çoğumuzun yaptığıdır. özellikle evlerimizi o kadar gereksiz eşyalarla doldurmaktayız ki, işimizi kolaylaştırmak için üretilmiş olan eşyalar bize hizmet edecekken, biz onlara hizmet etmekteyiz.
fransız edebiyatı tarihi dersimde bu konuyu 2. dünya savaşı sonrası yazılan romanlarda eşyaların çok fazla tasviri yapılarak toplumda oluşan eşyalaşma sürecini yansıtması olarak okumuştum. konuyu öğrendiğimiz çerçevede savaş sonrası dünyayı saran kapitalizm, insan hayatını yönlendirmeye başlıyor. bir başka deyişle savaş öncesinde üretilen şeyler tüketicinin isteğine göre şekillenirken savaş sonrası tüketicinin istekleri üretilip ona sunulmuş şeyler doğrultusunda şekilleniyor. misal playsitation olmadan önce hiçkimse benim de bir playstation'ım olsa demezdi. çünkü böyle bir şey henüz yoktu. fakat üretim tüketicinin isteklerini yönlendirmeye başladığından beri insan üretilen şeyi istedi, ona sahip olma arzusu edindi. sonuç olarak önceden tüketiciye * hizmet eden eşya iken, artık tüketici ona hizmet eden, onun istediği gibi yol olan bir eşyalaşma, eşyanın hizmetkarı olma sürecinde buldu kendini.