Toplamda 358 kapasitesi olan cezaevi tipidir. A, B ve C olmak üzere 3 bloktan oluşur. A ve C bloklarda 13 koridor tan yana B Blokta ise karşılıklı olarak bulunur. A ve C blokta 15 er adet, B blokta ise 28 Adet tek kişilik oda bulunur. tek kişilik odalarda yatanların suçları, tecavüz ederek öldürme, çete, ağır terör suçluları, ağır cinayet yani toplumda infial uyandıran suçlular bulunmaktadır. Azılı bir suçlunun gelebileceği son noktadır ve ağırlaştırılmış cezalı kişilerdir. 3'er kişilik odalarda da genelde siyasi diye tabir edilen terör suçluları kalmaktadır.
Bugün yeniden idam cezası gelse emin olun bir kişi bile kalmaz burada.
Bana göre devletin en büyük yanlışlarından birisidir. Çünkü burada 40 yıl boyunca bu insanlar beslenmektedirler. Bazı entrylerde f tipinin kötülüğünden bahsedilmiş. Hayır efendim f tipi kötü değildir. içerisinde kalan insanlar kötüdür. Türkiye üzerinde ki bir f tipi cezaevi nin sadece a bloğunun 13. Koridorun da kalanlarin suçlarını yazıyimda görün.
15 odanın bulunduğu bu koridorun
1. Tecavüz edip öldürme
2. 3 çocuğa bayram günü tecavüz Edip öldürüp baraja gömme
3. Gasp ederek öldürme
4. Hırsızlık gasp ve cinayet
5. Şantaj sonucu kisiyi öldürüp parçalara ayırıp gömmek
6. Seri cinayet
7. Bir ailenin hepsini öldürme (miras için)
8. Çete tetikciligi
9. Alıkoyma ve cinayet
10. Seri cinayet
11. Seri cinayet
12. Seri cinayet
13. Seri cinayet
14 seri cinayet
15. Son kaldığı 3 oda arkadaşını öldürüp birisini yemek.
Mahkumlar arasında iletişim pusula veya top diye hitab edilen şekilde gerçekleşmektedir. Kısaca anlatmak gerekirse ekmek içi suyla ıslatılır ve kurutulur. Avuç içine sığacak şekilde yuvarlanan hamurun içine not yazılır ve notun gideceği oda ve kişinin ismi üstüne yazılır ve poşete sarılır. Ardından havalandırma bahçelerinden yandan yana atılarak istenilen yere ulaştırılabilir.
cezaevlerinin en kralıdır. kafa dinlemeye birebirdir. mimari yapısı dubleks olarak planlanmıştır. bütün heryer mavi renkte olup ankar'nın müstesna bir yeri olan sincan'da mevkilenmiştir. l tipi cezaevine göre çok çok iyidir. f tipi cezaevini beğenmeyenler cezaevi tanımayanlardır.
bu cezaevine atılan insanların bedenlerinden ziyade, ruhlarının ölmesi istenir. cezaevinin dizaynı, burda kalan mahkumların psikolojilerinin bozulmaları ve düşünememeleri üzerine tasarlanmıştır.
sen ülkene ihanet et, sen masum halkı soy, dolandır, sahtecilik yap, elin karısına kızına tecavüz et, şunu yap bunu yap insanların canını yak devlet böyle hapishaneler açsın sonrada devlete kız yok insan haklarına aykırı yok şu yok bu. bu f tipi cevaevine karşı olan yazarlar sözüm size
kız kardeşinize tecavüz edilse nasıl bir yerde ceza alsın istersiniz. çek ile dolandırılıp batsanız sizi batıranın nasıl bir hapishane de yatmasını istersiniz.
psikologlar platformunun bu konu ile ilgili bir imza metni vardır. metin ruh sağlığı alanında çalışanların imzasına açılmıştır ve aşağıdaki şekildedir.
............
cezaevinde bir sure kalmak durumunda olan kisi (hukumlu ya da tutuklu), alisik oldugu sosyal cevreden ve toplumun genelinden yalitilmistir ve kurallari ve mekanlari cok daha kati bir sekilde belirlenmis bir “kapatilma” yasamaktadir. turkiye’de bir suredir gundemde olan f tipi cezaevleri ise, bu kapatilma ile yetinmeyip kisinin zaten oldukca sinirlanmis olan sosyal cevresiyle etkilesimini, ozel ve asiri bir mahrumiyet rejimine tabi kilmaktadir. algi ve duyu kaynaklarinin sinirlandirilmasi ile olusan psiko-sosyal yoksunluk, insanin benlik algisini, kisiligini tehdit etmekte, bireyi, kendisini var eden fikri ve yasantisal degerleri kaybetme riski altinda birakmaktadir. ruh sagligi alaninda calisanlar, mesleki duyarliliklari ve etik sorumluluklari itibariyle, f-tipi cezaevlerinde vucut bulan ve insan olmanin temel niteliklerine yonelen tecrit temelli bir infaz rejimini kabul edemezler. bilimsel calismalar, bir kultur icin ideal olabilecek iliski miktarinin baska bir kultur icin yalnizlik ve yalitilmislik deneyimine neden olabilecegini kanitlamaktadir. tecrit temelli cezaevlerindeki infaz rejiminin, her kultur mensubu icin ciddi zorluk yaratmasi beklenir; ancak turkiye gibi daha fazla sosyal iliski ihtiyacinin belirgin oldugu kulturel havzalarda bu tarz bir tecrit rejiminin yaratacagi insani ve toplumsal tahribat cok daha agir olacaktir. biz asagida imzasi bulunan ruh sagligi calisanlari, tecrit tipi mahkumiyet sisteminin psikolojik ve bedensel tahribatlara neden oldugunu, tecrit altinda tutmanin bilimsel bakis acisindan “iskence” olarak kabul edildigini, f tiplerinde yasananlarin ruh sagligi calisanlari icin bir utanc tablosu oldugunu beyan ediyor; kamuoyunu bu konuda sesini yukseltmeye, yetkilileri de acilen tecriti sonlandirmaya cagiriyoruz.
