eğitim yükseldikçe chp oylarının artması

entry24 galeri0
    ?.
  1. seçmen profili araştırma sonuçlarından.

    "Eğitim yükseldikçe AKP oyları düşmektedir. (ilkokul %54, ortaöğrenim %41,8 Üniversite %22,0) CHP için durum tersinedir, eğitim yükseldikçe CHP'ye oy vereceğini söyleyenlerin oranı artmaktadır. CHP seçmenin neredeyse yarıya yakınını oluşturan ilkokul ve daha alt eğitim gruplarında %11,2 oranında oy alabilmektedir."

    sonra da tayyip niye çok oy alıyor, baykal niye az alıyor. hal böyle iken;
    sultan birinci tayyip nanik recep seçilmeyecek de, baykal mı seçilecek ya la?

    http://www.agarastirma.co...malar/secmen_profili.html
    6 ...
  2. ?.
  3. adam gibi bir siyasal oluşum olmamasından kaynaklanan durumdur aslına abkarsanız. evet eğitim biraz olsun gözleri açıyor. fakat şöyle bir bakınca çoğu alternatfiszilikten veriyor chp'ye son seçimde kaç kişi gönül rahatlığıyla verdi kendi partisine oyu diye bir araştırma yapılmalı mutlaka.
    mhp seçmeni de chp seçmeni de huzursuz. çünkü partileri akp'ye oy veren kesimden oy alabilmek için olmadık manevralar yaptılar ama tutmadı, tutmaz.
    3 ...
  4. ?.
  5. eğitim sistemimizin ne kadar çarpık olduğunu kanıtlayan iddiadır.
    4 ...
  6. ?.
  7. 0.
  8. 20 senelik dikta chp hükümeti dönemindeki sosyal gelişime bakarsak, zaten eğitimin orantısız oluşuna chp'nin sebebiyet verdiğini söyleyebiliriz. o 20 senelik dikta'dan sonraki sosyal gelişimi nasıl etkiledikleri de önemli tabii ki.

    haliyle insanların eğitimsizliklerinden kurtulması için bu durum bir tepkinin sonucu olabilir. insan okuyabilmek için kıçını yırtıyor anasını satayım. sen okumuş cuntacıların oy tüccarlığını yapacağına, okumamışların derdine çare bul. ee yapamazsan da haliyle böyle ağlanır, sızlanırsın niye her seçimde hezimete uğruyorum diye.

    kısaca durumun böyle olması chp'nin eğitimde, sosyal alanda ne kadar başarısız olduğunu gösterir. bunu iyi bir bokmuş gibi anlatmayın.
    1 ...
  9. 1.
  10. Eğitim adı üstündedir. Bu sisteme hizmet eden insanların eğitilmesi gereklidir. Hayvan eğitimi fiziksel, insan eğitimi de zihinseldir.*

    Önemli insanlara hizmet gizli öznesiyle eğitilirsiniz ve sizde düzenin koyunu olur çıkarsınız

    (bkz: eğitim)
    (bkz: eğitilmek istemiyorum)
    (bkz: eğiten kim)
    (bkz: ne için eğitiliyoruz)
    (bkz: eğitim tavan yaptıkça oy veren sayısının azalması)
    1 ...
  11. 2.
  12. tahmin edilen bir anket sonucudur.
    ayrıca "20 senelik dikta chp hükümetinin başarısızlığıdır" diyenlere son 60 yıldır sağ iktidarların (ap-dp-dyp-anap-akp...) niçin eğitim sistemini düzeltemediğini merak ederek, sebebini sormak isterim.
    şimdide cevap beklerim.
    2 ...
  13. 3.
  14. eğitim hiç olmasaydı, akp % 90 alırdı, eğitim kaliteli olsaydı chp'de %26 da kalmazdı. bu sonucu çıkarabiliriz bu sosyal araştırmadan.

    eğitim sisteminin yetersizliği gösterip chp'ye laf çakanlar buna da cevap versin lan.
    3 ...
  15. 4.
  16. yapılan bütün araştırma sonuçlarının ortaya koyduğu bilimsel sonuçtur.

