aynı cinse ilgi duymak, öyle hissetmek, öyle yaşamak. insanlık varolduğundan beri süregelen bir olgudur. başkalarının özgürlüğüne yada haklarına zarar vermeyen her olgu gibi, buda gayet normaldir.
erkekler açısından bakıldıgında şahsi kanaatime göre herşeyden önce estetik anlayışdan yoksun olmaktır, kadın gibi bi güzellik varken erkege hallenmek düpedüz estetik yoksunu olmaktır. yani bana göre herşeyden önce bir estetik problemidir eşcinsellik.
ne hormonal ne de ruhsal bir hastalık değildir.. tercih meselesidir ama yanlış bir tercih yani sapkınlıktır.. bu yüzden de günahtır.. bi kere cinsel yaşamda doğanın dengesine uyumu yoktur.. eşcinsellerde neden hiv ve enfeksiyonel hastalıklar daha çok görülür?? cinsel birleşme esnasında mukozal iritasyon,kanama,yırtılma sık görülür.. çünkü vajen mukozasının salgıları ve anatomik yapısı rektumda yoktur!!
çoğu kişi tarafından önyargıyla bakılır eşcinsellere. hatta birçok eşcinsel cinayeti de olmuştur. (bkz: matthew shepard ve lawrence king). matthew shepard iki tane homofobik tarafından saatlerce dövülerek öldürüldüğünde daha 21 yaşındaydı. lawrence king ise 14 yaşındaki bir çocuk tarafından vurulduğunda sadece 15 yaşındaydı. bunlar tabiki sadece birkaç örnek ancak insanların eşcinsellere ne kadar önyargıyla yaklaştığını da açıkça gösteriyor. eşcinselliğe her ne kadar bir "sapkınlık" olarak bakılsa da bence bir "kadın-erkek" ilişkisi kadar dogal olmalı bizim gözümüzde. evet, bu önyargıyı tamamen silmek oldukça zordur ancak bu o insanların tercihi ve onların hissettikleridir, hiçbir şekilde onların nasıl hissettiğine karışmaya da hakkımız yoktur. örneğin türkiyede bir eşcinselin askere gitmemek için pasif pozisyonda ve yüzünde de "zevk alan" bir ifadenin olduğu bir resim çekip eşcinsel olduğunu belgelemek zorundadır. evet, özel yaşantınızı belgelemeniz isteniyor. bu durumda eşcinsellerde malesef onur diye birşey kalmıyor yani.
eş cinsellik bir psikolojik rahatsızlıktır. tercih meselesidir deyip bunu körükleyen ve buna zemin hazırlayan dallamalar da az değildir. bunu diyenler kardeşinin ya da babasının eş cinsel olmasını isterler mi merak içindeyim.
üzendir.büyüyen insanın kendini başka bir erkeği isterken görürkenki hayal kırıklığıdır.en yakın arkadaşın olarak benimsediğin insanı her dakika isterken ve onun da seni isteyebileceği yüksek ihtimalini düşünürken risk kavramını bulana küfretmektir eşcinsellik.ama en önemlisi,tercih değildir.oluştur,böyle doğulur,böyle yaşanır,böyle ölünecektir ki modern(!)dünyamızda.hiç bir eşcinsel bireyin doğarken isteyebileceğini sanmıyorum bunu ben.
Bu durumu sadece hormonal (rezalet bir şekilde aşağılarcasına) ya da sosyal ve ya çocuğun geçmişinde arayabiliriz. Çünkü herkesin geçtiği veya geçirdiği aşamalar birbirinden oldukça farklıdır. Ama hastalık olarak kabul eden ve hiç bir halttan haberi olmadan konuşması gereken kişilerin susup hiç bir halttan haberi olmayan kişilerin konuşması bunun ne kadar vahim olduğunu gösterir ve bunu söyleyenlerin ( maalesef içinde 'tc bakanın' da bulunduğu) gerçekten büyük bir eğitimden geçirilmesi gerektiğini gösterir. Şimdi biz bunu Freud2un bakış açısıyla ele alacak olursak aslında tam yerinde ve 'insanca' herşeyin ne olduğunu tam olarak anlayabiliriz.
