fırça

    9.
  1. Maalesef sürekli yediğimiz.
    Böyle bir şey olamaz. Inanılır gibi değil.
    Istifa ediyorum. Bir gül istedik bin dikene maruz kaldık.
    3 ...
  2. 8.
  3. 7.
  4. eski renklerin bir yudum hatrı hala
    hep vurur yüzüme dur dokunma
    günahkar hayal çıkmaz sesi kalbimden
    yani soluk soluk bu kez yaş bu tahta
    sarılacaksam sana yarın sabah
    o zaman bırak kurusun geceden.

    bu dizeleri bir kez daha, sonra bir kez daha dinler durursunuz.
    1 ...
  5. 1.
  6. resim yaparken, boyaları kağıda aktarmaya yarayan alet.
    1 ...
  7. 5.
  8. birleşmiş milletlerin daimi veto hakkına sahip üyelerinin akrostişi.
    f-fransa
    i-ingiltere
    r-rusya
    ç-çin
    a-abd
    0 ...
  9. 7.
  10. veto hakkı bulunan 5 devleti temsil eder.
    (bkz: fransa)
    (bkz: ingiltere)
    (bkz: rusya)
    (bkz: çin)
    (bkz: abd)
    0 ...
  11. 6.
  12. bir şeyin tozunu, kirini gidermekte kullanılan veya bir şeye boya sürmekte kullanılan, genelde bir araya gelmiş kıllardan yapılan gereç.
    0 ...
  13. 4.
  14. ustalaşmak ömür törpüsüdür bu baget türünde.

    caz davulcusu işidir.
    0 ...
  15. 3.
  16. Bir şeyin tozunu, kirini gidermekte veya bir şeye boya, cila sürmekte kullanılan, bir araya getirilerek bağlanmış kıl veya kıla benzer başka tellerden yapılan araç.
    0 ...
  17. 2.
  18. sopa, azar, dayak anlamına da gelen kelime. (bkz: fırçalamak)
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük