güzellik ilk önce cezbeder. her erkek dişisinin yanına yakışmasını ister. iş zekaya geldiğinde azı karar çoğu zarar olduğunu düşünürsek. güzelliğini eşini elinde tutmak için kullacak zeki kadınlar tercih edilir.
iki seçeneğe bağlı olmak zorunda mıyım? dedirten karşılaştırmadır. sözlüğe bakılırsa insan dediğin iki şıklı basit bir formül niye zorlanıyoruz ki bu kadar ilişkilerimizde halbuki çözüm basit iki tipten birini seç yeterli.
ikisinden de dozunda bulunmalıdır. zeka ile kıyaslanınca güzelliği önemsememek daha asil bir davranış gibi olsa da kimseyi kandırmaya gerek yok, hepimiz dış görünüşe bakıyoruz bir miktar. direk güzellik, yakışıklılık olarak olmasada duruş, konuşma, sempatiklik vs. vs. diye giden dış görünüşüde etkileyen kriterlerimiz var. zekada güzellik gibi genetiktir, yüzde yetmiş beşi genlerden yüzde yirmi beşi çevre kaynaklıdır. yani güzellik kişiye bağlı değil, kişiyi doğuştan noksan olan özellikleriyle değerlendirmek yanlış, "şans" diyerek onu önemsemiyorsanız zekanında büyük yüzdelik kısmı yine "şans", yine doğuştan gelen bir özellik tabi tamamı değil ama büyük ölçüde. bu açıdan bakıldığında o da kişinin elinde değil. neyse sonuç olarak ikisinden dozunda olması en iyisidir. ne fazla zeki, ne fazla güzel, dozunda ...
seçmek için, önce herkese kendini çok yönlü görebileceği üç boyutlu bir ayna lazımdır.
kişi kendinde ne görüyorsa, maddi/manevi/sosyal onları aramalıdır.
seçebilmek için önce, seçilebilir özellikte olmak lazımdır.
Yoksa yaşanacak olan şey eninde sonunda illa hayal kırıklığı ve hüsrandır.
eş seçiminde islamında, toplumun da öngördüğü şart:" küfüvvet yani denkliktir".
güzelseniz güzel, zeki iseniz zeki, hem güzel hem zeki iseniz de hem güzel hem zeki eş en doğru seçenek olacaktır, zorlamayacaktır.