    (bkz: ne o lan zorunuza mı gitti)
    1 ...
  17. 5.
  18. insanların, kömür ve gıda yardımından da başka şeyler istediğinin göstergesidir.
    1 ...
  19. 6.
  20. eğitim yükseldikçe yolsuzluk, hırsızlık, dolandırıcılık gibi suçların artması ile paralellik gösterir. tabi ki daha iyi dolandırıp devleti soyup soğana çevirecekleri partiye oy vereceklerdir.

    "Dünyada ülkeden ülkeye değişmekle birlikte suçlar genel olarak artış eğilimi göstermektedir. Suçun önlenmesi, bireylerin emniyet ve güvenliğini sağlamasının yanı sıra ülkelerin gelişmesinde de etkili olmaktadır. Bu nedenle suçu önleme konusu öncelik kazanmakta, suç araştırmaları önem taşımaktadır. Bu araştırma Türkiye şehirlerindeki asayiş suçlarının başlıca özellikleri ve coğrafî dağılışlarına odaklanmıştır.
    Türkiye'de asayiş suçları giderek artmaktadır. Suç sayısı 1994-1996 ve 2000-2001 dönemlerinde diğer yıllara göre daha hızlı artış göstermiştir. Türkiye'de 1994, 2000 ve 2001 yıllarında ekonomik krizlerin yaşanması ve yüz binlerce kişinin işsiz kalması işsizlik ile suç arasında bir ilişkinin varlığını düşündürmektedir. 1994-2003 arası on yıllık dönemde asayiş suçları Türkiye genelinde %64 oranında artmıştır. Artış oranlarının şehirlere göre dağılımı farklılıklar göstermektedir. Bu dönemde dokuz şehirde suç sayısı azalma gösterirken, 72 şehirde artmıştır.
    Türkiye'de sayıca en çok asayiş suçu istanbul, Ankara, izmir, Bursa ve Antalya gibi büyük şehirlerde meydana gelmektedir. 100000 kişiye düşen suç oranı; Türkiye genelinde 674'tür. En düşük suç oranı Erzincan'da, en yüksek ise Antalya'dadır. Gaziantep, Kilis, Ardahan ile Tunceli dışında, suç oranı Türkiye oranının üzerinde olan şehirler, Türkiye'nin batı yarısında yer almaktadır.
    Antalya, Mersin, Bursa, gibi suç oranının en yüksek olduğu şehirlerin bir kısmı; büyük nüfuslu, şehirleşme oranı ve sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi yüksektir ve göç almaktadır. Diğer taraftan, suç oranının yüksek olduğu Bartın, Niğde, Burdur, Kastamonu ve Ardahan ise az nüfuslu, şehirleşme ve sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi düşük, göç veren şehirlerdir. Türkiye'de asayiş suçlarının en az görüldüğü şehirlerin Rize dışındaki tamamı Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yer almaktadır. Bu şehirlerin belirgin ortak özellikleri, sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi bakımından Türkiye'nin az gelişmiş yerleri olmaları, göç vermeleri ve şehirleşme oranlarının düşük olmasıdır.
    Türkiye'de en çok suç işlenen şehirlerin hem büyük nüfuslu, şehirleşme oranı ve sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi yüksek olmaları ve göç almaları hem de az nüfuslu, şehirleşme ve sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi düşük, göç veren yerler olmaları kendi içinde tezatlık taşımaktadır. Bu durum şahsa karşı ve mala karşı suçların dağılımları ile açıklık kazanmaktadır.
    Türkiye genelinde şahsa karşı suçlar içerisinde en çok yaralama olayları meydana gelmektedir. Yaralamayı, öldürme, tehdit ve aile fertlerine kötü muamele gibi şiddet içeren suçlar izlemektedir. Şahsa karşı suçların coğrafî dağılımına bakıldığında en çok suç oranına sahip şehirlerin; Batı ve Orta Karadeniz ile iç Anadolu Bölgesinde kümelenme meydana getirdiği görülmektedir. Yine güneybatı Anadolu ile kuzeydoğu Anadolu'da da kümelenmeler oluşmuştur. Şahsa karşı suçların Türkiye oranı 301'dir. Türkiye oranı üzerinde suç işlenen şehirlerin çoğunluğu Orta ve Batı Karadeniz, Güney Marmara, Ege ve iç Anadolu bölgelerinde yer almaktadır. Türkiye'de şahsa karşı suç oranının en yüksek olduğu Bartın, Niğde, Burdur, Ardahan ve Kastamonu gibi şehirlerin genelde az nüfuslu, şehirleşme oranı ve sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi düşük olmaları, göç vermeleri ortak özellikleridir. Ancak şahsa karşı suçların düşük olduğu şehirler de (Erzincan, Hakkari, Rize, Muş ve Şırnak) benzer özellikler taşımaktadır.
    Türkiye'de asayiş suçlarının yarıdan fazlasını mala karşı suçlar oluşturmaktadır ve hırsızlık mala karşı suçların büyük bölümünü teşkil etmektedir. Türkiye'de mala karşı suçlar daha çok kıyı şehirlerinde (Mersin, Antalya, Muğla, Aydın, izmir, Bursa, istanbul, Düzce, Zonguldak ve Bartın) yoğunluk göstermektedir. iç kesimlerde ise Ankara, Niğde ve Gaziantep mala karşı suçların yüksek olduğu yerlerdir. Doğu Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu şehirlerinin büyük bir kısmında mala karşı suç oranı düşüktür. Türkiye genelinde mala karşı suç oranı 373'tür. Türkiye'de mala karşı suç oranının en yüksek olduğu yerler (Antalya, istanbul, Gaziantep, Muğla, Bursa ve Mersin), genelde şehirleşme oranı ve sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi yüksek, büyük nüfuslu ve göç almaktadır.