2000 li yıllarda tuncay özkan ın öve öve bitiremediği hapishane içinde hapis.
dubleks ev diye anlatıyordu 11 sene evvel hüssiyet gazetesine f tipi cezaevlerini..
oysa şimdilerde kendisi orada..
ve yaşam standardı yok burada diyor..
ille kendisinin de mi içeri girmesi gerekiyordu f tipi ne karşı olmak için..
ille yaşamak mı gerekiyordu..
karakollarda sözümona kaldırılan işkencelerin psikolojik ve fiziki boyutta halen devam ettiği haberleri gelen kurumlardır. psikolojik işkence denince bazıları küçümser: ama iğrenç gürültüler çıkarılması, insanların en temel haklardan mahrum bırakılması nedir, ancak yaşayanlar bilir. oradaki insanlar zaten ya ceza almışlardır veya ceza niyetine tutuklanmışlardır; ceza içinde ceza hangi insanlığa sığar?
f tipi cezaevi, sözümona cuntalarla, işkenceyle mücadele ettiğini söyleyen akp'nin, ikyüzlülüğünün tarihi belgesidir.
en temel hak yaşam hakkıdır. bunu hiçe sayanın, gasp edenin pratikte aynı muamleyi görmesi en adilane olandır ama bu mümkün değil ise hayvan gibi yaşamak, her gün türlü işkencelerden geçmek o kişi için haktır. cinayet işleyen, tecavüz eden...vb insanımsı hayvanların bir koğuşta toplanıp kendileri gibi boktan yaratıklarla gülüp eğlendiklerini, kahkaha attıklarıni düşünmek şahsım adına söylüyorum vicdan azabıdır. f tipi idamın alternatifidir ve mutlaka idam yoksa f tipi olmalıdır.
türk tabipleri birliği'nin tekirdağ f tipi cezaevi ile ilgili raporundan *;
"...geniş bir politik tutuklu ve hükümlü grubunun f tipi cezaevi uygulamasının başlangıcından bu güne kadar "tretmana" tabi olduğu ve fiilen kullandırılmayacağı görüşünden hareketle sosyal alanlara çıkmayı reddettikleri, diğer bir politik grubun ise prensip olarak çıkmak istemekle birlikte, disiplin cezaları vb. nedenlerle 6 aydır sosyal alanlara çok az yada hiç çıkarılmadığı saptandı. bu duruma, yani sosyal alana çıkacak kişi sayısının fiilen 1/3 oranına düşmesine rağmen, gerek organize grupları birbiriyle karşılaştırmama, gerek işleyişin hantallığı ve memur yetersizliği, gerekse tam olarak anlaşılamayan nedenlerle fiilen sosyal alana çıkma sıklığı ve kalış süresinin çok sınırlı olduğu görüldü..."
ttb de anlamamış ben de anlamadım? bilen var mı o anlaşılamayan nedenleri?
f tipi cezaevlerindeki şartların kötülüğünden bahsetmek, illa bir örgütün yandaşı olmak anlamına gelmez. her duyarlı insan da yapılan zulme karşı çıkabilir. bir insana yapılan kötülüğe karşı çıkmak için, ona karşı çok derin duygular beslemek mi gerekiyor?
düşünün bir kaza olmuş, adam gözünüzün önünde ölüyor. " amaan benim yakınım değil ki" deyip geçer misiniz yanından? ben geçemem. bu da öyle bir şey işte. televizyonumu açıp, demir coplarla dövülen o insanları gördüğümde, hiçbir şey olmamış gibi sakin sakin değiştiremem kanalı, başımı yastığa rahat koyamam. mesele bir davaya sahip çıkmak değil mesele insanlığa sahip çıkmak. hala aradaki farkı anlamadınız mı? diyarbakır cezaevinde her düşünceden insana yapılmıştır işkenceler mesela. şimdi siz çıkıp da " sağcılara iyi ki yapılmış ama solculara yapılan zulümdür, haksızlıktır" diyebilir misiniz? ben diyemem.
ya da şöyle söyleyelim; televizyonların bas bas bağırdığı orantısız güç nedir? burada çözümleniyor her şey... hele bir düşünün bakalım. ne kolay değil mi savunmasız bir insana istediğinizi yaptırmak? evet, ben de öyle düşünmüştüm.
koordinasyon eksikliğinden dolayı insanları tecrit ederek insanlıktan çıkmalarını amaçlayan zihniyetin ürünü olan çağdışılık.
100.000 mahkum var cezaevlerinde toplam. koskoca türkiye cumhuriyeti 100.000 kişi ile baş edemiyor, insanlık dışı yöntemlere başvuruyorsa bu ülke zaten bitmiş okeye dönüyordur.
sonuçta insanlar analarının karnından suçlu, mahkum, hükümlü olarak doğmuyor. herkesin başına gelebilir, cezaevleri insanlar içindir, bu unutulmamalı...
bu gün f tiplerinde terör, siyasi mahkumlar varsa yarın badem bıyıklılar da olabilir orada. özellikle badem bıyık kavramına cuk diye oturan sadullah ergin iyi analiz etmeli bunu.
çekiç orakçıların örgütlenmesini önlediği için sürekli protesto edilen, ancak ne kadar gerekli olduğu 2000 yılındaki isyanlardan sonra cezaevlerinin nasıl bir hale geldiği görüldükten sonra ortaya çıkmıştır.