titanic filmi ile hemen hemen aynı dönemlerde gündeme girmiş efsane film. ikisi de bende derin izler bırakmıştır bünyemde. ama eşkiya her zaman başkadır. şener şen uğur yücel muhteşem oyunculukları. her sahnesinde ayrı heyecan. izlemeyen yeni nesil varsa youtubedan izlemelidir. yeşim salkımın çekiciliği ve seksiliğine de değinmek lazım.
sadece güzel bir film değildir. bir milat taşıdır. oyuncu kadrosu ve senaryosuyla tamamen kusursuzdu. eşkiya türk sinemasını ayağa kaldıran filmdi. senede 1-2 tane film çekildiği dönemde türk sinemasını şahlandırdı, ayağa kaldırdı. çok güzeldi çook.
– Biz hapisteyken iki tane Kemal tanırdık. Biri Mustafa Kemal öteki Dodo Kemal. Dodo Kemal çocuk yaşta bir mahkumdu. Katildi. Her sabah erkenden kalkar, gasteleri önce o alır deli gibi çevirirdi. Af haberi arardı. Yıllarca af haberi aradı. Sonunda bir aftan yararlanarak dışarı çıktı, bir hafta sonra birini öldürüp tekrar hapise düştü Dodo Kemal. Sana bakınca hep o çocuk aklıma geliyor. eğer benim oğlum olsaydı senin yaşında olacaktı.
+ Benim babam da yaşasaydı senin yaşında olacaktı eşkıya.
Birçok güzel repliği var belki ama kameranın sükunet içinde pansiyonun dışından sırasıyla tüm katları aynı zamanda farklı yaşamları göstererek yukarıya doğru çıktığı sahne beni en çok etkileyenlerden biriydi. Pansiyon sahnelerinden mütevellit sanki bir zeki Demirkubuz izliyormuş gibi de olmadım değil.
şener şen ve uğur yücel'in muhteşem oyunculukları, erkan oğur'un etkileyici müzikleri bu film gerçekten efsanedir. cumali'nin * ölmeden önce söylediği "hiç yoktan üvey annem geldi aklıma" ile başlayan sözleri bile filmi izlemeye değer.
erkan oğur'un fırat ağıdı ile daha da bir güzelleşen yerli film. ilk kez 1998 yılında startv'de seyretmiştim bu filmi hakikaten güzel film. şener usta döktürmüş.