eşcinsel olmak hastalık mıdır değil midir, psikolojik birşey midir, hormonlara mı bağlıdır genlere mi bilemem lakin asıl hastalıklı olan eşcinsel insanlara bu durumdan dolayı, hayatlarını kendi gibi olanlarla idame ettirirken saygı duymamaktır.
top gay yuvarlak homo gibi kelimelerin hakaret olarak arz edildiği bir toplumda o insanların yaşaması güçtür.
ne yani şimdi eşcinsel olan kişi hasta oluyor da(ki bu bir hastalık olabilir, bilemiyorum) bu insanlara saygı duymayan çok mu sağlıklı?
eşcinsellik insanoğlunun yapabileceği en büyük sapıklıklardandır. hayvanlarda bile gözlenmeyen eşcinsellik insanların hayvanlardan daha da aşağıda oluşunu gösterir. tarihte sırf eşcinsellikleri sebebiyle helak edilen kavim vardır. islam da insana yabancı, insanın değerini azaltan, insanı saptıran, onu aşağılayan her türlü eyleme karşıdır.
eşcinselliğin meşru ve normal oluşuna dair akli, mantıklı, bilimsel hiçbir bilgi yoktur. bazı bilimsel kurumların eşcinselliği meşru göstermek için bir takım çalışmaları olmuştur. pet şişelerin kimyasıyla oynanıp hormonların düzenini bozarak insanlara eşcinsellik eğilimi aşılamak gibi.
eşcinsellik meşrudur diyenlerin cevaplayamadığı, eşcinsellik doğal bir şey olsaydı hayvanlarda görülmez miydi, şeklindeki soruya yine genetiğiyle, hormonlarıyla oynayarak bazı hayvanları örnek göstermişlerdir. bilmem ne okyanusunun bilmem ne adasının bilmem ne kıyısındaki bir hayvanın bilmem kac milyon yıl önceki kalıntılarına göre şu hayvanda eşcinsellik görülmüştür gibi açıklamalar bizleri güldürmekten öteye gitmemiştir.
hiç görmedikleri bir varlığa eğilip kalkmak normal oluyor da CiNSEL TERCiHLER NASIL HASTALIK OLUYOR BEN ORDA KALDIM SANIRIM SiZ BENi BIRAKIN DEVAM EDiN.
homoseksüalite, üremeye hizmet etmeyen bir cinsel eğilimin kişide alışkanlık ve bir kişilik özelliği haline gelmesidir ve kesinlikle bir anomalidir. ya da başka bir deyişle hastalık da denebilir.
homoseksüel eğilimlerin hayvanlarda da görülebilmesi, bunun sağlıklı bir davranış biçimi olduğunu ve insanlardaki eşcinselliğin doğal bir eğilim olduğunun ispatı olamaz. zira doğanın işleyişinde de "kusurlu" taraflar vardır. kaotik tesadüfler topluluğu, kurulmuş dengeler ve bu dengeleri sarmalayan ve hatta iç içe girmiş anomalilerden, "kusur"lardan oluşmaktadır. kısaca "mükemmellik" ya da "kusursuzluk"un evrenin ve canlıların hiçbir yönüyle bağdaşmadığını anlamak, bazı gerçekleri -bu konu da dahil olmak üzere- anlamak namına anahtar kıymetindedir.
direk dsm tanı kriterlerini yazdım hani psikolojik olarak hastalık değildir deniyor ya ordan. psikoloji okuyan birisi olarak söyleyebilirim ki psikolojiyi bilim yapan asıl dalı klinik psikoloji yani duygusal ve davranışsal bozuklukları inceleyen dalıdır. bu bağlamda hastalık mı değil mi ona siz alttaki kriterleri okuyup karar verin. bilim bilim diye inleyenler duysun *
A. Karşı cinsiyetle güçlü ve sürekli bir özdeşim kurma (sadece diğer cinsiyette olmanın getireceği sanılan kültürel üstünlükler için bir üstek duyma olarak değil)
-Çocuklarda bu bozukluk aşağıdakilerden dördü ya da daha fazlası ile sergilenir:
-Diğer cinsiyette olma isteğini ya da ısrarını yineleyici biçimde dile getirme
-Erkek çocukların aykırı giyim tercihi ya da kadınsı giyimi taklit etmesi; kız çocukların erkeksi giysiler konusunda ısrar etmesi
-imgesel oyunlarda güçlü bir biçimde ve sürekli olarak karşı cinsin rollerini oynamayı yeğleme ya da sürekli olarak diğer cinsiyette olma fantezileri taşıma
-Karşı cinsin alışılagelmiş oyunlarına ve eğlencelerine katılma konusunda yoğun bir istek duyma
-Özellikle karşı cinsten oyun arkadaşları seçme
-Ergenlerde erişkinlerde diğer cinsiyette olma isteğini dile getirme, kendini diğer cinsiyetteymiş gibi gösterme, öyle yaşamayı ve davranılmayı isteme ya da diğer cinsiyete özgü duygu ve tepkilerinin olduğuna inanma
B. Cinsiyetine ilişkin sürekli bir rahatsızlık duyma ya da cinsiyetinin getirdiği cinsel rol için uygun olmadığı duyumunun olması (erkek çocuklarda penisini iğrenç bulduğunu söylemesi, ilerde yok olacağını vb. Söylemesi, erkek oyun ve oyuncakları reddetme; kız çocuk: oturarak idrar yapmayı reddetme, penisinin olduğunu ya da olacağını söyleme, göğüslerinin büyümesini istememe, kadın giysilerinden tiksinme) (ergen ve erişkinlerde birincil ve ikincil cinsiyet özelliklerinden kurtulma üzerine kafa yorma (örn, hormon vb tedavi isteme) ya da yanlış cinsiyette doğduğuna inanma
C. Fiziksel bir interseks durumu ile birlikte gitmemektedir
D. Bu belirtiler klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, mesleki alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında bozulmaya neden olur.