Viktorya çağında ortaya çıkmış büyük devrimci, toplumun tüm kalıp yargısını alt üst edebilecek cesareti gösterebilmiş olan Freud( düşünün Viktorya çağında anne- çocuk arasındaki ilişkiden bahsedebilecek cesareti gösterebilmiş) ; ahlak olarak tanımlanan şeyin yaptırımları sürüstlğe dayanmayan, akılcı olmayan çözümler ( hatta çözümsüzlükler demek daha doğru olur) olduğunu ve bunu topluma anlatılması gerektiğini savunmuştur.işte bundan dolayı toplumsal kalıpyargılar altında eazilen eşcinsellerin Freud'un kuramını incelemelerini ve hastalık olarak kabul edenlerin de kafasına sokulması gerekir.
Freud'un cinsellik kuramı bizi insan doğasında bulunduğunu gösterir kapasitededir.Tabi işler bunulada sınırlı değildir.Aslında Freud yetişkinlerin cinsel yaşantılarını incelemek çin çocukluk çağını incelemişltir.Çünkü çocukluk çağında cinsellik yaşam bulunmaktadır, hatta bu öyle zengindir ki sadece karşı cinse değil hem cinsine ve akrabalarını da cinsel nesne olarak görmektedir.Çocuklukta tabualr veya kalıpyargılar oluşmadığı için tiksinmede bulunmaz.Zaten Freud tiksinmenin sonradan toplum tarafından öğretildiğini de söyler.Bundan dolayı da Freud çocukları sapık olarak nitelendirdiğinden dolayı Viktortya döneminde karalama kampanyasından kurtulamamıştır.Ama bu Freud'un görüşünü değiştirmesi için pek fazla etkili olaamıştır.
işte bu nedenle çocukluk öağında zengin bir cinsel nesne ve yaşama sahip olan çocuğun eğitim ve dayatma ile tabulara maruz bırakarak yetişkinlerin cinaselliğin sadece bir yönünü dışarı yansıttıklarını diğer yani eşcinsel kimliklerini gizlediklerini söyler.Hatta öyle bir noktaya getirir ki aslında kendini resmen eşcinsel olarak beyan edenlerin sayısının sözde eşcinsel görünüp eşcinsel fantezi ve hayalleri ile yaşayan kişilerin sayısının yannda hiç olarak kalacağını söyler.
Baursı çok önemli Ve eşcinsel karşıtlığınıda ,sanki eşcinsellerin cinsel yaşantı,deneyim vs vs.. artık neyse onu aslında kıskandklarını ve bunu zorla bastırmaya açalıştıkları söyler.
işte bundan sonra Freud nevrozlara değinmeye başlar.Peki eşcinsel aslında olan ama bunu bastıran bireylrde nevrozun nasıl ortaya çıktığını ise şöyle anlatır; 'Nevroz cinsel doyumun engelenmesi ve doyurulmamasından kaynaklanır.Eğer kişi de eşcinsel bir eğilim var ve kişi bunu doyurmuyorsa bu kişi de nevrozun ortaya çıkmasına yol açacaktır.' der.
Yani kısaca eşcinsel aslında tabulardan dolayı bastırıldığının ve budnan dolayı da kişi de bunu bastırmayla beraber nevroz oalrak kendinin belli ettiğinin söyler.
Yani bunu hastalık oalrak değerlendirenlerin aslıdna kendilerinin hastalıklı olduğunu ve onların tedavi edilmesi gerektiğini söyler.
erkeklerin g noktası anüslerindedir (anüsten bir baş parmağı mesafe uzakta), yani en çok zevki bir erkekten alırlar ve bir erkeğin bedenini yine en iyi bir erkek bilir. dolayısıyla partnerine en çok zevk verecek noktalarıda aynı cinsten olan bilecektir. onun için her erkek cinsel açıdan homoseksüeldir, üreme açısından heteroseksüeldir diyebiliriz. hastalıktır diyenler bir kaç yüzyıl önce dünya yuvarlakta demişlerdi. kitlelerin geriden gelmesi gerçeği değiştirmiyor nitekim.
