Günümüzde sayıları epey azalmış erkeklerdir. evlilik hayalleri kuran bayanların gönüllerinde yatan , kadir inanır'ımsı abilerdir. çokta iyi baba oldukları görülmektedir.
evli olan her erkek aldatmaz.
kadın-erkek ilişkilerinde kutsal olan tek birliktelik; evliliktir. etik-yasa-din-saygı-değer-aşk vb. değerlerin toplamını içinde barındıran aile denen bu oluşumun sosyolojik olarak bir alternatifi şimdilik yoktur. belki evrim geçirir isek yeni değerler-tanımlamalar bulur yeni bir oluşum yaratırız.
her erkek aldatmaz der iken, kesin bir tanımlama algılanmasın. genelde her erkek aldatmasa bile aldatma tehlikesi vardır. özellikle evlendikten 8 sene sonra, sol eli ve filmleri ile yaptığı fanteziden başka hayatında kırmızı nokta olmayan bir erkek, eşine duyduğu saygı-sevgi ve hele ki aldatılma konusunda yaptığı empati ile kendini nasıl bir ruh halinde olacağını tahmin ettiğinden ya sabır çekmektedir.
birde eşinin ten kokusu, mutlu günleri, her hali ile olan güzelliğini düşündükçe, eşini aldatma konusunu iç dünyasında tartışarak "aq mikktir git lan, at dan inip eşşeğe mi bineceksin?" diye kendine kızmaktadır.
ağır abileri zamanında köşe başı manita bekleyip de muhabbet ederler iken, yanlarına yaklaşıp kulak misafiri olduğunda duymuş olduğu "oğlum, ibnelik yapacaksan da hakkı ile yapacaksın" sözü aklına gelerek, daha eşini aldatmaya değecek bir kadın-duygu-özellik vb. değer görmediği aklına gelir.
aslında sorun; eşini aldatmaya değecek kadın bulamaması değil,
asıl sorun; eşini aldatılmaya layık bulamaması.
aldatmanın tanımı kimileri için sadece cinsel ilişkiden ibaretken kimileri için göz çapkınlığını bile içine alacak kadar değişkendir. o nedenle aldatmayan erkek yoktur, elleri dursa gözleri durmaz.