Her koyunun kendi bacağından asılacağını hatırlar,
"Ben sizin taptıklarınıza tapacak değilim. Sizler de benim taptığıma tapacak değilsiniz." (Kafirun 4-5) mealindeki ayetleri hatırlayarak, gerekli yerlerde davet eder ancak zorlama yapmamam gerektiğini bilirim. Zira temelinde Hoşgörü olan bir dini uygulamada zorbalığa çevirmekten korkmam gerektiği aklıma gelir.
Aşk denilen şeyin uyumlu olmaktan geçtiğini bilmeli insan. Ateist bir eş ile Müslüman dindar birinin çocuğu türlü çelişkiler içinde büyür ve muhtemelen bu aile dağılır boşanır. Tabi Müslümanım deyip iman ile sorunu olan biri bunu sorun etmez çocukta ateist olur.
terk ederim filan diyenlerin ekserisi yalancıdır. bütün mesele aşık olmakta.. eğer eşine hala aşıksa, kimse mümkün değil terk etmez. tabi hayatında hiç aşk yaşamamış toy çocuklar buna itiraz edeceklerdir. zamanla anlarlar... tabi bir de ateist eş para sahibiyse ve mümin eşin kendi başının çaresine bakacak hali yoksa yine terk edemez.
dünyanın ve insanların ahvali böyledir.. videoda görüldüğü gibi varsayım üzerine atıp tutmak kolaydır ama gerçekler fena çarpar insanı...
spikerin konuşanların gözleri yerine, her an yapışıvericekmiş gibi insanların dudaklarına bakmasından dolayı dikkatimin dağılıp, verilen cevapları dinleyemediğim "eşiniz ateist olursa ne yaparsınız" konulu sokak röportajıdır efenim.
"neredeyse tamamı müslüman olan bir ülkede bütün hırsızların, katillerin, üçkağıtçıların nüfüs kağıdında islam yazdığını varsayarsak, çok da umrumda olmaz."
diyecek birilerini aradı gözüm ama nerdeee, müslüman olsun diye dua ederim olsun diyen adamlar çıktı karşıma.
sırf cennet vaadiyle kötü bir insandan iyi insan çıkmayacağını, ama dinsiz bir insanın, dindarim diyen insandan çok daha iyi bir insan olabileceğini anlayamadık, anlayamayacağız.