bir sayısalcı kadar matematik bir sözelci kadar türkçe bilmenizin gerektiği aşure misali bölümdür..lisede kimya ve fizikten nefret edip matematiği seven biraz da türkçe ye yatkın olan bireyin ilk tercihi olmalıdır.
bazılarının düşündüğü gibi kolay bitirilen, yan gelip yatılan basit bir bölüm değildir. hem sayısal hem sözel zeka zorlanır. güzel bölümlere giriş yapılabilir.
çoğu kişinin bu alanı seçen kişiler için fen yapamıyor dediği bölümdür.ki durum tersidir.edebiyatı sevdiği için seçmiştir insanlar bu bölümü(genel olarak).
iş imkanları gayet hoş olan bölümdür ayrıca.
3 senedir yan gelip yatarak geçtiğim bölümümdür. şimdi ise "ulan neden sayısal a gitmedim" diye soruyorum kendime; nedeni ise bu alandaki mesleklerin bana tamamiyle yatkın olmamasından kaynaklanıyor. hay kafamı skiyim... seçecek bir yer yok ulan.
eğer 7bin sayısalcının girebildiği hukuk fakültesine eşit ağırlık oldukları halde giremiyorlarsa hiç üniversite okumaması gereken kesimdir. ölün lan. utanın kendinizden.
en avantajsız bölümdür.Nedenmi? Çünkü sayısalcılar bazı sözelcilerin büyük bir kısmı tm bölümlerine saldırır.yd öğrencileri bile lisede türkçe gördüğünden tm bölümüne girer olmuştur.oysa sayısal öyle değildir.çünkü tm yd sos öğrencileri 9.sınıftan sonra zerre kadar fen görmezler.
yıllardır süren ve sürmesine rağmen anlam verilmeyen saçma sapan dışlamalara maruz kalan gruptur. eşit ağırlıkçıların fen yapamayan ya da dersleri iyi olmayanların seçtiği düşünülür hep. hatta öss veya ygs-lys her neyse bu sistemlerin sadece fen odaklı olduğunu görenler bile var. tabi bunları söyleyenlerin çoğu fenci olup da sınava girmemiş öğrencilerdir. sonradan bunları diyemezler çünkü ya kazanamazlar ve fen seçtiğine lanet ederler ya da bir dahaki sene tm den girerler bir bölüme. ayrıca eşit ağırlıkçı insanları karşınıza aldığınızda sayısalcılara göre -tabii ki hepsi değil- daha fazla muhabbetiniz olur. çünkü kafa yapıları soyuttur. mekanik ve teknik düşünmezler her şeyi. meslek hayatında da bir makineyle değil insanla uğraşırlar. toplumla içli dışlıdırlar. lise hayatında verilen dersleri baz alırsak da edebiyat bilgisinin bir gereksinim olduğu bariz bir şekilde gösterir kendini. fencilerin edebiyat yapmamasına rağmen lisede edebiyat görmeleri edebiyatın hayatın her kesminde gerekli olduğundan, bir şeylerin sadece sınav odaklı olmadığını anlatmaya çalışır öğretmenler her defasında. ama tm cilerde fizik kimya biyoloji dersleri yoktur. kısaca eşit ağırlıkçılara bu gözle bakılmasını gerçekten komik buluyorum ve anlam veremiyorum. evet bir tm ciyim ve hepsi olmasa bile okulda bir fenciden daha fazla kendimi ifade edebilirim ya da birtakım şeyleri daha mantıklı açıklayabilirim. en basit örneğinden okulda yönetimde uygun bulmadığımız bir şey çıkıyor. okulda bir tane tm ve 3 tane fen sınıfları var. normalde herkes bu durumdan şikayetçi ama bu şikayeti belirtenler, imza toplayanlar, görüşme yapanlar sadece tm sınıfından çıkıyor. fen sınıflarına sorduğunuzda evet biz de memnun değiliz ama ne yapalım değiştiremeyiz cevaplarını verebiliyorlar sadece. sayısalcılara tabii ki lafım yok. onların da kendilerine göre hatta tm ci lere göre çok fazla avantajları var. ama kulvarların birbirinden çok farklı olmasına rağmen fencilerin tarizleri çok basitçe kalıyor. her iki alanın da uğraşları çok farklı.
lisede matematik, fen, matematik-fen öğrencileri karşısında her zaman ezilen, kendilerini onlar karşısında aşağılık kompleksine sokan, ne kadar tembel, sünepe, bedavacı, rahat varsa bünyesinde toplayan ne harro, ne merro, katır misali kırma bir bölüm olan tm bölümünün öğrencilerinin üniversite sınavlarında tercih haklarını kullandıkları alanın adı.