öyleyse niye başka cinsle seks yapmayı daha çok istiyoruz, diyenler çıkacaktır şimdi. evrim sürecinde aslolan üremekti ve türünün hayatta kalmasıydı bebişim. atalarından 4. maymun denilen şempanzeden ayrılmak seni cinsel zevkler sözkonusu olduğunda heteroseksüel yapmaz. ama boşver en erkek benim falan diye övün sen, kim uğraşcak g noktasıyla, evrimle, 4. maymunla. erkeğim ben demenin gururun yaşa. mezar taşınada çok erkekti falan yazarız.
insan ilişkiye girmediği sürece bir sapkınlık olarak görülmesi yanlıştır bence. bir insan eş cinsel olabilir bu olağan bir durumdur fakat önemli olan insanın bu durumu örtbas etmeye çalışıp çalışmadığıdır. kısacası bu durumu kendi kendine yok etmeye çalışmalıdır. üstüne gitmelidir. bunun üstesinden gelmenin yolu budur. "allah beni böyle yaratmış ben ne yapayım" demekte eş cinselliği kabul etmektir. bu en büyük yanlışlardan bir tanesi bence. yine de zor bir durum. allah hiç kimsenin başına vermesin.
iki sebepten birisine bağlı olarak ortaya çıkan anormal durumdur.
erkeğin erkeğe olan eğilimi için kullanılan: "gey / livata"; kadının kadına olan eğilimi için kullanılan: "lezbiyen / sevicilik"; bireyin, hem kendisine hem de karşı cinse olan eğilimi için kullanılan: "biseksüel" kavramlarını içine alan genelleme.
eşcinselliğin çeşitleri:
1. gayr-i iradî / tercihsiz eşcinsellik.
2. iradî / tercihli eşcinsellik.
yadsınamaz bir gerçek olarak: gayr-i iradî / tercihsiz eşcinsellik:
bu eşcinsellik türünü, "doğuştan eşcinsellik" ve "ortam eşcinselliği" olarak kendi içinde ikiye ayırmak mümkündür.
doğuştan eşcinsellik, anne ve babanın, hamilelik öncesi ve hamilelik sürecinde kullandıkları ve bebeğe doğrudan etki edebilecek; içki, uyuşturucu, çeşitli kimyasallar, hormonlu gıdalar ve genetiği ile oynanmış gıdalar vs.. gibi zararlı maddelerin, anne rahmindeki bebeğin genetiğini etkilemesi sonucu; çift cinsiyetli dünyaya gelme, çocukluk döneminde cinsel organların gelişmemesi, cinsiyet hormonlarında ciddi anlamda dengesizlikler gibi maddi rahatsızlıklarla beraber ortaya çıkmaktadır.
ayrıca zamane insanın göz ardı ettiği, yine hamilelik öncesi ve sürecinde, bebeği manevi yani duygusal yönlerden etkileyecek olan zararlıların, bebeğin ruhsal yapısını etkilemesiyle de doğuştan eşcinsellik ortaya çıkabilmektedir. *
bu yönleriyle bu eşcinsellik türü, bir hastalıktır ve tedavisi konusunda profesyonel yardım alınmalıdır.
ortam eşcinselliği ise, çocuğun cinsel kimliğini kazanmaya başladığı kritik dönemlerde, yaratılıştan kendisine bahşedilen cinsel kimliğe uygun, doğru "rol modeller" ile iletişim kuramaması; aile bireylerinin, akrabaların ve arkadaşlarının yanlış yönlendirmeleri...* gibi büyüdüğü çevreye ait maddi ve manevi telkinler sonucu, psikolojik olarak etkilenip eşcinselliğe meyletmesine sebep olabilir.
