cinsellik iki karşı cins arasında zevk alma-verme, fiziksel ihtiyaç giderme + üreme amaçlarıyla yapılır. bu anlamda eşcinsellik normal bir davranış değildir. hastalık mıdır? ruhsal bozuklukluk mudur? kısmı bilimin konusudur. eşcinsellik bir tercih hakkı değildir. kadın kadındır erkek erkektir. öyle hissediyorum böyle hissediyorumla olmaz bu iş.
tanrı insanı yarattığında önce bir eşi yoktu. sonra etinden et, kemiğinden kemik alarak bir eş yarattı ve o günden sonra erkek ve kadın olarak anılır oldular. erkek ve kadın çıplaklıklarının farkında değildiler ve birbirlerine eş(denk)tiler. yasak meyveyi yedikten sonra tanrı nın onlara verdiği ceza bu eşitliği bozmak olmuştur, nitekim meyveyi yemenin ilk sonucu da erkek ve kadının çıplaklıklarının (dolayısıyla farklı olduklarının) ayırdına varmak olmuştur. ayrıca tanrı kadına, erkek tarafından hükmedilme cezası vermiştir ki bu da eşitliği bozar. kadın ve erkek aynı günahı işlemelerine rağmen cezaları da farklıdır, evet temelde ikisi de acı çeker; ama kadının cezası doğururken acı çekmek, erkeğin cezası ise çalışırken acı çekmektir. cezaları ve aile içindeki statülerini farklı kılmakla tanrı erkeği ve kadını kesin bir şekilde ayırmıştır ki bu onun insana bahşettiği "etinden et, kemiğinden kemik" eşi geri alması demektir. bu bağlamda, eşcinsel bir eylem içinde olmak, yani kendine eşit bir eş aramak, tanrının verdiği cezadan kaçmaktır şeklinde yorumlanabilir. Evet, insan kendisi gibi olanı daha iyi anlar, bu doğrudur (nitekim eşcinselliğin en popüler argümanıdır bu) ancak erkek ve kadın arasındaki bütün farklılıklar tanrının bir cezasıdır zaten.
ayrıca tüm bunlar benim şahsi fikrim ve yorumum olup hiçbir dini otorite tarafından onaylanmamıştır.
cinsel yönelim şeklidir. tercih değildir, zira kimse toplum tarafından uygun görülmeyen, dışlanan, iğrençlikle suçlanan biri olmayı tercih etmez. hastalık olduğu fikrine gelince; hastalık kesinlikle değildir. etkili olduğu söylenen psikolojik yardımsa, sadece bireyin seks olayını hayatından çıkarmasına yardımcı oluyor. yani eş cinselken psikolojik tedavi aldığınızda sihirli değnek değmiş gibi heteroseksüel olmuyorsunuz. kişinin eş cinsel kimliği sabit kalıyor, sadece cinsel isteklerine gem vurmayı öğreniyor. yani ne kadınlara ne de erkeklere ilgi duyan, seks fikrine nötr bir birey oluyor.
tıbbi olarak malesef artık hastalık olarak kabul edilmeyen, hatta kimi doktorlarca bundan rahatsız olduğunu söyleyip yardım isteyenlere dahi durumunu kabullenerek yaşaması öğütlenen ama tavsiyeyi veren doktorun kendisininde içinde bulunmak istemeyeceği durum.
Benlik saygısını yitirme, sosyal uyum güçlüğü, aşırı cinsel düşünce saplantıları, depresyon, aile içi sorunlar v.s bir çok sağlıksızlığa yol açacak bu durum modern bilim anlayışının şu andaki bu tür insanların önündeki en büyük problem olan benlik saygısını yitirme konusundaki semptomlarını yok etmek, etkin bir tedavi metodu bulamamak ve insan haklarının çarpık yorumundan yola çıkarak hastalık saymadığı bu durumun normal bir cinsel yönelim olarak gösterilmesi yeni sorunlar ortaya çıkarmıştır.
-Tedavisine yönelik yeterli bilimsel çalışmalar yapılmamaktadır.
-Cinsel kimlik kazanma aşamasındaki ergenlerin belli bir dönemsel karmaşa içerisindeki zayıf eğilimlerinin asıl cinsel kimliği haline dönüşmesi için cesaretlendirmektedir.
-Bu yönelimini kabullenmeyen bireylerin tıbbi yardım alma konusundaki çeşitliliğini sınırlandırmaktadır.
-Bu yönelimin çocukluk dönemindeki bir takım olumsuz yaşantı yada yanlış aile tutumlarıyla ilintilerinin araştırılarak sebeplerinin ortay çıkarılması ve nasıl önleneceği ile ilgili yeni araştırmalar ve aile bilinçlendirmesine engel olmaktadır.
Ne kendisinin ne de evladının olmasını istemeyeceği bu durumdaki insanlara yönelik tedaviyi reddeden veya bu hastalık olarak kabul edilmemesi durumuna karşı herhangi bir girişimi olmayan bilim insanları kendi durumunu kabul etmeyen insanlara karşı insan haklarını ihlal etmektedirler. Sorunu toplumun onları kabul etmemesi olarak görmek işin kolaycılığına kaçmaktır.
Eşcinsel hisleri olan, bunu normal bir şeymiş gibi gören ve yaşayan, bu durumda olanları normalleştirmek isteyen ve taraftar kazanmak adına destekleyen çeşitli eşcinsel dernekler, modernlik kavramını putlaştırıp dine yada toplum değerlerine karşıt olma tepkiselliği ile destekleyenler ve ilginç bir konu olarak ilgi çekmesi ile bunu toplumsal fayda olup olmamasını önemsemeden olumsuz örneklemeler sunarak kullanan medya ve sanat dünyası ayrı bir sorundur.
