Eşcinsellik psikolojik değildir, Hormonel değildir, hastalık değildir, pislik değildir. Eşcinsellik eşcinselliktir. Olayda bir taciz söz konusuysa bunun eşcinsellikle değil kişilerle alakası vardır.
kızcağıza mesajlar atması rahatsız etmesi o kadının problemli olduğunu gösterir. eşcinsellerin hepsi öyle anlamına gelmez kaldı ki eşcinseller benim gözlemlediğim kadarıyla pek böyle şeyler de yapmıyor zaten. yani karşısındaki heteroysa böyle şeyler yaptıklarını düşünmüyorum. aksine "normal" insanlarda taciz tecavüz olaylarına rastlanır.
Bak bir kavim bu yüzden helak oldu minvalinde konuşmalara konu olan insanların da bir karar mekanizması olduğunu kabul etsek artık ne güzel olacak. Psikolojiktir, biyolojiktir vs vs. Birlikte yaşamayı öğrendiğimiz gün her şey daha güzel olacak.
APA olarak bilinen amerika psikaytri birliği tarafından 1973 yılında 'akıl hastalıkları klavuzu'ndan çıkarılan aynı cins veya cinsiyetteki insanlar arasında yaşanılan romantizm, cinsel yönelim olarak kabul edilen olgunun 43 yıl sonra psikolojik mi tartışmasını yapan soru.
fakültemizin o muhteşem bölümünü okumak için ilk dersimize girmiştik.
öncelikle her bireyin biricikliğinden, eşsizliğinden bahsedilmişti.
her insanı kendi değerlerinde kabul ederek yol almalıymışız.
baş edemediği davranışlarını kendi çözümlerimizce sonuçlandırmak yerine, kişiye kendi çözümünü kendisinin bulmasını sağlamak.
ikinci olarak öne sürülen konu homofobiydi.
'homofobisi olan bir kişinin bu meslek grubunda da bu sınıfta yeri yoktur.' cümlesini işittikten sonra her şey daha anlaşılır olmuştu. ne iş yaptığımızın, yapacağımızın ilk adımını attık o ilk gün.
tanımlamak gerekirse; eşcinsellik psikolojik değildir.
eşcinsel olunmaz, doğulur.
eğer olunsaydı, akıl hastalıkları klavuzundan çıkarmak yerine çeşitli tedavi yöntemleri geliştirerek bu zorlu yaşamı en az sayıya indirmeye çalışılırdı.
azınlık olmak, dışlanmak, ailesi çevresi tarafından hor görülmek kimsenin tercih edeceği bir şey değildir.
demek ki neymiş? tercih edilmiyor, doğdukları kimliklerle yaşamlarını sürdürüyorlarmış.
neden ergenlikte başlıyor değişimler?
heteroseksüellikte olduğu gibi, kişi hormonlarının etkisini ancak hissediyor.
ilk cinsel anlamda ilişki o yaşlarda yaşanır çoğunlukla yada his o yaşlarda fark ediliyor ilişki yaşanmasa da.
bazıları yaşıyor, bazıları yaşamadan hissediyor. kimisinin karşısına seveceği biri çıkmadığı için yaşamıyor, ama ileride bi gün mutlaka yaşıyor.
küçük bir kız çocuğuna etek değil de şort giyme isteğini kim öğretebilir?
küçük bir erkek çocuğu neden barbie bebeklerle oynayıp, annesinin topuklu ayakkabılarına özenir?
bu soruları cevaplarsanız psikolojik olduğunu ispatlamış oluruz.
bu insanlar var.
aşık oluyolar, seviyolar, aldatılıyo, acı çekiyo ve evlerine gidip annelerine hiçbir şey anlatamadan uyuyolar.
az da değiller.
kabul etmek yada etmemek çok da umurlarında değil çünkü zaten her geçen zaman onların güçlenmesine sebep.
yalnızken ayakta durabilen varlıklar.
sırf bunun için bile saygı duyulacak cinsten.
Psikolojik degildir, dogustan gelen cinsel yonelim farkidir.
Tedavi edilemez. Bircok escinsel kisi escinsel oldugunu farketmeden karsi cinsle iliski kurup evlenebilir. Bu tarz iliskiler hicbir zaman mutlu son ile bitmez. (bkz: cinsellikten zevk alamamak)
Kisinin ilk iliskiye girdigi cins de hetero bir kisiye escinsel yonelim katabilir. Bir erkek bekaretini baska bir erkekle kaybederse yonelimi heteroseksuel oldugu halde kadinlardan cinsel acidan zevk alamayabilir.
Her canlı doğduğunda cinslere eşit mesafededir. Heteroseksüalite ile homoseksüalite eşittir.
Cinsler cinsel yönelimi yaşadığı toplumun kurallarına göre yaşar ve öğrenir yönelimi çevresi öğretir.
Zaman içerisinde duygusal, zihinsel, bilişsel etmenlerle cinsellik, cinsel kimlik, seksüalite ile ilgili veriler toplanır kimlik şekillenir.
Kişilik oluşumunda ilk anda zeminden itibaren atılan her bilgi ile cinsel kimlik yapılanırken duygusal ve seksüel aktarımın hedefi, şiddeti, yönelimi belirlenir.
Toplumda akan yaşama uyumlanır.sistemli toplu yaşam örüntüsü olan toplumlarda bu yazısız kurallar daha güçlüdür ve uygulama yönlendirme baskısı belirgindir.
1500-1700lü yıllarında Ada insanları henüz dönemin sistemli toplumları tarafından keşfedilmemişken cinsel kimlik sınırları kendi iç yaşantılarına göre şekillenmişti.
genç yaşlı, Erkek, kadın, hayvan, çocuk, kız kardeş, erkek kardeş, anne, baba, amca, dayı tek eşlilik, çok eşlilik, seri eşlilik demeden, bu sosyal rolleri ayırt etmeden hiç seçim yapmadan kim kiminle istediyse haz odaklı, arzu ve onay temelli cinsellik yaşadıklarına dair misyonerlik çalışmalarında tespit edilip hizmet kayıtlarında vardır.
Cinsel kimlik konusu bugün Doğrular, yanlışlar, kabul edilebilirlik, reddedilme yönünden toplumlara göre küçük fakat anlamlı değişiklik gösterse de genel geçer net sınırlara sahiptir.
Modern toplum ve tıp bu konuyu kavramsal boyutta açıklıyor hala da açıklamaya çalışıyor. Sebepleri konusunda bir çok çalışmalar ve açıklamalar mevcut ve ulaşılabilir. Konunun kurtulamadığı tek alan önyargı boyutu.
Cinsellik, insana dair oluşu kabul çerçevesinde değerlendirilip konuşulamadığı sürece de bu karmaşa devam edecek.
Son;
Bu konu her türlü sorgulanabilir, tartışılabilir.
Dikkat edilmesi gereken önemli nokta ise;
insana dair sorgulamayı hakederken
Kesinlikle uygunsuz dille,
ifade biçimsizliği ve düşünce kabızlığının etkisiyle "pislik" diye tanımlanamaz.
hastalik degil sapkinlik degil tercih degil psikolojik de degil escinsellik yonelimdir. tedavi edilemez diye bisi yok zaten tedavi edilmesi gereken bisi degildir salak salak konusmayin.
