tekdüze mantık çevresinde hareket eden insanların, insan haklarına aykırı, tecrit ediliyor, mahkumlar sosyalleşemiyor vs.vs. söylemlerine sebep olan cezaevleridir. dikkat edin cezaevi diyorum, peki cezaevi nedir? suç işleyen insanların işledikleri suçlar karşısında aldıkları cezaları çektikleri yer, nedir bu cezalar peki, toplumdan uzaklaştırılmak -topluma zararı dokunmaması için- ve bir daha suç işlememesini sağlamak için normal koşullar dışında yaşamaya zorlamak. adalet sistemindeki çatlaklar ve eksiklikler dolayısıyla cezaevleri zaten birer otel durumuna gelmiş, giren cezası dolmadan tekrar çıkmakta ve çıkan birçok hükümlü yeniden aynı suçu işlemektedir.
efendim cezaevleri otel değildir, cezaevleri işlenen suçun bedelinin ödendiği yerlerdir, bu demek değildir ki ordakiler hayvandır, işkence görmelidirler, insanca davranılmamalıdır, insani temellere oturtularak caydırıcı bir sistem ile kişinin aynı veya birbaşka suçu işlememesini sağlamak gereklidir.
bu açıdan f tipi cezaevleri gereklidir, olmalıdır zaten, şimdiye kadar kurulmuş olmamaları büyük bir eksikliktir.
devletlerin egemenlik haklarını kullanmalarının hayatın her dalında bir ifadesi vardır. önemli olan şudur: bu kadar tartısılıyorsa egemenlik hakkı yok veya zayıflamıs demektir. hiç kimse basına yukardaki yazarların değindiği olaylar basına gelmeyecek sanmasın. o zaman ancak görmek lazım magdur olan veya magdur yakını insanların kabullenip kabullenemeyecegini.. kaldı ki tecrit sadece propogandadır, sadece normal cezaevlerinde kurtarılmıs bölge yaratanların bu imkanlarını kaybetmiş olmanın kuyrukacısıyla yaptıkları yaygaradır. idam da geri gelmeli, hakedenlere tecrit hatta hücre cezası da yakısır.
insanları birbirinden tecrit etmek için oluşturulmuş cezaevi türüdür.
her asi, düzene isyan edenleri bu hapishaneye atarlar çünkü bu hapishaneler insanları fikirlerinden de soyutlamak için dizayn edilmiştir.
geçmiş yıllarda en büyük f tipi savunucusu olan mehmet ağar ın bile bu konuda fikirleri değişmiştir. bu durum f tiplerinin ne kadar lahanet bir hapishane tipi olduğunun ispatıdır.
121 ölümden sorumlu olan F tipi cezaevlerinde, olen 121 kisi acaba kac kisinin olumunden sorumludur?
icinde insan kimligi tasiyan hic bir birey insanlarin, dunyadan izole edilmesini, tecrit edilerek cezalandirmasini isteyemez. buna hic bir vicdan onay veremez.
ama:
askerine, polisine silah cekip, onlarca masumun kanina girmek, otobuslerde, yollarda bomba patlatarak, daglara taslara mayin doseyerek sivil insanlari katletletmek nasil bir piskoloji ya da ozgurluk mucadelisi dir?
ozgurluk, devrim, halklarin kardesligi bik,bik,bik,...gibi degerleri savunacaksin ve masum insanlari canli canli yakacaksin. (bkz: mavi carsi katliami)
devlet bu militanlara cok buyuk terbiyesizlik yapmistir;
kogus sistemini kaldirarak dag ve sehir militanlarin, sempatizanlari orgutlemesine engel olmustur, disari ile iceridekilerin emir-komuta zincirlerini kirmistir.
tekrar soyluyorum hic bir vicadan kabul etmiyor,. (bkz: f tipi ceza evleri)ni.
ama;
her seyin bir bedeli var.
F tipi cezaevlerinin ne olduğunu bilip bilmeden yaşayan ülkem insanıyla aynı oksijeni solumaktan utanmama neden olan cezaevleridir.Bilmeyenlere duyurulur ki bu cezaevlerinin insan haklarına aykırı olduğu defalarca rapor edilmiştir,hem yurt içi hem de yurt dışı sivil toplum örgütleri tarafından.Üzülüyorum, daha da üzüleceğim...
