bugün

sadece eşeklerin yaptıgı ve eşeklerin anladıgı bir şaka olsa gerek.
neşeyle dans eden kardeşin altındaki yolluğu çekmek, kardeşin fayansa kafa üstü düşmesi sonrasında beyin sarsıntısı geçirmesi, 3 ay beyin kanaması riski ile dolaşması. * * *
karşı tarafa verebileceği zararı ve üzüntüyü düşünemeyen, eşek olarak tanımlanan kişilerin yaptığı şakalardır.
arkadaslardan birine bayan olan ögretmenlerinden birisinin telefon numarasini verip, "telefonda adami cilgina ceviriyor. hemen, bugün, hic zaman kaybetmeden denemelisin." diyerek kakalamak.

bu tür sakalara örnek olabilecek eylemlerden sadece biridir.
şüphesiz ki lise yıllarında müdürün odasına sanayi tüpü sipariş etmek, tüpün odaya girişini izlemek, çıkan karmaşadan zevk almak, eşek şakasının evreleridir.
bundan birkaç hafta önce yaptığım şakadır.

geçen gün ankara'ya işim düşmüştü. çok yakın olduğum bir kız arkadaşımın evinde kaldım. sadece annesi ve onun oturduğu evin tuvaletinde açıkta tampon bulmamın, akşam anlattığım hikayelere fazla duygusal olmasının ve o büyük, güzel göğüslerinin daha da şişmiş olmasını farketmemin akabinde, aklıma bir şaka düşmüştür.

sabah erkenden, arkadaşımın tamponun üzerine spermlerimi sürdüm ve yapışkanlı paketi özenle kapattım ve pakette sıradaki tampon olacak şekilde ayarladım.

akşam bu durumu arkadaşıma anlattığımda sinirden deliye döndü. gerçekten de tamponu kontrol etti ve doğruladı. ben anne olamam falan diye ağladı.

ailesi ise çok tutucu ve kürtaja pek yanaşmıyorlar. bizse çocuğa nasıl bakacağımızı tartışıyoruz.

ama bilmedikleri birşey var ki şakayı şaka yapan da bu. haftalar önceden doğum kontrol hapı almaya başlamıştım. arkadaşamın hamileliği ve semptomlar tamamen psikolojik!

gerçeği biraz sonra anlatmayı planlıyorum.
söylesem pert olur,söylemesem dert ama böyle bir şaka şeytanın bile aklına gelmez bu cin fikirli arkadaşımız buradan tebrik etmek istiyorum.
bazen şaka olmayabilir...

http://mizah.milliyet.com...%5C62006%5C32347essek.jpg
(bkz: hülya avşar şakası)
budur:

http://www.milliyet.com.t...211562/default.htm?ver=34
iki ayaklıların eşekleşmesi durumu.
pisuvarda sanatını icra eden kişiyi omuzlarından tutup sallamak.
babadan ogula gectigi düşünülürse eşşolleşşek şakasii..
Msn.den de maruz kalınabilen şaka.
(bkz: bu gece ömrümden ömür gitti)
iki marangozun canı sıkılır. kompresörün tabancasını arkadaşının götüne sokar ve barsaklarını patlatır. bu bir eşek şakasıdır hatta eşşşşek şakası.
içinde sıcak su olmayan çaydanlığın arkadaşa panik olma haliyle atıldığı andan itibaren şahit olduğumuz olaydır , tabiri caizse insanı makata döndürür.
budur
yedi düvelden eşeklerin yaptığı şakadır.
bilen bilir.