neymiş yani bir hastalıkmış.
tatmin etmedi mi?
Sürekli olarak karşı cins rolünde olmayı tercih etme ve yanlış cinsiyette dünyaya geldiğine ilişkin baskın inanç
Karşı cinsten biriymiş gibi yaşamaya çalışırlar
Transseksüeller, cinsiyetlerini değiştirmek ve karşı cinsin anatomik özelliklerini kazanmak için tıbbi müdahale isterler
Erkeklerde dört kat daha fazla
Bu bozukluğa sahip erkeklerin yarısının homoseksüel, diğer yarısının ise heteroseksüel, biseksüel ya da aseksüel eğilimleri olabilir
Transseksüalzm: erkeklerde onbinde, kadınlarda otuzbinde bir
Çocuklarda gidişatı değişiklik gösterir; belirtiler kendiliğinden ya da tedaviyle azalabilir. Prognozu başlangıç yaşına ve belirtilerin yoğunluğuna bağlıdır. Genelde 4 yaş öncesinde başlar ve akran çatışmaları 7-8 yaşta yoğunlaşır; ergenlikte çoğunlukla bu davranışlar terkedilir. Çocukların %10 undan daha azı transseksüalizme gider
Erişkinlerde kronik bir gidişat olur
hastalık olup olmaması birşeyi değiştirmez ve onlar da insandır hayvan değiller. hoşgörü ve merhametle yaklaşılması gerekir.
bu sefer kadın ve aileden sorumlu devlet bakanı selma aliye kavaf öyle buyurmuş.
devletin bir bakanı göz göre göre, en yalın haliyle, vatandaşları arasında ayrımcılığı körüklemeyeceğine göre, ülke çapında okunan bir gazeteye yapılan bu yorumun tek mantıklı açıklaması, konuyla ilgili kurumları seslerini duyurmaları için teşvik etmek olsa gerek.
çünkü bilimin kabul ettiği bir tedavisini bulmadan 'hastalık' ilan edilen bu tercih veya durumdan rahatsız olan ruhsatsız vatandaşlar bundan sonra eşcinsellere uygulayacakları manevi ve fiziksel şiddetin 'tedavi' amaçlı olduğunu öne sürebilir, devlet desteğini de yanlarına aldıklarını düşünebilirler. bakan bunun farkındadır ve büyük ihtimalle bu toplumsal deneyi trajik sonuçlar vermeden önce duruma el koyacak ve yaratmaya çalıştığı tartışma ortamına açıklık getirecektir.
hastalık olduğunu kabul etmediğim ve etmeyeceğim saçmalıktır.fikrimce; kişinin küçüklüğünden kelli bu durum gerçekleşir.
içinde bulunduğu ortamdan karakteri şekillenen bireydir. mantıken düşünüldüğünde en basitinden; kadınların içinde büyüyüp yetişen sabinin, karakter olarak yakınındaki birini idol olarak seçer ve o şekle bürünüp yol alır.