2000 yılında devletin, çeşitli terör örgütü suçlularının bulunduğu kendi cezaevlerine sanki orası devletin cezaevi değil de terör örgütlerinin kalesiymiş gibi büyük bir opererasyonla girmesi aklıma geldi. Sonra televizyonlarda hepimizin gördüğü görüntüler. Sözde barış ve kardeşlik adına savaştıklarını söyleyen terör suçlularının koğuşlarında bulunan, hedeflerinde okulların da bulunduğu bombalama eylemlerinin planları, halka ve devlete nefret kusan video kayıtları, örgüt başkanlarının emirleriyle hasta ve zayıf arkadaşlarını diri diri yakarak polisin ve askerin girmesini engellemek için kalkan yapacak kadar vahşileşebilecek ilkel bir güruh. Bunlar bir anda aklıma gelenlerdir ki buna benzer örneklere birçok ilave de yapılabilir. Kanımca f tipi cezaevleri sonuna kadar desteklenmelidir. Koğuş sistemi uygulamasını, devletin gözetimindeki bir terörist eğitim kampı olarak algılayan, bu terör örgütü üyesi vahşilerin haketmediği açıktır ki bence şu andaki f tipi cezaevleri dünyadaki benzer örnekleri gözönüne alınırsa yaşam standartları ve insan hakları bakımından her suçlunun barındırılabileceği durumdadır. Bu yüzden kimse insan haklarından, adaletten bahsederek ajitasyona başvurup kavram karmaşası yaratmaya kalkışmasın. Özellikle aşırı sol kesimden gelen F tipi cezaevlerine karşı olan tepki ve ölüm oruçlarının desteklenmesinin altında yatan nedenin insani hassasiyetlerden çok cezaevlerinin yeniden terör eğitim kampına dönüştürülebilmesine olanak sağlanması isteği olduğu halk tarafından da biliniyor ve haklı olarak buna destek verilmiyor. F tipi cezaevleri üzerinde oluşturulmak istenen yaygaranın özeti işte budur...
ülkenin gündemine oturan cezaevi modelidir. günümüze değin, cezanın amacı ve cezalandırmanın devlet tekeline devredilmesine dair birçok teori üretilmiştir. bunlar arasında en çok kabul göreni ve en insancıl olanı 'ıslah teorisi'dir. gerçekten de bir insanı, işlediği suçtan ötürü cezalandırırken amaç; sırf bunu faile ödetmek-bir anlamda ödeşmek olmamalıdır. cezanın amacı, suç işleyen kişiyi ıslah edip tekrar topluma kazandırmaktır. ülkemizdeki cezaevlerinin ıslaha uygunluğu problemi bir kenara bıraklırsa, f tipi cezaevlerinin doğaları gereği ıslahla uzaktan yakından ilgili olmadıkları şüphe götürmezdir. insanoğlu, sırf insan olduğu için bile onurlu ve insancıl bir yaşamı hak eder, suç işlese bile..
yiyemeyecegi patlıcanı ağzına alıp, dava adamı polimleriyle istiklal'de terör propagandası yapıp idol olma hevesiyle sürterken bir anda hakettigi yere gelince insanlık savunucusu kesilen ve dışardaki hayatın hiçte içerdeki gibi olmadıgını geçde olsa anlayan hayvanların barındırıldığı yer.
"eline silah almış ve o silahı halkına/masum insanlara döndürmüş birey insanlığını/vatandaşlığını kaybetmiştir" lafını anlamayan bünyelerce hala negatif halde eleştirilen(pratiği değil, kendisi) olgu. oldu tabi bombacıları bırakalım "halk için halkın canını alma planları" yapsınlar. zaten karşında andaval duruyordu senin.
not: sözüm tek suçu bildiri dağıtmak, yada kimseye zarar vermeden sesini duyurmaya çalışmak olanlara değildir. bu sistemin yanlışıdır, f tipinin değil. g.tünden anlayacaklar lütfen oylamasın.
edit: doğru ya ben faşistim sen hümanistsin...
not2: evet evet, kahrolsun türkiye, kahrolsun taksim'de "halkın bombasıyla" ölen çocuk... kahrolsun emekli kuyruğundan maaş çekerken ölen kapitalist uşakları... evet evet ... ben deli değilim benjamin !
