorumdan dokuzu Formula 1 ile kafa buluyordu! Bu yorumları akıllı insanlar yazmışlardı, otistik değillerdi. Kanal projesinden çıkan hafriyatla bizim 300 milyon dolarlık çamaşır makinesini gömmek gibi muhteşem fikirler vardı sitedeki yorumlar arasında!

    Evet, haklıydılar! Bugüne kadar nasıl akıl edememiştik bunu!

    Sonra Türk medyasının duayenlerinden, usta yazar Selahattin Duman bir köşe yazısı yazdı ve dedi ki, “Formula 1 izleyen herkes otistiktir, anlamadan izliyorlar!” Anlaşılacak bir şey olsa o anlardı çünkü, hepimizden zekiydi ve E5′de her türlü toplu taşıma aracıyla kapışmıştı. O anlamıyorsa kimse anlamaz demekti.

    Oh evet, bir anda gözümüz açılmaya, dünyamız aydınlanmaya başladı. Anlamadan yarış izlediğimizin farkına vardık. Olayları kavramaya başladık. Üstad Selahattin Duman durmuyor ve ekliyordu. Bizler, bir hipofiz cücesinin yalanlarına kanan adamlardık.

    Dabi ya!

    Akıllı bir insan 1.45 boyunda adamın peşine takılır mı hiç? En az 1.98 olmalı, acilen bir referandum yaparak Kobe Bryant’ı Formula 1′in başına getirmeye karar verdik.

    Kobe, boyunun uzunluğu sayesinde bizim algılarımızı açabilir. Bundan sonra beton yerine asfalt pistlerde araba yarıştırabiliriz. Kimin kazandığını görmemiz için tüm arabalar yanyana gider, finiş çizgisinde herkes durur ve Selahattin Duman’ın seçeceği otomobil çizgiyi geçerek yarışı kazanır. Böylece kimin kazandığını Selahattin Duman’ın zekâ seviyesindekiler bile anlar.

    Aslında hipofiz cücesi Bernie Ecclestone’u kovduktan sonra Kobe Bryant yerine Selahattin Duman’ı da istanbul Park’ın başına geçirebiliriz. Gerçi Kobe kadar uzun olmadığı için onun kadar zeki değildir ama Ecclestone kadar da salak olamaz. Engin zekâsı ve muhteşem öngörüsüyle minibüsçüleri, taksicileri yarıştırabilecek organizasyonlar yapabilir. F1 yerine Karşının Taksisi Grand Prix, MotoGP yerine Pizza Motoru GP, Truck Racing yerine BMC Belde Championship düzenleyebilir.

    Çünkü o demişti, Formula 1, hiçbir halta yaramayacak bir organizasyondu. Dediği çıktı adamın. Çünkü o çok zeki, bizim gibi salak değil. Bernie Ecclestone cüce, Adrian Newey zaten okulu kopyayla bitirmiş, Lewis Hamilton arap, Sebastian Vettel dünkü bebe, Michael Schumacher aptal…

    En zeki Selahattin Duman, en birinci Selahattin Duman. Herkese sıfır, Selahattin’e 100 puan.

    Selahattin, sana puanım doguz kanka!

    Bizi aydınlattığın için sağol.

    Selahattin Duman’ın F1 takipçilerinden ve otistiklerden özür dilemesini gerektiren saçmalamasını buradan okuyabilirsiniz. Ben okudum aydınlandım, siz de aydınlanın.

    Selahattin Duman’ı, 09.05.2011 tarihli yazısında anlamadığı, aklının ermediği, yarışı hangi otomobilin kazandığını anlamayacak kadar yabancı ve bilgisiz olduğu bir organizasyon hakkında ileri geri konuştuğu, E5′e çıkıp minibüslerle, taksilerle dalaşmayı F1 ile bir tutacak kadar saçmaladığı, insanları boyuna göre sınıflandırdığı için kınamıyorum, çünkü söylediklerini normal karşılıyorum. Bir kedinin miyavlaması, bir köpeğin havlaması normaldir; kedi dile gelip de kendi zekâ seviyesinin üzerinde bir söz ederse garip karşılanır, tebrik edilir. Selahattin Duman’ın söyledikleri kendi zekâ ve kültür seviyesi için son derece normaldir.