elinizdeki boş çaydanlığı doluymuş gibi çay doldurucağınız kişinin üzerine bırakın. yeni ameliyat olduysanız denemeyin, dikişler atabilir.
Hiç sevmem. Başkasına yapmam. Bana yapılmasını da istemem.
sonunda hüsrana uğrayan şakadır.
15-16 yaşları spor bakanlığının kamplarından birine gidilir 1000 kişi her tipten ergen mevcut, dönemin modası herkes cüzdanda kesici bir alet taşır jilet maket bıçağı ya da neşter. abartıp sallama, kelebek benzeri taşıyana da rastlanır.
bir grup ergen ile ergen aci ama gercekmuhabbet eder, konu cüzdan daki ganimetlere gelir(şahsımda hiç olmayan ganimetler), içlerinden biri neşteri çıkarır oynamaya başlar; deli zükmüş olan gerzek yazar çocuğa şaka ile
" noluyor taşıyorsun da sanki amaaan sıkıyorsa kes"
diyerek kolunu neşterli çocuğa uzatır...
bıçkın ergen aldığı gazdan mıdır? nedir? yazarın kolunu keser...
garip ama acımıyordur hatta kolun kesilen yerini tutup çocuğa;
" napıyorsun lan sen ya kesilseydi" denir.
akabinde kola bakalır, kol kandan görünmemektedir, nerenin kesildiği görülmeyecek kadar kanamaktadır, kol suyun altına tutulur bir yarık belirir...

üzerinden 10 yıl geçen, kolumda adını hatırlamdığım bir adamın şakasını taşımak...
ve öğretmen oldum, hangi yüzle çocuklara "efendi olun" diyeceğim...

bu da böyle bir anımdı...
evimizin karşısındaki bakkal mehmet amca kalp ameliyatı olmuştu. bir sabah erkenden ekmek almaya gittim. mehmet amca arkası kapıya dönük vaziyette para hesabı yapıyordu. benim geldiğimi duymadı. günaydın demek varken şeytan dürttü ve,

- "eller yukarı" diye bağırdım şaka olsun diye.

mehme amca hemen kaldırdı ellerini ve titremeye başladı.

- "sakın arkana dönme ve kasayı aç" dedim yüksek sesle.

mehmet amca,

- "sakin ol evladım, şimdi açıyorum" dedi.

sonra hemen kasaya yöneldi. ama kasayı açamadan adeta sandalyeye yığıldı ve kalbini tutup kıvranmaya başladı. inliyordu... çok korktum. nasıl da bu adamcağızın kalp ameliyatı geçirdiğini unutmuştum. ya ölürse diye bir korku sardı içimi. hemen,

- "mehmet amca korkma ben karmatu, sizin karşı komşu..." dediysem de duymadı beni.

derken masada duran kolonya şişesini kaptım ve mehmet amcanın ellerini ovalamaya başladım. bir yandan da mehmet amca "ölüyorum, ölüyorum" diye inliyordu. pişmanlık ve korku arası bir duygu sardı benliğimi. korkudan neredeyse altıma kaçırmak üzereydim ki mehmet amca gülmeye başladı. iyice şaşırdım. sanki gülme krizine girmişti. derken gülmesi yatıştı ve,

- "nasıl yeğenim korktun mu?" diye sordu.

- "korktum da sen iyi misin gerçekten" diye sordum şaşkınlıkla.

- "allah'ın izniyle turp gibiyim" dedi. "sen benim kalp ameliyatı geçirdiğimi unuttun mu ki bana böyle ağır şaka yapıyorsun?" dedi kızarak.

bir laf diyemedim. özür bile dileyemeden çıktım dükkandan. o korku bana yetti ve bir daha kimseye eşşek şakası yapmadım.
budur efendim:

http://www.facebook.com/video/video.php?v=198300346868580&oid=151597861534864&comments
bundan yıllar önce banyo ampulünün üstüne takılan küre şeklindeki nane kırılmıştır*. eve gelirken yenisi alınır. ama cam değil plastiktir yeni alınan.

anne "ver de takalım bari" der, cross'un aklına ipnelik gelir, küre 10 metre mesafeden "tamam, tut" diyerek bir basket topu gibi anneye atılır.

annenin gözleri şaşkınlıktan kocaman olur, casillas gibi uçarak küreyi havada yakalar.*
eline bakar plastik olduğunu farkeder, cross dayanamaz basar kahkahayı.

anne küfür eder. cross gülmekten gebermek üzeredir.