tıpkı hümanizm gibi, hakkında konuşması gereken en son kişilerin stalinci-rusçu sosyalist(!?) insanlar olduğu oluşum. oh ne ala, senin savundukların başkasına aynı şeyleri yapınca "e noolmuş yani devrim içindi insanlık içindi o yüzden faşist değildir bıdı bıdı" ama aynı şeyler(iddia ettiklerine göre, zira niyetlerinin de işkenceyi önlemek olduğunu falan da sanmıyorum* ama neyse) kendi başına gelince "ühaaa, faşizm bu devlet bize faşiklik yapio olmazki banane ya" de. bravo. merak ediyorum acaba türkiye sosyalist bir devlet olsaydı ve f tipini uygulasaydı "e canım tabii ki uygulıcak yani çünkü devrim için hümanizm için bıkbıkbık" mı diyeceklerdi yoksa gene ağlayacaklar mıydı "faşist bunlar yaa" diye(malum arkadaşlar sosyalist yönetimlerin faşizm uygulayabileceğine inanmıyorlar da)? sonra gelip "lütfen biz eziliyoruz demagojisi yapmayalım" diyenler de var bunların içinde ya, işte ben buna gülüyorum... *
Guzeldir iyidir. Unlu bir mahkum F tipine gecirilince "biz eskiden kral gibi yasamisiz. Simdi hapiste oldugumu anladim" demistir.
Sen suc isle, ulkeyi bolmeye calis, kacakcilik yap, insanlari zehirle, tecavuz et, katliam yap sonrada "F tipine hayir" diye ortaligi inlet. Hadi be ! istersen bide bakici verelim yanina.
yüksek güvenlikli cezaevlerine türk infaz sisteminde verilen isimdir. sosyal tecrit modeline dayanmaktadır. yüksek güvenlikli cezaevleri, türkiye'de düzenlendiği biçimiyle, genellikle devlete karşı işlenen suçlar veya organize suçlardan dolayı tutuklu ya da hükümlü bulunan mahpusların üç kişilik ya da tek kişilik yaşam birimlerinde kaldıkları ve mümkün olduğunca diğer mahpuslarla ve infaz memurlarıyla iletişimlerinin sınırlandırıldığı ceza infaz kurumlarıdır. ölüm oruçları ile biten insanlık dışı bir yaşam şekli.
mahkumu tüm üretim araçlarından yoksun bırakarak * toplumdan tamamiyle izole edmek amacıyla oluşturulmuş, egemen ideolojiyi empoze etme aracı olarak, bireyi kendisine yabancılaştırarak çözebileceğini düşünen sistemler tarafından yaratılmış insanı olmayan ceza evleridir.bundan daha kötüsü olabilirmi diye düşünmeyin var tabiki oda "d tipi" ceza evleridir.
bu ceza evindeki hücrelerin tamamı yerin altında olacak şekilde tasarlanmıştır.burada amaçlanansa mahkumu güneş ve hava gibi hayati önem taşıyan olgulardan uzaklaştırıp,bir an öce ölmelerini sağlamaktır.
işin acı olanı bizim ülkemizdede bu tip bi ceza evi şuan diyarbakırda yapılmaktadır.
f tipi cezaevleri, yazık ki yalnızca f tipi cezaevleri olmakla kalmıyor. hücreleştirilmeye cezaevlerinden başlanmış bir toplumuz biz. kimse farkında değil midir ki, yaşadığımız hayatlar da, bu koşullarda, f tipi cezaevleri. f tipi cezaevlerine destek vermek demek, tek tek yaşamlarımızın küçülmesine, belirli amaçlara kilitlenmiş, labirent fareleri olmaya destek vermek demek.
ayrıca bildiri dağıtıldığı için ölenler yalnızca o bildirileri dağıtanlardır bu ülkede. düşünelim, katiller ya da tecavüzcüler için yapılmadı f tipleri. yalnızca tecrit edilmiş siyasi suçlularımız(!) olmayacak, aynı zamanda tecrit edilmiş beyinlerimiz olacak.
dostoyevski'nin hapis günlerini kaleme aldığı ölü bir evden hatıralar kitabında bu konuya değinmiştir.
"... Ayrıca, ünlü tek kişilik hücre cezası sisteminin de aldatıcı, yanıltıcı bir dış görünüşten başka bir şeye yaramadığından kuşkum yok. Bu sistem, insanın içinden yaşam gücünü çekip alıyor, ruhunu asileştiriyor, kişiliğini güçleştiriyor, ürkütüyor; sonra da ruhen bitmiş bir mumyayı, bir yarı deliyi ıslah edilmişliğin, pişmanlığın bir temsilcisi olarak karşımıza çıkarıyor... "
10 yıl hapis cezası çekmiş olan dünyanın en iyi gözlemcisi dostoyevski böyle düşünüyor.
