Hastalık ağır bir yük ve imtihandır. Sabır...
Yaşayan bilir.
Temennimiz kimse hasta olmasın kimseye yük olmasın ama başa gelirse de bakmıyorum demek de yakışmaz. Dünya hali kim öle kim kala belli mi olur...
Çoğu uçkuruna düşkün insan, kadın/erkek farketmeksizin evliliğe sadece cinsel ilişki olarak bakıyor.
Evlilik demek, bir insanla beraber bir ömüre adım atmak demektir. Ve daima eşlerin birbirine sorumlulukları vardır. Birine bir şey olduğunda diğeri ona bakmalı ve destek olmalı, biri güzel bir haberle mutlu olduğunda diğeri onun mutluluğuna ortak olmalı.
Ama ne yazık ki günümüzdeki ilişki değerlerinin içini boşaltan vefasız, Karaktersizler var ki insanlar bu kişiler yüzünden mutsuz...
Bakmam diyenler boşu boşuna insanların duygularıyla oynamasın.
Bu gibi durumlarda baştan belirtilen düşüncelerin hepsi geçersizdir. Önce başına gelmesi gerekir. Bir insanın, yatağa bağımlı bir insan yanında 7/24 durması öyle dışarıdan göründüğü gibi kolay bir iş değildir. Uzun süre bakım verenlerde, tükenmişlik, depresyon, emasyonel yakınma görülmesi kaçınılmazdır. Bununla birlikte ailede bakıma muhtaç bireyin yanında sağlıklı bireyler de olacağından, bir taraftan evin geçiminin idame edilmesi ve diğer ev içi görevlerin yerine getirilmesi gerekir.
Uzun süreli bakımın kaç yıl süreceği de belirsizdir. Belli ki oturduğu yerden afaki olarak ahkam kesenlerin yaşam deneyimi az olduğu gibi, zekaları da çok boyutlu düşünmeye elverişsiz.
Bakmalısın, bakmak zorundayız. Olum biz atmıyız la sakatlanınca vurulalım.
Manyakmısınız siz. Bunu hangi vicdan kabul eder, hangi din hangi sistem onaylar.
Bu bir görevdir vazifedir kanımca ve Her iki dünyada da bunun acısı çıkacaktır.