Genel kanı psikolojinin bir bilim olduğunu söylüyor. Haliyle şuanki veriler ışığında Psikolojik açıdan bunu hastalık olarak kabul edemeyiz (ki ben psikolojinin bilim olduğuna katılmıyorum ama nesnellik diye bir şey var)
Ha işin anatomik yani elle tutulur kısmıyla uğraşanlar bunun bir anomali olduğunu bulabilirler. Sonuçta kişilik doğrudan anatominizle alakalıdır çevre şartlarına uyum sağlayan anatominizdir ve evrimsel olarak üremeye programlanmayan canlılarda eninde sonunda bir anormallik tespit edilir.
doğada hayvanlar arası bile olması da onu doğal yapmaz. hatta hayvanlar arası olması daha da bir anormal yapar bunu hadi insan aklıyla üremesem ne olacak diyebilir de hayvanın bunu demesi baya bir anormalliktir.
biraz da bunda bilimsel manada normal-anormal tanımı belirleyici olur. Yoksa sosyal hayatta kim ne yaparsa yapsın orası bizi ilgilendirmez.
amınakoyim anlamıyorum ya gerçekten. velev ki hastalık , nolur ki! eşcinsel olanın bunu kabul etmesi senin küçük dünyanı tatmin mi ediyor?
- tamam abi hastalık olduğunu kabul etti, bana siksen bulaşmaz, ben aşılıyım, sikerim ha yanlış olmasın..
bu mudur yani?
başkalarına vakit ayıracağınıza biraz kendinizle ilgilenin yahu. size ne amk. kim napıyorsa yapsın. dünya sizin etrafınızda mı dönüyor sanıyorsunuz siz?
eşcinsellikten nefret edenlerin bilinçaltı eşcinsellik korkusu yaşadıkları, dolayısıyla eşcinsel eğilimler taşıdıklarını biliyor muydunuz? ben değil freud söylüyor. çirkefleşecekseniz kendinize ve psikiyatri bilim dalına çirkefleşiniz
aynı evi paylaştığı insanlardan biri eşcinsel olan bir insan olarak söyleyebilirim ki doğru olan önermedir. evet ev arkadaşlarımdan biri eşcinsel. kendisiyle bu konuda uzun uzun yaptığım sohbetler sonucunda bana söylediklerinden anladığım ve hatırladığım kadarıyla bir şeyler anlatıcam şimdi.
öncelikle belirtiyim bu arkadaş shemale ve günlük yaşantısında bir erkek gibi yaşıyor olmasına rağmen baya baya kadın aslında. evet tavla oynuyoruz, maça gidiyoruz, birbirimize deli gibi sövüyoruz her erkeğin yaptığı gibi ama adam**aslında shemale ve muhtemelen facebook'ta, yonja'da denk geldiysen senin de hatun sanarak bakıp asıldıklarından.
şimdi bu adam kendini resmen kadın olarak gördüğü için, bazen özeniyor süsleniyor başka bir kız arkadaşıyla ve peruktu, çoraptı, jartiyerdi, etekti derken taş gibi bir hatuna dönüşüyor. sonra resimler çekilip facebook'a, yonjaya koyuyor. ben bu adama geceliğine 1000 dolar teklif eden insanlar gördüm. o cadde piçi dediğiniz her hatunu götüren ferrarili, porsche'li adamların teklifte bulunduğunu gördüm. ben shemale'im dediği zamansa farketmez dediklerine gözlerim faltaşı gibi açık bir vaziyette şahit oldum. kendisi dindar da bir insan olduğu için böyle şeylere tavrını net koyuyor. bu adamın derdi cinsellik değil, aşık olacağı adamı arıyor. ve umarım bulacakta. ben hastalık demiyorum bu durumuna ama kendisi bana hastalık olduğunu söylüyor. diyorum ki oğlum senin derdin sex değil, senin durumun tamamen duygusal. bu nasıl hastalık olabilir, bas bayağı normalsin işte, sadece duyguların bu yönde. öyle doğmuşsun ve hatta öyle yaratılmışsın. ama kendisi bunun normal bir şey olmadığını bildiğini. erkek gibi hissedebilmek için çok uzun yıllar uğraştığını ama bu durumu bir türlü değiştiremediğini söyledi. kendisini bildiğinden beri erkeklerden hoşlandığını, daha küçücük çocukken bile erkek çocuklarına ilgi duyduğunu söyledi. psikoloğada gitmiş yıllarca ama olmamış, değişememiş. şimdi annesi ve ablaları biliyor durumunu fakat babasına ve abisine söyleyemiyor korkusundan. üzülüyorum onun için çünkü bu durumun değişmesi gerektiğinin farkında. bir aile sahibi olmak istiyor fakat bu şartlarda olamayacağını biliyor. diğer türlü normalmiş gibi davransa ve bir aile kursa bir ömür kendi olamayacağı için daha mutsuz olacağını ve ailesine gerçekleri söylemediği için daha da mutsuz olacağın biliyor.
o kadar da tatlı bir insan ki, o kadar da içli, temiz kalpli bir insan ki. bu hali yüzünden allah'ın onu cezalandıracağına inanıyor. ve sürekli içten içe bunu düşünüyor biliyorum.
son olarak söyleyeceklerim eşcinsel düşmanı erkek bozuntularına. benim o ibne arkadaşım var ya, adam adam! sizin yanınızda 10 kat adam! gerektiğinde bir kızı korumak için sokaktaki adamlara kafa tutabilen bir adam! zor durumunda arkadaşını asla terketmeyecek bir adam! sizin gibi şerefsizce arkadaşının sevgilisine bakmayacak bir adam! söz veripte tutmadığı görülmemiş bir adam! sizin delikanlı olduğunuzu sandığınızdan 100 kere 1000 kere daha fazla delikanlı olan bir adam! benim gözümde adam olan o, ibne olan sizlersiniz.
insan soz konusu olunca dogru olabilecek bir onermedir. Soyle ki, escinsellik vahsi hayat ortaminda hayvanlar arasinda da gozlemlenen bir yonelimdir. yani canlilar aleminde dogaldir. simdi bu escinsellik dogada var iken hersey yolunda gidiyor, insanla karsilasinca hastalik oluyor, bunun baska aciklamasi olamaz: gelgelelim insan maymunu bu meseleyi de tipki yeme, icme, barinma konularinda oldugu gibi dogal hallerinden cikarmis, bir hastaliga donusturmustur. cunku aslinda hasta olan insan kabidir, dolayisiyla icine ne koyarsan o da hastalanir.
sanki karsit cinsler arasi iliskiler cok mu sagliklidir ki, escinsellik fazladan bir hastalik olsun? iki ayak ustunde yuruyorsun, demirlere binip ucuyorsun, milyonlarca kisi televizyon basinda yuvarlanan toplari seyredip futbol diye zevk aliyor, dugunlerde para takiyorsun, ondan sonra "escinsellik hastaliktir" diyorsun. sanirim sen bir seylerin ustunu ortmeye calisiyorsun...
kiilerinin kabul etmek istemediği gerçektir. kendini demokrat, haklara saygılı ve insancıl kişiler olarak tanımlayan bu kişiler bunu son derece normal kabul ederler. onlara göre bu bir tercih meselesidir. aslı öyle midir? elbette hayır. boğazlarımız ağrıdığında neden doktora gideriz? ya da burnumuz kanadığında? ya da derimiz kırmızılaştığında ? ben söylerim sen rahat ol. çünkü normal olmayan bir şey vardır. çünkü yaradılışımız ya da oluşumumuz sonucunda normal gitmeyen bir şeyler vardır. eşcinsellik te budur. erkek yaratılmışsan erkek gibi, kadınsan kadın gibi olacaksın yaşayacaksın. varsa gariplikler, anormallikler üzgünüm ama sen hastasın. bu hastayı kişilik anlamında kullanmıyorum ama kullanırım. ne zaman mı? bunu mariftet gibi gösterdiğin zaman hastasındır. ibneleri modern, lezbiyenleri çağdaş türk kadını gibi gösterirsen hastasındır. anladın mı? has-ta-sın-dır! bu kadar basit bu. kendi çocuğunuz gelse eşcinselim dese muhakkak götürürsünüz bir doktora ya da psikologa. götürmez misin? elbette götürürsün. neden? çünkü anormal bir durum vardır. çünkü atıp tutmak kolay öyle buradan tercih meselesidir, şöyledir böyledir demek. umarım evlatlarınızdan/mızdan böyle bir şey görmeyiz/görmezsiniz. görmezsiniz de bik bik öttüğünüz günleri hatırlayıp "ne dedim lan ben öyle" demezsiniz. her şeyi geçtim yaşadığınız toprakların değerlerine saygılı olacaksınız. ibneleri bu kadar savunursanız ibne yaparlar adamı.
tıp biliminin hangi dalına göre eşcinsellik bir hastalıktır? diye soruyla karşılık verilecek önermedir.
genellikle altını dolduramayacak bireyler tarafından sarfedilir. hastalıklardan ve tıptan pek çakmayan sunta kıvamindaki bu bireylerin iddialarını desteklemek için kullanacakları en bilimsel dayanak "doğada eşcinsellik yoktur" olacaktır. bu çıtır dayanak da doğada eşcinselliğin, özellikle sosyal olan, 1500 türde gözlemlendiğini ve bunların 500 kadarının belgelendiğini ileri sürerek çürütülebilir(*).
aslında ilginç olan konu, birilerinin eşcinsel olması değil de, birilerinin başkalarının cinselliği hakkında atıp tutmasıdır. belki de aslında hakkında yargıya varma ihtiyacı duyulan durum pek o kadar da başkasının durumu değildir. belki de birey kendi durumunu ataerkil toplumun yerleşik değer yargılarıyla bağdaştıramadığında ona hastalık diyerek en azından söylemde kendini topluma yaklaştırmaya calışmaktadır. o toplumun kendisi gibi korkan bireylerden oluştuğunu bilmeden.