Weberin bürokrasi kuramı açısından eğitimde bürokratikleşmenin özelliklerini şu şekilde sıralamak mümkündür:
* iş bölümü (Division of Labour): Öğretmenler farklı derslerde uzmanlaşmaktadırlar. Örneğin; ortaöğretimde bir öğretmen sadece sosyoloji ya da tarih derslerinden sorumludur. Üniversiteye gelindiğinde, uzmanlaşma daha da derinleşmektedir. Örneğin; bir öğretim üyesi sadece din ya da çalışma sosyoloji alanda uzmanlaşmaktadır.
* Otoritenin hiyerarşileşmesi (Hierarchy of authority): Okullarda her görevli, bir üst otoriteye karşı sorumludur. Öğretmenlerin çalışmaları, yöneticilerin gözetimi altındadır. Ayrıca öğrenciler bile kendi aralarında otorite ilişkilerine sahip olabilirler. Örneğin; sınıf başkanlığı gibi.
* Yazılı kural ve kaideler (Written rules and regulations): Hem öğretmenler hem de öğrenciler görevlerini yaparken çok sayıda kaide ve kurala uymak zorundadırlar. Örneğin; öğretmenler devam çizelgesi ile öğrencilerin okula devamını ve not çizelgeleriyle de başarılarını kontrol ederler. Kuralların akılcı esaslara göre biçimlendirildiği varsayılır.
* Kişisellikten uzaklık (Impersonality): Okullarda bürokratik kurallar bütün öğrencilere, kişisellikten uzak (eşit) bir şekilde uygulanır. Ayrıca sınıfların kalabalıklaşması da kişisellikten uzaklaşmayı zorunluluk hâline getiren bir başka faktörü oluşturmaktadır.
* Teknik vasıfları esas alan istihdam (Employment based on technical qualifications): En azından teoride, öğretmenler ve öğretim üyeleri, mesleki yetkinlik ve uzmanlıklarına göre istihdam edilirler. Yükselmeler, yazılı personel politikalarına göre yapılır. Başarılı öğretim üyeleri, diğerlerinden çok daha hızlı bir biçimde yükseleceklerdir.
Eğitimin aşırı bürokratikleşmesi sonucu ortaya çıkan bir başka eğilim de merkezîleşmedir. Böylece ekonomik ve politik gelişmelere uygun bir biçimde programlar hazırlanmakta ve bunların koordinasyonu kolaylaşmaktadır. Endüstri sonrası topluma geçişin tartışıldığı günümüzde, eğitim alanında da önemli değişiklikler yaşanmaktadır.