Her izlediğimde uğur yücel ile Şener şen'in oyunculuklarına hayran kaldığım, finali ile ağlatan, efsane bir Yavuz turgul filmi. Bu film çekildiği ve sinemalarda gösterime girdiği tarihlerde Türk sinemasını ayağa kaldıran film olmuştur.
--spoiler--
- Burası bitmiş artık. Herşey sulara gömülmüş. Yakında sıra mezarlarımıza gelecek. Sen de gel Ceren ana benimle, kurda kuşa yem olacaksın buralarda.
- Kurt ve kuş bizdendir oğul, asıl kötülük başka yerde. Ben buranın delisiyem, bir yere gidemem.
--spoiler--
--spoiler--
"Korkma, sadece toprağa gideceksin, sonra toprak olacaksın, sonra sularla birlikte bir çiçeğin bedenine yürüyeceksin oradan özüne ulaşacaksın, çiçeğin özüne bir arı konacak, belki, belki o arı ben olacağım."
--spoiler--
işte hayatta keje gibi 35 sene bekleyenler de olabiliyor, emel gibi orospular da. Bir kadın için dostunu harcayanlar da oluyor, bir hayat için ömürlük sevdasından vazgeçebilenler de. Bu film, hayatın ta kendisi. işte bu yüzden baş yapıt.
Ha bu arada, koltuğa uzanmama engel olan zillinin keyfini bozamadım. Bende de bir baranlık var.
Yeşilçam'ın yıldız mekanizmasının artık işlememeye başlamasıyla ortaya çıkan Seks filmleri furyası ve 80 darbesi sonrası yavaş yavaş azalan üretim, 90'lı yıllarda yerini büyük bir boşluğa bırakmış. öyle ki yılda 7-8 film çekilir olmuş. o dönemden çok da film bilmeyiz zaten.
Yine de 90'lı yılların ilk yarısında yapılmış hiç de fena olmayan filmler var. Yavuz turgul'un gölge oyunu filmi gibi, ömer kavur'un gizli yüz filmi gibi.
96 yılında vizyona girmesiyle beraber turk sinemasında milat olmuş, yıllar sonra ilk kez büyük bir seyirci kitlesini sinemaya çekmiş. ardından vizontele falan derken, modern Türk sinemasının temelleri atılmış.
Yeşilçam'dan farklı olarak starlara ve 'yöreye' özel film yapma geleneği kalkmış. bir nevi 'yönetmen sineması' dönemi başlamış.
Konu uzun, devamını sonra yazarım çünkü uykum var. Teşekkürler sözlük.
eşkiya kendi akranı filmlerin arasından bariz bir biçimde sıyrılıyor ya masumiyet ile beraber o çağın elmaslari bu ikisi en hoş kısmı da tabi sana çocuğa kefilim demiştim sahnesi oradaki kel adam eşkıyanın bi dünya adamı gözünü kırpmadan vuruşunu idrak ettikten sonra hissettiği korkuyu süper yansıtmış aynı şekilde eşkiya da hiç lafı uzatmadan civcivli misallere dalmadan adamın canini alıyor tam eski adam işi.