burada, "çocuk yaşta -hem cinsi tarafından- cinsel yönden istismar edilmek" konusunu da bu başlığa dahil etmek gerekmektedir. zira hemcinsi tarafından bir ya da bir kaç defa taciz ve tecavüze uğrayan çocuk ya da ergenin, gerek psikolojik yönden, gerekse bedensel yönden hemcinslerine yönelme ihtimallerinin, bu duruma maruz kalmayanlara göre daha fazla olduğu tespit edilmiştir.
bu yönleriyle "ortam eşcinselliği" de bir hastalıktır ve bu konuda da profesyonel yardım gereklidir.
yüzyılın en iptidai modası: iradî / tercihli eşcinsellik.
iradi eşcinselliğin temel sebepleri:
1. yeni arayışlar / zevkin esiri olmak.
2. özenti / imrenmek.
3. maddi kaygılar.
eşcinselliği iradi olarak tercih etmek konusunda son yüzyılda görülen patlama, karşı cinsin "gizem" ve "cazibe" özelliklerini yitirmesi yani "açık saçıklığın, vücut gösterilerinin" artması ile doğru orantılıdır.
özellikle "livata" yönelişlerinin artması, "kadın" imgesinin gizemini ve cazibesini yitirmesindendir. çarşıda, pazarda, tv'de, gazetede, mecmualarda, ve en nihayetinde sanal alemde "zorla gözlere sokulan" kadın vücudunun tüm hatları, "gözlerini korumayan / koruyamayan" erkek için artık cazibesini yitirmiştir. zevklerinin esiri olan insan, karşı cinsine karşı hissizleştikçe, cinsel zevki daha farklı yerlerde ve ortamlarda arama gayretine girmektedir. günümüzde, livata ve lezbiyenliğin yanı sıra; ensestin, çocuk pornosunun, yaşlı insanların malzeme olarak kullanılmasının ve daha bir çok sapıklığın çoğalmasının ve yayılmasının temelinde, "doğru cinselliğin" gizem ve cazibesinin yok edilmesi, "kadın vücudunun" kolay elde edilebilen ve kolay erişilebilen, basit ve âdi bir malzeme haline dönüştürülmesi yatmaktadır.
meselenin kısmi olarak dinî boyutu: doğuştan ve ortamdan ötürü eşcinselliğe "gayr-i iradi, istemsiz" meyleden insanlar; yaşamın bir imtihan olduğunu, her imtihanın zorluk derecesine göre de bir mükafatının olacağını, yaratıcının hiç kimseye kaldıramayacağı bir yük yüklemeyeceğini unutmadan; bu rahatsızlıkları hakkında profesyonel yardım alıp, tıp doktorlarının ve konusunda uzman psikolokların müşterek kararı ile, kendilerini yakın hissettikleri cinsel kimliğe bürünüp, başka insanların yaşamlarını olumsuz etkilemeden ve islamî sorumluluklarını yerine getirecek şekilde bir yaşam sürmeleri tavsiye edilir.
unutulmamalıdır ki, allah merhametlilerin en merhametlisidir ve şahsî sınırları aşmayan ve ifrat ve tefrit bataklığına düşmeyen günahlara karşı "settâr"dır.
müslümanlar olarak, doğuştan ya da ortamdan ötürü, gayr-i iradi sebeplerle eşcinselliğe yönelmiş ve yukarıda açıkladığımız sınırlar içinde, kendi halinde yaşama savaşı veren insanlara karşı "rahmet peygamberi hz. muhammed'in" ümmetine yakışır şekilde merhametli davranmalı, yeni nesillere bu durumun bir "rahatsızlık ve imtihan vesilesi" olduğunu açıkca ve anlayacakları bir dille anlatılmalıdır.
bu konunun "tabu" haline getirilmesi ve bu konunun karakterlerine karşı "bilinçsiz düşmanlık" gösterisinin yapılması sonucunda; yasaklara karşı zaafı olan zamane gençliğinin ve insan fıtratının, "eşcinselliğe" yönelik "yersizce ve bilinçsizce" olumlu duygular beslemesine sebep olacağı unutulmamalıdır!
lütfen unutmayınız!
olgunlaşana kadar, maddi ve manevi sağlığı gözetilen ve kur-an ahlakıyla yetiştirilen hiçbir çocuk, gördüğü kötü örneğe imrenmez ve özenmez!