    Suç artış oranları, kendi içinde ve şehirlere göre farklılıklar göstermektedir. Türkiye'de mala karşı suçlar, şahsa karşı suçlara göre daha fazla artmaktadır. 2001-2003 döneminde 32 şehirde şahsa karşı suç azalırken, 48 şehirde artmış, Diyarbakır'da değişme meydana gelmemiştir. Aynı dönemde 71 şehirde mala karşı suç oranı artmıştır. Bu şehirlerden 27'sinde Türkiye oranının altında, 44 şehirde ise; üstünde artış meydana gelmiştir. Gelir dağılımındaki adaletsizlik, şehirdeki gelir grupları arasındaki sosyoekonomik farklılıklar ve işsizlik, özellikle büyük şehirlerde mala karşı suçların artışını desteklemektedir. Suç artış ve azalış oranları her yıl değişmekle birlikte, bazı yıllardaki belirgin değişiklikleri açıklamak için şehir ölçeğinde ayrıntılı suç çalışmalarına gereksinim vardır.
    Türkiye'de suç sayıca en çok istanbul, Ankara, izmir, Bursa, Antalya, Mersin ve Gaziantep şehirlerinde işlenmektedir. 2003 yılında Türkiye'de işlenen toplam asayiş suçun çoğu, özellikle mala karşı suçların büyük bölümü nüfusu bir milyonu aşan dokuz büyük şehirde gerçekleşmiştir. Adana ve Konya dışındaki büyük şehirlerde suç oranı Türkiye oranının üzerindedir. istanbul, Ankara, izmir Türkiye oranının üzerinde olmasına rağmen, Türkiye'de en çok suç işlenen merkezler değillerdir. Antalya ise; Türkiyede suç oranı en yüksek şehirler arasında yer almaktadır.
    Büyük şehirlerdeki şahsa karşı suçlara bakıldığında, Ankara, Antalya, Bursa, Gaziantep, Mersin ve Konya, Türkiye oranının üzerinde olmakla birlikte Mersin dışında yüksek değildir. Adana, istanbul ve izmir'de ise; Türkiye oranının altındadır. Büyük şehirlerde genelde mala karşı suçlar, şahsa karşı suçlardan daha fazladır. Mala karşı suç oranı Ankara, Bursa, Gaziantep, Mersin, istanbul ve Antalya'da Türkiye oranının üzerinde; Adana ve Konya'da ise altındadır. Mala karşı suçlar içerisinde hırsızlık birinci sırada yer almaktadır. 2001-2003 döneminde büyük şehirlerde (istanbul dışında) mala karşı suç artış oranları, Türkiye oranının üzerinde gerçekleşmiştir. Görüldüğü gibi, büyük şehirlerde suç oranı, kamuoyunda bilindiğinin aksine, genelde suç oranı en yüksek yerler değildir.
    Genel olarak asayiş suçları, şehirleşme ve sosyoekonomik açıdan daha gelişmiş ve göç alan Türkiye'nin batı yarısında yoğunluk göstermektedir. Bu genel dağılış içinde, az nüfuslu ve şehirleşme oranı düşük yerlerde şahsa karşı suçların; göç alan ve sosyoekonomik düzeyi yüksek yerlerde mala karşı suçların oranının yüksek olduğu görülmüştür.
    Toplum ve bireyi doğrudan etkileyen şahsa ve mala karşı suçların toplumda güvenlik endişesi oluşturmayacak düzeye çekilmesi bir zorunluluktur. Suçun önlenmesine yapılacak yatırımlar, suçluların yakalanmasına harcanan çabadan daha yararlı olacaktır. Bu nedenle bilim insanları, kendi alanlarının bakış açıları ve yöntemleri ile suç üzerinde araştırmaları yapmalıdır. Bu araştırmada Türkiye'de şahsa ve mala karşı suçların dağılımında nüfus, sosyoekonomik gelişmişlik, göç ve şehirleşme gibi çeşitli faktörlerin etkili olduğu izlenimi edinilmektedir. Bu tür coğrafi faktörlerin yanı sıra, Türkiye'de hızlı nüfus artışı, kontrolsüz ve hızlı şehirleşme, işsizlik oranı, turizm faaliyeti, polis sayısı, polis başına düşen kişi sayısı, karakol sayısı ve dağılımı, boşanma oranları, eğitim düzeyleri ve madde bağımlılığı gibi değişkenlerin suç üzerindeki etkileri de araştırılmalı/araştırılmaya devam edilmelidir. Ayrıca, il düzeyinde suç yeri, suça etki eden faktörlerin mekânsal ilişkileri ve suç dağılımının açıklanmasında da ayrıntılı coğrafî çalışmalara gereksinim bulunmaktadır. Suçun önlenmesi sadece güvenlik güçlerinin görevi olmamasından yola çıkıldığında, sivil toplum kuruluşlarının bu konuya katkıları, bireylerin kişisel duyarlılıklarının etkileri de belirlenmelidir.
    Teşekkür
    Asayiş suçları ile ilgili verilerin temininde gösterdikleri ilgi ve yardımlardan dolayı Emniyet Genel Müdürlüğü ve Samsun il Emniyet Müdürlüğü'ne teşekkür ederiz."