Mutlu bir aile kuramayan, baba yada anne olma hissini yaşayamayan yada yaşasada dahi ikiyüzlü bir hayat süren cinsel kimliği içerik olarak tüm kişiliğinde en ağır yeri tutan, kişisel mutluluk ve üretkenliğini engelleyen, toplumda alay konusu olan ve aşağılanan bireyler, bu yönü dolayısıyla fuhuşa sürüklenen hayatlar ve bu bireylerin aileleri bir dram olarak gözümüzün önünde durmaktadır.
Aşağılamak, öteki olarak görmekle bir kenara bırakamayacağımız toplumumuzun bu fertleri ve bu durumda olabilecek doğmuş yada doğmamış yeni nesiller hastalık olarak tanımlanmayan, basit bir yönelimmiş gibi sunulan bu durumlarıyla önemli meseledir.
kesinlikle tedavi edilmesi gereken, altında yatan pskolojik faktörlerin irdelenmesi zarureti olan çağımızın hızla yayılan hastalığı. tanrı kimseyi eşcinsellikle sınamasın.
--spoiler--
inanıyorum ki dünya eşcinsellere karşı yapılan bu cadı avını bir gün yargılayacak. Sözde ahlaklı insanlar tarafından masum gruplara karşı yapılan inanılmaz bir adaletsizlik olarak ispanyol Engizisyonunu ve Nazi toplama kamplarını yargıladığı şiddetle yargılayacak. Hem Kilise, hem de Naziler iyi bir iş yaptıklarına inanıyorlardı. - N. McLean
--spoiler--
nedeni hala çözülememiş ya da ben bilmiyorum. hormonlar mı yoksa tercih mi? iki türlü de bizi ilgilendirmez orası ayrı mesele. bana ne eşcinselin tercihinden veya yanlış çalışan hormonlarından. toplumun ahlakından bana ne veya kime ne?
tercih değildir. sen düzcinsel (straight kelimesi için bu aralar bu kelime kullanılıyor ama ne derece doğru bilemem. heteroseksüel kelimesini de yabancı bir kelime olduğu için sevmiyorum, karşı cinsten hoşlanan birey için de bir kelime yok, her neyse) sen düzcinsel olmayı nasıl ki seçmemişsen, bu insanlar da eşcinsel olmayı seçmemişlerdir. eşcinselsen, eşcinselsindir işte, tercih değil de var olma biçimi bu.
şimdiye kadarki araştırmalara göre 450 küsür canlı türünde rastlanan durum, eğilim. bunun yanında homofobiye sadece insanlarda rastlanmıştır. "diğer türlerde içgüdüsel korkunun dışında böyle korkulara yetecek zeka var mı ki?" diye sorarsanız da bir şey diyemem gerçi.
Hz.Muhammed'in ifadesine göre ' lanetli insanlar' .
ve eğer bir toplumda bu ahlaksızlık yayılırsa o toplumun başına bir sıkıntı, azap ,bela geleceği bilinen bir gerçektir. lut tavminin başına gelenleri okuyunuz.
lut gölü'nün olduğu yer insanların yaklaşamayacağı derecede pis kokar.
özgürlük hakkına dönüştürüp insanların bu sapkınlığını bir irade beyanıymış gibi herkese maledip uluorta sergilemesini destekleyen arkadaşlara soruyorum, vercenizmi lan?
Ne suç ne hastalıktır. Hormonsal olarak heteroseksüelden farklı bir yapıya sahip olmanın sonucudur. Ayrıca eşcinselleri aşağılayan yobazlar, neden suçu ( yobazlara göre) Allah da bulmazlar.
hala geri kafalı yobazların kadında ''çok güzel lan oyyşş lez bunlar lez'' dedikleri, erkeklere gelince ''mnkodumun ipnesi'' dediği aynı cinsten hoşlanma durumu. hastalık olmadığı zaten yıllar öncesinden dünyada kabul edilmişti. bir tercih olmadığı da açıktır, zira kimse bile bile toplum tarafından hor görüleceği bir tercihte bulunmaz herhalde. bu doğuştan gelen birşey. sadece bir kısmımız kendi cinsine ilgi duyuyor. o yüzden kafadan sallamamak gerekir. bir de ne adamlar var dışardan görsen taşfırın erkeği dersin ama gaydir.
ODTÜ'de lgbtt adında bir toplulukları bulunmakta aslında daha bir topluluk olabilmiş değiller resmi olarak rektörlük ve kültür işleri tarafından kabul edilmiyormuş. Lezbiyen, gay, biseksüel, travesti, transeksüelmiş açılımı. Bu yıl şenliklere denk gelen bir günde onur yürüyüşü yaptılar baya renklilerdi flamaları olsun pankartları olsun sempatikti ancak sonradan biraz azıttıklarını düşünen vatandaşlar tarafından yuhalandılar ve evet biraz abartmışlardı ama yine de gerek yoktu heralde yuhalamaya falan adam zaten yılda 1 kere böyle bir özgürlüğe kavuşmuş rahat bıraksan hani ne zararı var. Bu topluluğa dahil insanlar kendilerini normal kelimesini reddeden bir grup ODTÜ öğrencisi olarak tanımlıyorlar.