özenenler ve imrenenler, ancak ve ancak onların kalbinde doldurmadığımız boşlukları, şeytanın doldurması sonucu özenir ve imrenirler!
verdiğimiz eğitime güveniyor ve kur-an ahlakını sevdirdiğimize inanıyorsak; tevekkel-tü âlallah demekten başka yapılacak bir şey kalmamıştır.
rabbim neslimizi yetiştirme konusunda muvaffak etsin inşaallah. amin.
anlasildigi kadariyla, turkiyedeki bazi cocuk psikiyatrlarinin, konu hakkindaki uluslararasi bilimsel literaturden haberdar olmadigi durum. Allahtan ki ulkemizdeki psikologlar bu konuda cok daha donanimli; "cocugum escinsel tedavi et" diye kendilerine gelen ebeveynleri tedavi etmeyi tercih ediyorlar.
Neden hastalik olmadigini merak edenler, ingilizcelerini gelistirdikten sonra, JSTOR database'inden konuyla ilgili binlerce calisma bulabilir. Ama islamda da yasak derseniz, escinsel imam diye bir aratin, o konuda da farkli gorusler var. Ha illa da "bence sapkinlik" diyorsaniz, ABDli protestanlarin bu fikirleri savunan bolca sitesi var, girin cevirin turkceye. ama bastan soyliyeyim, bu kiro koktendinci-protestan argumanlari sallayan yok bilim aleminde.
yetişmekte olan bireylere kesinlikle kötü örnek olan sapıklık.
çocuk psikiyatrisi asistanı arkadaşla konuşma sırasında en sık rastladığı sorunu soruyorum ve cevabı gayet net eşcinsellik.şoka giriyorum nasıl olabilir diye örnek istiyorum, anlatmaya başlıyor birkaç gün önce 11 yaşındaki bir erkek çocuğunun ailesi tarafından birşeylerin ters gittiğinin anlaşılması sonrası kendisine getirildiğini ilk önce çekimser davranan çocuğun bir süre sonra 13 yaşındaki komşusu erkek arkadaşıyla ilişkiye girdiğini itiraf ettiğini anlatıyor.ve şaşırmamı söylüyor ilgilendikleri problemlerin çoğunun bu olduğunuda ekliyor.inanamıyorum ben genede 11 yaşında, seks, ve hemcinsiyle.ama düşünüyorumki avrupai(!) olma konusunda kendini yırtan türkiyemde medyada olsun günlük yaşantıda olsun eşcinselliğin normal bilhassa buna anormal yaklaşanların-ki homofobik olarak değerlendiriyorlar- yobaz, gerici yok efendim insan haklarından bihaber ayrımcı insan dışı varlıklar olarak nitelendirilmesi sonucu ben bu 11 yaşındaki genç bile denemeyecek çocuktamı suç bulayım yoksa yaşını başını almış utanmadan arlanmadan eşcinselliği savunan iğrençlik abidelerinimi?
lan bazı humanizma civcileri bunları kınayanlara homofobi deyip aşağılamaya kalkıyor ya götümle gülüyorum.
neymiş cinsel sapıklık bu dürzülerin şahsi tercihleriymiş biz de bunlara saygı duyacakmışız hadi lan ordan.
sapıksan bunu utanmadan insan içinde belirtiyorsan ben de sana ibne derim . karşıma çıkarsan suratına da tükürürüm. sen istediğin kadar çemkir. eşcinsellik senin tercihinse suratına tükürmek de benim tercihim. uza şimdi.