    alıntı: meb.gov.tr
    http://yayim.meb.gov.tr/d.../170/170/ali%20yilmaz.doc
    1 ...
  21. 7.
  22. chp ideolojisi içinde olan insanlar zaten, bu ülkenin okuma oranı en yüksek, çağdaş, aydın insanlarıdır. bu geçmişte de böyleydi, şimdi de böyle. tamamen doğru bir tespittir.
    0 ...
  23. 8.
  24. 9.
  25. oyleyse 2 kisiden biri egitimsiz mi diye sorulacak onermedir.
    1 ...
  26. 10.
  27. chp'nin halkı "aptal" yerine koymasına dayanak oluşturmak için uydurulmuş gerizekalılık ürünü tespit. bu düşünceye göre halkın bir kesimi demokratik, aydın, çağdaş, buna karşın diğer bir kesimi aptal, cahil, yobaz vs...

    bunların dünyada bir benzerini bulan varsa getirsin. dünyanın neresinde iki başlı bir demokrasi sistemi ve anlayışı var?
    0 ...
  28. 11.
  29. yanlış bir denklemdir. grafik çapraz gidiyordur. eğitim fikirlerini geliştirmiyorsa insanların burada bir sorun vardır demek. bu söylenen şunu gösterir ancak eğitim insanları yanlışa sürüklüyor. öyle değilse bu tespit yanlıştır.

