türk sinemasını 250-300 kopya ile değil sadece 16 kopya ile ayağa kaldırmış bir film. eğer yönetmen biraz daha kaliteli iş çıkarsaymış sadece türk değil sinema tarihinin en iyi filmlerinden biri bile olabilirmiş. 1996 yılında bu kadar kötü bir yönetmenlik performansı olamaz. özellikle o kadar güzel finali bir o kadar kötü çekimle harcamaları yazık olmuş. resmen amatörlük akıyor. neyse yine de hoş filmdir, türk sinema tarihinin en iyi oyuncusu şener şen'in varlığı bunları görmezden getirmiştir.
--spoiler--
-Daha ne kadar yaşarım bilmirem... Ama son anıma kadar seninim... Yine de her şeye rağmen bir gün... Bir gün... Dönebilirim Keje..
-Ben susarım Baran... Sen dönene kadar...
--spoiler--
abartıldığı kadar güzel film değildir, hatta güzel de değildir.
filmi bu denli güzelleştiren * şener şen'in usta oyunculuğudur. ses getirmesinin sebebi ise o dönemde hep aynı tür senaryosu olan filmlerin çekilmesidir, üretim kabızlığıdır.
ayrıca sürekli kürtçe bir isimli karşılaşmamız rahatsız edici. bu ne lan.
harika bir film olması bir yana adam dediğin de bu eşkıya gibi olur dedirtiyor.
hayat kadınının baran'a yanaşmasına baran ben başkasına bağlıyım dedi ve bitirdi. adam yaa.
--spoiler--
beni hapiste vurdular keje ölmedim. hastalandım, bir ciğerimi orda bıraktım, gene ölmedim. çok dövdüler beni, kan kustum ama ölmedim. yaşadım... seni bir kez daha görebilmek için yaşadım.
--spoiler--
türkiye sinema tarihinin unutulmazları arasında yer etmiş bir başyapıttır.
kemal sunal'ın binlerce defa izlenip gülünen filmleri gibidir. Her izlenildiğinde duygusala bağlanılır.
Hatta itiraf edeyim gözlerim dolar benim.
uğur yücelin gençliğine çok şaşırdığım film. ayrıca filmin ilk görüntüleri şanlıurfa'nın viranşehir ilçesinde çekilmiştir. filmde urfa merkezde geçen harabe görüntülerinin yanından geçiyorum hergün urfa kalesinin oralarda. bir yanım el-ruha, bir yanım dedeman, bir yanım inşaatı devam eden hilton garden in, biraz ötede diğer inşaatı devam eden sharaton otel. vay gidi dünya nasılda geçti zaman, nasılda değişti.
hala eşkıya kadar güzel bir türk filmi izleyememiş biri olarak bu filmi her yayınlanışında yeniden izliyorum. şener şen yine ne kadar usta bir oyuncu olduğunu bizlere göstermiştir. tabi uğur yücelinde hakkını yememek lazım.
yeşim salkımı (sevgilisi) yatakta abisiyim diye yutturduğu lavukla yakaldığı sahnenin replikleri beynime kazınmıştı.
-kardeşleri yatakta yakaladık. kardeş kardeşe bunu yaparmı lan. siz aile içi ilişkilerin nasıl felaketle sonuçlandığını bilmiyomusunuz. ya şimdi mazallah bu çocuk sakat doğarsa.
izlenilmesi gereken filmler arasında ilk sırada olabilecek bir film.
eşkıya baran ile cumali' nin son konuşması en etkilendiğim bölüm.
("korkma, sadece toprağa gideceksin. sonra toprak olacaksın. sonra sularla birlikte bir çiçeğin bedenine yürüyeceksin. oradan özüne ulaşacaksın. çiçeğin özüne bir arı konacak. belki... belki o arı ben olacağım.")
bir de erkan oğur'un o güzel sesiyle ve bence ondan başka kimse o türküyü güzel söyleyemediği ' fırat ' türküsü filmin son sahnesinde damgasını vurmuştur.
yine oynasın yine izlerim bilmem kaç defa...
''Yol kesen, haraç alan, dağlarda yaşayan... Yani senin benim gibi insanoğlu.'' Yavuz Turgul ve Türk Sineması'nın tepe noktalarından biridir. Üzerine bu derece etkileyici başka bir film görmeye ömür yeter mi bilinmez. Oyunculukları, müzikleri, diyalogları vs. vs. Tek kelimeyle efsane... Asfalt Dünya şarkısı ''Zaman'' ile müthiş bir bütünlük sağlayan yegàne film aynı zamanda, meraklısı için kişisel müzik videosu burada... http://www.facebook.com/video/video.php?v=10150107899314396
türkiye de kült olmuş bir filmdir. özellikle keje ile baran'ın konuşmaları. insanı alıp götürüyor.
söyle şimdi türk sineması: neden hala böyle filmler yapılmıyor?
an itibari ile bitirdiğim, ve içinde bulunduğum psikoloji ile bir daha izlememem gerektiğini anladığım film.
gözlerde sağanak gibi yaş, artık kapımı kapadım uyanmasın ev sakinleri diye.
elimi yüzümü yıkadım, geldiğimde sayfa hala açık ve arkada o müzik hala çalıyor; gel de gene ağlama.