sinemalarda haftalarca oynayan Şener şen ve Uğur yücel filmidir
Tv de ilk star tv de yayınlanmıştır
Hem sobaya gaz atıp hemde filme baktığım için uğrunda kaşımı kirpiğimi saçlarımı yaktığım bir başyapıttır.
filmin son sahnesi mükemmeldir. varsın efektler mükemmel olmasın. o duygu yüklü anlar o kadar yıl sonra bile gözleri yaşartan cinstendir. fonda hafiften fırat türküsü, havai fişekler, şener şen'in mırıldanmaları ve polisler. duygulandım be sözlük.*
Kocaman bi iştahla tıklamıştım şu başlığa. Gördüm ki yazılabileceklerin, en azından benim aklıma düşenlerin hemen hepsi çok evvelden yazılmış. iştahım kaçtı benim de. Ne pis şeyler yazacaktım oysa... yazık oldu!
Dedim ya, Yazmak istediğim onca şey vardı. Sinema tarihimizin en deneysel ve tabii izlenesi filmlerine hem senarist hem de yönetmen vasfıyla imza koymuş yavuz turgul dan bahsedecektim önce bi güzel; Muhsin bey, aşk filmlerinin unutulmaz yönetmenigibi benzersiz yapıtlara dair bikaç kelam ederekten.
Sonra...
Sonra o her filmiyle daha bi devleşen büyük oyuncu için koşacaktı parmaklar klavyeye. Öyle kuvvetli de değildir ki kalemim, hangi cümleleri kuracaktım hakkını verebilmek için acaba. 'hababam sınıfı'ndaki beden öğretmeni de sensin, 'davaro'daki ağa da, ağaya başkaldırıp dağa çıkan 'eşkıya' da... hele bi de buluştuğunuz her kamera karşısında uğur yücel'le o karşılıklı döktürmeleriniz yok mu... yok üstad yok, iyi ki de girişmemişim ben bu mevzuya!
keje'yle aranızdaki o bin yıllık aşka dair bişeyler söyleyebilseydim bari entrynin sonuna gelirken. hanginiz daha çok sevmişti keje'yi? Yahu Sorumu şimdi bu da. Kimin için sustu o kadın yıllarca di mi. hakikaten nasıl bi sevgidir ki o öyle, sevdalının diline kilit koyacak kadar!
farkındayım, Buraya kadar Elle tutulur hiçbir şey yazamadım. Finali olsun adam akıllı yapalım diye, entry nin Son sahnesine keje'yi koyuyorum izninizle. bu sevdaya dair son söz için de susan sontag'ı huzurlarınıza davet ediyorum....
"hangi kadın, gerçek bir kadınsa, bir haydutu bir şerife yeğlemez ki"
türk sinemasının "işte budur"udur. çok vurucu sahne planları ve senaryosu vardır. şener şen ve uğur yücel adeta devleşmiştir. her şeyiyle örnek teşkil eden bir filmdir.
şener şen'in önünde saygıyla eğilmemiz gerektiğini gösteren muazzam bir film. daha çok komedyen olarak kabul edilen şener şen'in beni güldürmekten daha çok ağlattığı bir gerçek...
aşk üzerine de düşündüren bir film. aşk hangisi diye, eşkiya'nınki mi aşk yoksa berfo'nun mu? hayat karşısına bir şeyler çıkardığında aşkını geri plana atabilen eşkiya'mı daha çok sevdi keje'yi, yoksa her zaman ve her şeyden önce keje diyen berfo mu?
üstünden yıllar geçmesine rağmen her izleyişte aynı tadı veren, 16 kopya ile iki buçuk milyon izleyici toplayarak amerikan sinema emperyalizmine baş kaldıran harika yapıt.
trt 1 de an itibariyle yayınlanmış ve tekrar izlenmesi gerektiğini hissettirmiştir ; film yayınlanırken yapılan sansürler filmin içine etsede tekrar izlenmesi konusunda tutulmaycak bir söz vermişizdir kendimize. sigara içilen sahnelerde kullanılan mozaikler sigaraya özel bir dikkat çekilmesini sağlıyor ve sigarayı özendiriyor fikrimce, sigara tekelleri rtük'e para verip bu sekilde reklam yapıyor olabilir mi acaba ?
benim gibi bir öküzü bile aglatmayı basarabilen film. ben ki bugüne kadar babamın elini öpmekten sogumusum, su an sener sen yanımda olsa eğilir ellerini öperdim.
--spoiler--
korkma! sadece toprağa gideceksin;
sonra toprak olacaksın,
sonra sularla birlikte bir çiçeğin bedenine yürüyeceksin,
oradan özüne ulaşacaksın,
çiçeğin özüne bir arı konacak.
belki...
belki o arı ben olacağım.