    edit: anlaşılır olması açısından; eğer eğitim yükseldikçe chp oyları artıyorsa (deniz baykala rağmen) eğitim seviyesi oy oranlarında etkili değildir.
    1 ...
  30. 12.
  31. 13.
  32. chp'nin malum halini ve siyasetin gidişatını düşünürsek pek mümkün olmayan önermedir.
    0 ...
  33. 14.
  34. bu durum chp'nin çok şukela bir oluşum olmasından değil rakiplerinin çok şukela olmamasından kaynaklandığından şaşırılmaması gereken bir durumdur.
    0 ...
  35. 15.
  36. profesörde olsam chp'ye oy vermeyeceğime göre, benim için geçerli olmayan tespit..
    0 ...
  37. 16.
  38. (bkz: kaynak götüm) diyen bir arkadaş vardı nerde o, onu bulun getirin hemen açıklama bekliyor kamuoyu.
    0 ...
  39. 17.
  40. bir kez daha solun halktan ne kadar kopuk olduğunun göstergesidir.
    1 ...
  41. 18.
  42. darwinci, şeytan işi eğitimin ne kadar tehlikeli olduğunu gösteren sonuç.
    0 ...
  43. 19.
  44. Yerel seçimler için düğmeye basan CHP, 81 il başkanına “Seçmen Davranışı” kılavuzu hazırladı. Kılavuzda, eğitim ve gelir seviyesi yükseldikçe CHP’nin oylarının arttığı belirtildi

    CHP'nin il başkanları toplantısında 81 il başkanına "Seçimde Başarı için Seçmeni Tanımak" başlıklı broşür dağıtıldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sencer Ayata tarafından hazırlanan ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun önsözünde "Seçmen tabanımızı iyi tanımalıyız" uyarısı yaptığı broşürde şunlar yer aldı:

    EV KADINI: 2011 seçimlerinde yaşlı ve yoksul ev kadınları ağırlıkla AKP'ye oy verirken, özellikle eğitimli ve çalışan genç kadınlar büyük ölçüde CHP'ye oy verdi.
    Önemli istisnaları olmakla birlikte birçok ilimizde yerleşim yerleri küçükten büyüğe doğru ilerledikçe CHP'nin oy oranları basamak basamak yükselmektedir.

    BEYAZ YAKALI: Türkiye'de eğitim seviyesi yükseldikçe CHP'ye oy verme eğiliminin güçlendiği, AKP'ye oy verme eğiliminin zayıfladığı görülmektedir. Seçmenlerin gelir düzeyi yükseldikçe CHP'ye verilen destek artmakta, AKP'ye destek azalmaktadır. Çiftçi, esnaf, sanatkâr AKP'ye; doktor, hemşire ve mühendisler gibi meslek grupları CHP'ye oy veriyor.

    SOL: CHP seçmeninin önemli bir bölümü oy verme nedenlerini sosyal demokrat, sol, merkez sol, demokratik sol görüşü benimsemiş olmalarına bağlamaktadır. AKP seçmenleri arasında ise sağcılık, muhafazakârlık ve milliyetçilik ön plana çıkıyor.

    ALGI: Seçmenin partimize yönelik algıları her zaman olumlu olmayabilir. Özellikle iktidar partisinin CHP kimliği ve tarihine yönelik yürüttüğü propaganda CHP ile ilgili olumsuz algıları güçlendirici niteliktedir. Olumsuz algıyı değiştirecek sistemli çalışmalar yürütülmeli.

    GEÇMiŞ: Anne ve babası daha önce CHP'ye oy veren bir AKP seçmeninin yeniden CHP'ye kazandırılması daha kolay olabilmektedir.

    BATI: Araştırmalar doğu bölgelerindeki illerimizde esas olarak BDP ve AKP'ye yönelen Kürt oylarının, Kürtlerin yoğun olarak göçtüğü batı bölgelerinde daha çok sayıda parti arasında paylaşıldığını göstermektedir.

    ETNiK-DiNi: Aynı dili konuşan veya aynı dini inancı paylaşan kimselerin bu benzerliklerini aynı siyasi doğrultuda oy kullanarak ortaya koydukları, bunun da ötesinde etnik ve dini grupların kültürel farklılıklarının korunması ve tanınması için siyasi faaliyet yapmaları günümüzde daha belirgin bir eğilim haline geldi.

    Kılavuzda il başkanlarının da bölgelerinde seçmen davranışları ve CHP algısına ilişkin araştırmalarda bulunmaları ve gözlem yapmaları da istendi.
    HABERTÜRK
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük