"inşallah Ay'a gidiyoruz" diyen cb Erdoğan, "En önemli hedefimiz, Cumhuriyetimizin 100. yılında Ay'a ilk teması gerçekleştirmektir" dedi. Ay programının iki aşamada tamamlanacağını belirten Erdoğan,"Uzay aracımızı yakın yörüngeye çıkaracak ilk fırlatmayı uluslararası işbirliğiyle hayata geçireceğiz" dedi ve ifadelerine "2028’deki ikinci aşamasında ise aracımızı yakın yörüngeye çıkaracak fırlatmayı kendi roketlerimizle gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Böylece uzayda bilimsel faaliyet yapan sayılı ülkelerden biri haline geleceğiz" şeklinde devam etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uzay Programı kapsamında planlanan diğer hedefleri ise şu şekilde duyurdu:
"Üçüncü hedefimiz Türkiye'ye ait bir bölgesel konumlanamaz ve zamanlama sistemi geliştirmektir.
Dördüncü hedefimiz uzaya erişimi sağlamak ve uzay limanı işletmesi kurmaktır.
Beşinci hedefimiz uzay havası ya da meteorolojisi denilen alana yatırım yaparak uzaydaki yetkinliğimizi artırmaktır.
Altıncı hedefimiz Türkiye'yi astronomik gözlemler ve uzay nesnelerini yerden takibi konusunda daha ileri bir seviyeye ulaştırmaktır.
Yedinci hedefimiz ülkemizde uzay sanayi ekosistemini daha da geliştirmektir.
Sekizinci hedef bir uzay teknoloji geliştirme bölgesi kurmaktır.
Dokuzuncu hedefimiz uzay alanında etkin ve yetkin insan kaynağımızı geliştirmektir.
Onuncu ve son hedefimiz bir Türk vatandaşını uzaya göndermektir."
Ama en önemli sorunu aşamıyoruz.
Uzaya gideceğiz de uzaya giden Türk'e ne diyeceğiz?
Astronot mu kozmonot mu?
Malumunuz, vb Erdoğan, bu gelişmeler ışığında "astronot" ve "kozmonot" kelimelerine Türkçe bir karşılık bulunması gerektiğini açıkladı: "Dil bilimcilerimize bir çağrıda bulunuyorum gelin Türk uzay yolcularına Türkçe bir isim bulalım" demişti.
zamanla olabilir neticede dünyada know how da satılık artık, parasını verirsen her şeyi alırsın ama bunun için 4 yıl kısa bir süre şunu 2033 yapsak kurtarır bence.
sorun jetin uretilmesi icin gerekli teknoloji degil zira bu turkiyede zaten var. sorun su ki, bizde yeterli donanimsal bilgiye sahip eleman acigi var. bu sebeple belli bir asamaya kadar ancak uretim yapabiliyoruz. araba uretemiyoruz diyen arkadas: turkiye kendi arabasini uretebilecek bir ulke fakat, o arabanin seri uretimi icin gerekli malzeme temini ve işciliği maddi acıdan ulkemizdeki ilgili şirketleri tatmin etmiyor.
kalinka dinleyip gaza gelmek iyi, ancak türkiya ülkesi bir avrupa ülkesidir, batı kulübünün içerisindedir. böyleydi, böyle, böyle kalacaktır.
ortak üretim paydaşı olduğumuz (%4 ile %7 arası olduğu söyleniyor, daha çok yada az olabilirdi) join strike fighter (ortak savaş uçağı) f-35 yıldırım uçakları türkiya ülkesine gelecek, aktif göreve girecek, doğunun yükselişine karşın batılı yoldaşlarıyla işbirliği yapacak. ayrıca slav sever yoldaşlarıma (beni bilirsiniz, bilmeyen de öğrensin) ufak bir anımsatma, geleceğin batı kulubüne yeni bir serin kan, ekstra bir üye alınabilir ve bu üye rusyanın ta kendisi olabilir. çinliler, hintliler, onlar, bunlar, kısaca doğulu insanlar yükseliyor. bunu durdurmalı ve kendi yararımıza olacak bir biçimde evirmeliyiz.
8 katılımcı ülkenin - ki bunlar abd, ingiletere,japonya gibi gelişmiş teknoloji üreten ülkeler- 16 yılda anca üretebildiği bir teknolojiyi ülke olarak üretebilmemizin imkanı yok. en az 10 yıllık bir arge çalışması gerekir diye düşünmekteyim. helikopter, tank veya diğer aselsan-roketsan silahlarıan benzemez bu f35.