    Ancak Selahattin Duman, Formula 1 takipçilerini otistiklikle itham ederek büyük terbiyesizlik yapmıştır ve hem F1 takipçilerinden, bu işe emek ve gönül verenlerden, hem de otistiklerden ve ailelerinden özür dilemelidir.
    --spoiler--

    http://www.pitcafe.com/2011/05/sampiyon-selahattin/
    0 ...
  23. 13.
  24. eğer izlerken ne izlediğini biliyorsan desteklediğin bir takım veya kişi varsa istatistikleri takip etmeyi biliyorsan oldukca zevklidir. bende burdan derim ki

    (bkz: aralıkısız seks yaptığım gerçeği)
    (bkz: sözlüğe seks yapmadığım zamanlarda gidiğim gerçeği)
    (bkz: ot gerçeği)
    (bkz: bok gerçeği)

    böyle söyleyince sanki gerçek oluyor.*
    3 ...
  25. 12.
  26. "Bazı sporların izlenmesi, bazı sporların ise yapılması zevklidir." şeklinde açıklanan gerçektir.
    Bunun dışında zevkler ve renkler olayı vardır fakat şuda bir gerçek ki, Cumhurbaşkanlığı bisiklet turları daha iyidir bence. En azından ataklar izleyenin hoşuna gidiyor...
    0 ...
  27. 11.
  28. son yıllarda yarışı daha kısıtlayan yeni kurallar ve artık red bull'un diğerleri dövmesi şeklinde geçmesi nedeniyle katıldığım düşüncedir. nerde o son yarışta şampiyonun belli olduğu sezonlar.
    0 ...
  29. 10.
  30. Formula 1 , motor sporudur. Her gördüğünü evde ya da sokakta yapmayı denemeyeceksin.

    Yarışlar oldukça zevklidir , bu zevk sıralama turları'nda( yarıştan bir gün önce yapılır ) bir pilot rakiplerini geride bırakabilmek için gaz padalı'yla akraba olup , curv'lerle sevişir. saniyenin bin de bir'i için ecel terleri dökerler. En hızlı olup yarışa ön sıralarda başlayabilmek için sakat kalanlar da hi vardır bu sporda. Yarışa geçersek , yarış 1. tur'dan itibaren zevklidir. Nasıl mı ? 22 aracı'n aynı anda gaza sonuna kadar basıp öne geçme çabası başlamış olur. ilk 5-10 tur içinde sıralama şekillenir. Sonrası'nda bir kaç tur zevksiz geçer ve hemen ardından PitStop ( Lastik değişimi , ayar değişikliği , yakıt ikmali ) yapılır , burada kaybedilen zaman pitstop giriş ve çıkış zamanları her şey bir zevk faktörüdür. Pitstop ekibinin çalışmasına kadar o anlık değişiklikler heyecan katar. Heyecan varsa zevk te vardır. Yarış'n sonlarına gelirken tüm sürücüler artık bulundukları yeri korumaya çalışırken bazı sürücüler'n daha üst derecelere ihtiyacı olduğu hemen anlaşılır , agresif sağlı sollu ataklar izlenir. Başlı başına zevk'tir Formula 1.

    Tabi bunların hepsi 2006' ya kadardı. *
    0 ...
  31. 9.
  32. aynı mantığa göre; atletizm çok saçma. 20 tane eşek kadar adam 5 kilometre koşuyor. hızlı koşan kazanıyor zaten.
    1 ...
  33. 8.
  34. kapitalizmin canı kanı otomobil sevdasının farklı bir versiyonu. ha teknoloji dersin işler değişir.
    0 ...
  35. 7.
  36. survivor ünlüler gönüllüler izleyebilecek zekaya sahip birinin düşüncesi.
    3 ...
  37. 6.
  38. f1 sayesinde geliştirilmiş teknolojinin otomobillerdeki gelişmesini sağlayan en büyük yatırımdır, bunu bilmemek ise nedeni hayatı evlenme programlarıyla ya da televole tarzı programları izlenmesi sonucu ortaya çıkan düşüncenin ürünüdür. yarışı yerinde görmeden fikir sahibi olamazsın...
    0 ...
  39. 5.
  40. benim için,kesinlikle doğru olmayan önermedir. bence gayet de eğlencelidir.
    0 ...
  41. 4.
  42. göz sevkini ve insanı karaamsızlıka sürükleyen bir insan psikolojini bozan uygulamadır.
    0 ...
  43. 3.
  44. Çok yanlıştır. Son birkaç senede türlü sporlarda baş gösteren red bull' un ferrari' nin, mercedes' in, renault' un* eline verişini izlemek çok güzel oluyor. Hele bide spikerler can sıkıcı anlatmıyorlarsa boş zamanlarda yapılacak listemde ilk 5' e girer. Tabi dervişin fikri olması için bilgiside olmalı. Bu yanlış önermeyi sana hiç yakış tıramadım.
    1 ...
  45. 2.
  46. ferrari den başka takım adı bilmeyenlerin, bak biliyorum.. ferrari yazdım mı da mavi yazarım ayakları yapanların inandığı gerçek.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük