yanlarında olduğum insanlardır. empati kurduğum zaman, türkiye'de gerçekten zordur eşcinsel olmak. çünkü biz, millet olarak insanları yaftalamayı bırakmıyoruz. o'nları olduğu gibi kabul edemiyoruz. elimden fazla şey gelmez ama, heteroseksüel birisi olarak en azından burada söyleyeyim. eşcinsel insanları sonuna kadar destekliyorum. bunu bilmelerini isterim.
edit: ayrıca hayat, cinsellikten ibaret değil. 15 dakikayı konuşuyor herkes. geri kalan 23 saat 45 dakika ne olacak?
tıpkı ensest ilişki gibi. tıpkı sübyancılık gibi. bakın olayın etik yönünü tartışmıyorum, etik olarak elbette sübyancılık ile bir tutulamaz ancak tercih olarak aynı kefeye konulur. 13 yaşındaki bir kız çocuğuna cinsel haz duymakla hemcinsine cinsel haz duymak arasında ne fark olabilir? yada anneyle ilişki kurmak.. üçü de aynı kapıya çıkıyor.
yönelim değildir, doğuştan gelen bir şey değildir, kesinlikle hastalıktır.
yani ülkemizde sübyancıya, ensest ilişkiye girenlere ne gözle bakılıyorsa eşcinsellere de o gözle bakılmalı. en azından ben o gözle bakıyorum.
Askin bir hirs oldugu ve elde edilene karsi yogun hislerin oldugu dusunulunce hem cinslerin elde edilme olasiligi azalacagi icin yogun duygularin daha uzun sure yasanmasini bekledigim ozellik.
Çoğu zaman homofobik insanlar tarafından dışlanan işkence edilen gay veya lezbiyenlerdir. Korkmayın yemez bu insanlar sizi onlarda senin benim gibi insan.
söz konusu eşcinsel bireyler kadınsa gayet harikadır, güzeller güzeli kadınların yanında estetik yoksunu er kişileri görmek şahsımı ciddi manada üzüyor artık çünkü. fakat bir erkeğin eşcinsel olmasını kabullenemiyorum, iki iğrenç vücut bir arada. kusucam ama ya, berbattır arkadaşlar yapmayın onu.
Doğasına ayrıkı davranmak veya öyle hissetmek bir hastalık mıdır? Mesela bir insan kendini tavuk gibi hissedip tavuk gibi yaşasa psikolojik bir vaka der misiniz? Yoksa tercihine saygı duyun mu dersiniz
kaba tabirle "ibnelik". kaba olmayan tabirle "homoseksüellik".
erkeğin erkeğe veya kadının kadına kısaca insanın hemcinsine ilgi duyması.
son zamanlarda insanlara çok tatlış gösterilmeye çalışılan hede.
reklamlarını " aşkın cinsiyeti olmaz" vb. sloganlar üzerinden yapıyor ve nedendir bilinmez her sene sokağa dökülüp yürüme ihtiyacı duyuyorlar.
onur yürüyüşü.
avrupa da yine neyse bişeyler yerine oturmuş. önden sixpack'li abiler, çekici ablalar ellerinde gökküşağı bayraklar yürüyorlar.
peki ya bizde?
makyaj yapıp kendine 3 beden küçük kadın kıyafetleri giyen göbekli, bıyıklı dayılar.
bir çoğumuzun bdsm videolarından ( biz izlemedik zaten arkadaşlar şeyaparken gördük) göz aşinalığı olan deri kıyafetler, değişik sex oyuncağı temalı itemler vs. ile giyim kuşamlarını oluşturmuş, homoseksüeller içinde kendilerini bir tık daha marjinal göstermek isteyen ama o kıyafetlerle gidip simit, poaça yiyen insanlar.
"velev ki ibneyiz", " erkek adamın erkek sevgilisi olur", "korkma ısırmayız" gibi kendilerini korumak, savunmak amaçlı değil de eşcinsellik kavramıyla barışamamış kişileri kışkırtmak amaçlı sloganlar ve pankartlarla süslenmiş yürüyüşler oluyor.
bağırılıp çağırılıyor. zulüm gördük, dayak yedik vs. denilip dağılınıyor.
hoş değil.
ben çıkıp sokağa " ben karı seviyoooooom" diye bağırmıyorum. zira bu bana özel bir şey ayrıca komik bir durum.
dolayısıyla bir grup dayının, bir kaç renragenk renkli saçlı ablanın çıkıp da " ben hemcinsimle sevişiyorum", " bana farketmez insan olsun yeter", " hayvanlar da canlı, ayrımcılık yapmayalım" gibi cinsel tercihlerini bağırıp çağırmalarını da doğru bulmuyorum.
konu neydi lan?
neyse demem o ki ibnelikte bile geri kalmışız hacılar.